Tekrardan “California, here we come” diyemiyoruz belki
ama Zekeriyaköy’e merhaba demek boynumuzun borcu… Yerli The OC, namıdiğer Medcezir
başladığından bu yana liseli günlerimizden kalma dizinin uyarlamasını elbette
izliyoruz. CNBC-e dilenciliğinin zirve günleri olan 2003-2005 arası dönemde
kendimizi kaptırdığımız Summer, pardon The OC’nin uyarlaması da kendi sınıfının
en sağlamlarından olmaya aday ve uyarlama ile çakma arasındaki ince çizgide
kalitesiyle birinci sınıfa daha çok uyuyor.
Tabii ki bu kadar dilendiğimiz dizinin orjinaliyle
uyarlaması arasındaki eşleşmeleri değerlendirmeden olmazdı, Rachel Bilson’ın
hatrı kalırdı.
Jenerik (Toygar
Işıklı) – 7.5/10: Aslına bakarsak jenerik gibi jenerik, melodi gibi melodi…
En kasılmalı, gerim gerim gerilimli anlara da iyi giden sağlam bir iş çıkarmış
Toygar Işıklı ama “Ya ben seni alırım Kaliforniya, ya da sen beni!!” diye
bağırtacak varoş isyanı eksik… “Kaaaaliforniyaaa, hiır vi kam!” diye anıramadıktan
sonra yerim öyle jeneriği demek durumundayız. Orjinalinin gölgesinde kalıyor
haliyle… Yeri gelmişken şuradan efsane jenerik şarkımızı da dinleyelim,dinletelim. Resmen dizinin tutma sebebi…
Ryan-Yaman
(Çağatay Ulusoy) – 8.5/10: Aslında Ayhan Akman’ı kıskandıracak kadar
olağanüstü bir değişim gerçekleştirip oyuncunun kralı olan Kıvanç Tatlıtuğ haricinde
mankenlikten yatay geçiş yapanlar hakkında önyargım yok değil ama Çağatay
Ulusoy tip özellikle de saç olarak net gitmiş Ryan’a, ismini de Yaman yapmışlar
zaten. Oyunculuğunu eleştireni çok gördüm ama öyle sopayla girilecek cinsten
değil, Ryan’a benzer tavırları var. Gerçi burada biraz daha masum çizmişler
gibi, sanki Ryan bir tık daha kabadayıydı. Yine de gideri var, olmuş denebilir.
4,5’tan 5.
Marissa-Mira
(Serenay Sarıkaya) – 9.5/10: The OC’yi The OC yapan Summer yani Rachel
Bilson’sa Medcezir’i dizi yapan da Serenay Sarıkaya… Uyarlama bir role bu kadar
iyi oturan az oyuncu gördüm, öyle oturmuş ki o rolden Mischa Barton gitsin bi’
çay koysun… Orjinalinden iyi, koşsa The OC’de oynarmış Serenay. Adı Mira biraz
zorlama olmuş ama hal, hareket, tavırlar… Net olmuş, güzel olmuş. Marissa
yetmezmiş gibi dizideki Summer açığına da el atmış, şimdi ona da geleceğiz
zaten. 9.5 veriyorum, derslerine çalışmayı bırakmasın, Mischa gibi salıp keşe
bağlamasın sonra…
Seth-Mert (Taner
Ölmez) – 7/10: Aslında ilk görüşte tipe bakarak “Otur sıfır” diyesim
gelmedi değil ama tanıdıkça biraz daha tolere edilebilir buldum ben Mert’i ya
da Seth’i… Tabii işin şöyle bir boyutu da var. Seth karakteri orijinal dizide
beklenenin çok ötesinde ilgi görmüş, Adam Brody oyunculuğuyla Seth Cohen’i
bildiğin ikon haline getirmişti. Taner Ölmez elinden geleni yapsa da Seth
çizgisini tutturması söz konusu olacak gibi değil, üstelik burada başroldeki
Çağatay Ulusoy, orijinal Ryan’dan çok daha göz önünde olacak gibi. The OC’nin
aslında amiral gemisi olan Seth-Summer ilişkisi burada daha geride planda
olacak. O yüzden oyunculuğuna sonradan ısınsam da Taner Ölmez’in sempatik
hareketlerine en fazla 7 çalışır.
Summer-Eylül
(Hazar Ergüçlü) – 7.5/10: Aslında Hazar Ergüçlü’yü Kuzey Güney’deki Simay karakterinin
tüm şirretliklerine, paçozluklarına rağmen tanıdık, sevdik… Aslında onun da
hikayesi bildiğim kadarıyla Rachel Bilson’la benzer. Rachel da aslında dizide
ufak bir rol yazılmışken ortaya koyduğu performans ve çektiği ilgiyle başrol
kadrosuna dahil olmuş birisi… Hazar Ergüçlü de aynı işi Simay karakteriyle
yapmıştı ama burada işi zor. Hem Serenay Sarıkaya çok baskın, hem de Summer
etkisini görebilmiş değiliz. Bir de Obi-Wan Kenobi için “Yaşlı bebek”
dedirtmişler kardeşim! Kişisel Rachel Bilson hayranlığım da eklenince notunu
biraz kırptık ama Hazar Ergüçlü iyidir. Önümüzdeki haftalardaki performansıyla
kadroyu zorlar diye umuyoruz.
Sandy-Selim (Barış
Falay) – 9/10: Güvenilir konuşma tonu, sağlam kişilik, babacan bir şefkat…
Barış Falay’dan taş gibi Sandy Cohen olmuş. Tip olarak değil belki ama
karaktere çok uygun, hatta karaktere güzel bir yorum da katmış oyunculuğuyla.
Sadece ve sadece yapılabilecek olası kaş diyaloglarına uymaması notunu azcık
kırdırdı. Yoksa “Saygılar abi” der, çekilirim.
Kirsten-Ender
(Mine Tugay) – 9.5/10: Mine Tugay’a zaten ailecek hastasıyız, burada baya
baya efsane olmuş role. O da orjinalinden iyi olmaya aday, Kirsten’in
tavırlarını direk Mine Tugay’dan okuyabiliyorsunuz. Elbette 10 vermiyoruz ama
10 numara oyunculuk, 10 numara uyarlama. Sınıfın en çalışkan öğrencisi Mine
Tugay diyebiliriz.
Julie-Sude (Şebnem
Dönmez) – 9/10: Finali de Julie Cooper'la yapmak şarttı! Şimdi ergenlik yapıp tüm kadınlara bol keseden puanı
dağıtmışsın Uğur diyebilirsiniz ama harbiden olmuş hepsi… Bence canlandırılması
en zor karakterlerden biri de Julie “Dragon” Cooper’dı ama Şebnem Dönmez mis
gibi yerli Julie olarak çıktı karşımıza. Tamam, belki esmer değil ama
karakterse karakter, güzellikse o zaten hiç gitmiyor. