Kendimde dahil tanıdığım bir çok Galatasaray'lı da şunu görüyorum.
Lig (veya takım) fark etmeksizin izlediğimiz maçlarda gözümüz ister istemez merkezde yer alan orta saha oyuncularına takılı kalıyor. Bunun sebebi takımda bulunmayan (10 yıldır) oyunu iki yönlü oynayabilen oyuncunun takım içinde yer almıyor veya devşirme işleminin başarısız olması denebilir rahatlıkla. (Elano'dan merkez orta saha yaratma)
Bu tip bir talep olup bunun üstüne genç bir orta saha oyuncusunu takıma kazandırılınca ister istemez 90 doğumlu bu orta saha oyunucusunu merak eder duruma geldik. Musa öyle sanıldığı üzere 'box-to-box' tarzı bir oyuncu profiline ulaşmış bir oyuncu değil. Musa savunmadan orta sahaya devşirilmiş bir oyuncu, box-to-box oyuncuların geçmiş kariyerlerinde yazan olmazsa olmaz ise 'forvet ve forvet arkası olarak başlayan'cümlesidir. Okan,Emre,Suat gibi...
Musa'nın yaratıcı özellikleri özellikle top ayağında olduğunda vasatın biraz üstünde yer alır, çabuk karar verilmesi gereken üçüncü bölgelerden pasla çıkabilecek oyun görüşü yoktur veya rakibin sıkı bir presi karşısında bileklerini konuştup rakiplerini ekarte edebilecek becerileriside bulunmamaktadır. İkinci bölgede kendisini boşa çıkartıp top alır ve doğru yere pasını aktarmaya çalışan görev adamıdır. Rakip kaleye hucum yapıldığı sıradaki dönen ikinci topları tamamlama beceresi istatistiklerede yansımıştır zaten. Musa öz güveni yüksek bir oyuncu maçın skoru'nun,onun futboluna olumlu veya olumsuz yansıması yoktur, bildiğini oynamaya çalışır.
Musa'nın savunma özellikleri için çok iyi şeyler söylemem gerekir, sonuçta savunma bölgesinden devşirme bir orta saha. İmza atmadan önceki savunma yönü nasıldı izlemediğim için bilmiyorum ama Musa'nın savunma anlayışını (imzadan sonra değişmemişse eğer) yetersiz buldum diyebilirim (veya isteksiz). Rakibe pres yapan oyuncu tipi değil, doğal olarak da ikili mücadele anlamında çata çat bir savaşı olmuyor. Rakip ataklarda rakibin cmf'si atağa çıktısa onunla gelmiyor pek.
Musa'nın transfer olduktan sonraki iddalı açıklamaları sonrası taraftarlarda ona karşı ister istemez bir büyük bir beklenti oluştu. Kişisel fikrim Musa'yı söylediklerine fazla kulak asmadan onun zamana ihtiyacı olduğunu bilip beklentilerimizi düşürmemiz gerektiğidir. Beklentilerin düşüklüğü karşısında Musa daha az baskı hissedip gelişimini daha çabuk ve hasarsız tamamlayabilir.
Genel olarak transfer politikamız hakkında olumlu düşünüyorum (G.Gönül'ü kaptırma sonrası oluşan), bu tarz genç transferler her zaman yapılmalıdır tutar veya tutmaz önemli değil. Bu transfer polikasının alt yapıda daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum, bu yüzden Derks'in sezon sonu oyuncu raporları yöneticiler tarafında ciddiye alınmalıdır. Aynı Barca'nın yaptığı gibi bütçemizin bir kısmını alt yapıya ayırıp 433 sistemine uygun niteliklere sahip olabilecek oyuncuları 8-14 yaş aralığında keşfedip akademiye kazandırıp eğitimini alt yaşlarda vermek gerekir.
not:Uğur'un izlerken bildiği Musa 92 doğumlu idi,92'li olduğunu düşünerek yazılan yazı ile 90' doğumlu olduğunu bilerek yazılan yazı da ister istemez negatif farklılıklar olabilir.
Gördüğünüz gibi Burak pek de pembe bir tablo çizmemiş, yani gelecek ve Galatasaray orta sahasını kurtaracak beklentisi içine girmenin mantıksız olduğunun altını çizmiş fakat Musa'yı şu kadro yapısında değerli bir rol oyuncusu kılabilecek detaylar da mevcut yazısında. Benim televizyondan izlediğim maçlarda en çok dikkatimi çeken ikinci topları iyi toparlaması ve hava hakimiyetiyle duran toplarda bir tehlike unsuru olarak öne çıkabilmesi. Bu özellikler belki çok mühim gözükmeyebilir ama iyi baskı kuran bir takım için hayat kurtaran detaylardır. Özellikle dönen topları alabilmek baskıyı devam ettirmek adına çok önemli ve Galatasaray'ın mevcut orta sahasında bu sezgiye sahip bir allahın kulu yok desem abartmış olmam herhalde. Dünkü Fenerbahçe maçında tribünde ilk serzenişi "Şu dönen topları biri alsın artık ya!" şeklinde olan bendeniz için elbette etkileyici bir oyuncu bu açıdan Musa. Duran toplarda da bir tehdide dönüşebiliyor olması makul ve oturaklı bir kadro yapısında 5+ gol bulabilecek, 21 yaşında bir orta saha alternatifini Galatasaray'ın kazanıyor olması demek, bu bir.
İkincisi Musa Çağıran transferinin Burak'ın da vurguladığı, benim de blogda yer bulan her transfer yazısında değindiğim gibi bir transfer stratejisi çerçevesinde okunabilir olması. Ekstra özellikleri olan fakat piyasada henüz ismi parlatılmamış genç yetenekleri makul fiyatlara almak ve onlardan faydalanmak şu ortamda yapılabilecek belki de en akıllı yerli transfer hamlesidir. Tuncay Şanlı, Mehmet Topal ve Gökhan Gönül bu transferlerin en iyi örnekleri. Bunun dışında bir dönem faydalı olan İbrahim Akın da vardı, yine Altay'dan gelen ve Beşiktaş'a bir dönem iyi katkı yapmıştı fakat gerisini oyun ve kişi karakteri gereği getiremedi. Daha sonra Barış Özbek ve Serkan Çalık'la bu denendi Galatasaray'da ve Barış'tan bu sezona kadar ciddi bir verim alındı, bu bile yanılma riskini göze alarak transfer yapılmasını makul Musa Çağıran bu topluluğun yeni üyesi olabilme potansiyeline sahip gençlerden birisi ve şu an için Galatasaray adına yeterli olmasa dahi alınması akılcı bir işti. Hoş, şu haliyle bile Galatasaray'da şans bulabilirdi demekten kendimi alamıyorum.
Musa'yı merak edenler için durum böyle. Sezon sonunda bir değerlendirme daha yaparız yine. Diğer kiralık gençler hakkında da bir şeyler yazmak istiyorum fakat çok dikkat çekici gelişmeler olmadığını da belirtmem lazım. Galatasaray'a dönebilecek durumda olan birisi yok gibi gözüküyor şimdilik...
Lig (veya takım) fark etmeksizin izlediğimiz maçlarda gözümüz ister istemez merkezde yer alan orta saha oyuncularına takılı kalıyor. Bunun sebebi takımda bulunmayan (10 yıldır) oyunu iki yönlü oynayabilen oyuncunun takım içinde yer almıyor veya devşirme işleminin başarısız olması denebilir rahatlıkla. (Elano'dan merkez orta saha yaratma)
Bu tip bir talep olup bunun üstüne genç bir orta saha oyuncusunu takıma kazandırılınca ister istemez 90 doğumlu bu orta saha oyunucusunu merak eder duruma geldik. Musa öyle sanıldığı üzere 'box-to-box' tarzı bir oyuncu profiline ulaşmış bir oyuncu değil. Musa savunmadan orta sahaya devşirilmiş bir oyuncu, box-to-box oyuncuların geçmiş kariyerlerinde yazan olmazsa olmaz ise 'forvet ve forvet arkası olarak başlayan'cümlesidir. Okan,Emre,Suat gibi...
Musa'nın yaratıcı özellikleri özellikle top ayağında olduğunda vasatın biraz üstünde yer alır, çabuk karar verilmesi gereken üçüncü bölgelerden pasla çıkabilecek oyun görüşü yoktur veya rakibin sıkı bir presi karşısında bileklerini konuştup rakiplerini ekarte edebilecek becerileriside bulunmamaktadır. İkinci bölgede kendisini boşa çıkartıp top alır ve doğru yere pasını aktarmaya çalışan görev adamıdır. Rakip kaleye hucum yapıldığı sıradaki dönen ikinci topları tamamlama beceresi istatistiklerede yansımıştır zaten. Musa öz güveni yüksek bir oyuncu maçın skoru'nun,onun futboluna olumlu veya olumsuz yansıması yoktur, bildiğini oynamaya çalışır.
Musa'nın savunma özellikleri için çok iyi şeyler söylemem gerekir, sonuçta savunma bölgesinden devşirme bir orta saha. İmza atmadan önceki savunma yönü nasıldı izlemediğim için bilmiyorum ama Musa'nın savunma anlayışını (imzadan sonra değişmemişse eğer) yetersiz buldum diyebilirim (veya isteksiz). Rakibe pres yapan oyuncu tipi değil, doğal olarak da ikili mücadele anlamında çata çat bir savaşı olmuyor. Rakip ataklarda rakibin cmf'si atağa çıktısa onunla gelmiyor pek.
Musa'nın transfer olduktan sonraki iddalı açıklamaları sonrası taraftarlarda ona karşı ister istemez bir büyük bir beklenti oluştu. Kişisel fikrim Musa'yı söylediklerine fazla kulak asmadan onun zamana ihtiyacı olduğunu bilip beklentilerimizi düşürmemiz gerektiğidir. Beklentilerin düşüklüğü karşısında Musa daha az baskı hissedip gelişimini daha çabuk ve hasarsız tamamlayabilir.
Genel olarak transfer politikamız hakkında olumlu düşünüyorum (G.Gönül'ü kaptırma sonrası oluşan), bu tarz genç transferler her zaman yapılmalıdır tutar veya tutmaz önemli değil. Bu transfer polikasının alt yapıda daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum, bu yüzden Derks'in sezon sonu oyuncu raporları yöneticiler tarafında ciddiye alınmalıdır. Aynı Barca'nın yaptığı gibi bütçemizin bir kısmını alt yapıya ayırıp 433 sistemine uygun niteliklere sahip olabilecek oyuncuları 8-14 yaş aralığında keşfedip akademiye kazandırıp eğitimini alt yaşlarda vermek gerekir.
not:Uğur'un izlerken bildiği Musa 92 doğumlu idi,92'li olduğunu düşünerek yazılan yazı ile 90' doğumlu olduğunu bilerek yazılan yazı da ister istemez negatif farklılıklar olabilir.
Gördüğünüz gibi Burak pek de pembe bir tablo çizmemiş, yani gelecek ve Galatasaray orta sahasını kurtaracak beklentisi içine girmenin mantıksız olduğunun altını çizmiş fakat Musa'yı şu kadro yapısında değerli bir rol oyuncusu kılabilecek detaylar da mevcut yazısında. Benim televizyondan izlediğim maçlarda en çok dikkatimi çeken ikinci topları iyi toparlaması ve hava hakimiyetiyle duran toplarda bir tehlike unsuru olarak öne çıkabilmesi. Bu özellikler belki çok mühim gözükmeyebilir ama iyi baskı kuran bir takım için hayat kurtaran detaylardır. Özellikle dönen topları alabilmek baskıyı devam ettirmek adına çok önemli ve Galatasaray'ın mevcut orta sahasında bu sezgiye sahip bir allahın kulu yok desem abartmış olmam herhalde. Dünkü Fenerbahçe maçında tribünde ilk serzenişi "Şu dönen topları biri alsın artık ya!" şeklinde olan bendeniz için elbette etkileyici bir oyuncu bu açıdan Musa. Duran toplarda da bir tehdide dönüşebiliyor olması makul ve oturaklı bir kadro yapısında 5+ gol bulabilecek, 21 yaşında bir orta saha alternatifini Galatasaray'ın kazanıyor olması demek, bu bir.
İkincisi Musa Çağıran transferinin Burak'ın da vurguladığı, benim de blogda yer bulan her transfer yazısında değindiğim gibi bir transfer stratejisi çerçevesinde okunabilir olması. Ekstra özellikleri olan fakat piyasada henüz ismi parlatılmamış genç yetenekleri makul fiyatlara almak ve onlardan faydalanmak şu ortamda yapılabilecek belki de en akıllı yerli transfer hamlesidir. Tuncay Şanlı, Mehmet Topal ve Gökhan Gönül bu transferlerin en iyi örnekleri. Bunun dışında bir dönem faydalı olan İbrahim Akın da vardı, yine Altay'dan gelen ve Beşiktaş'a bir dönem iyi katkı yapmıştı fakat gerisini oyun ve kişi karakteri gereği getiremedi. Daha sonra Barış Özbek ve Serkan Çalık'la bu denendi Galatasaray'da ve Barış'tan bu sezona kadar ciddi bir verim alındı, bu bile yanılma riskini göze alarak transfer yapılmasını makul Musa Çağıran bu topluluğun yeni üyesi olabilme potansiyeline sahip gençlerden birisi ve şu an için Galatasaray adına yeterli olmasa dahi alınması akılcı bir işti. Hoş, şu haliyle bile Galatasaray'da şans bulabilirdi demekten kendimi alamıyorum.
Musa'yı merak edenler için durum böyle. Sezon sonunda bir değerlendirme daha yaparız yine. Diğer kiralık gençler hakkında da bir şeyler yazmak istiyorum fakat çok dikkat çekici gelişmeler olmadığını da belirtmem lazım. Galatasaray'a dönebilecek durumda olan birisi yok gibi gözüküyor şimdilik...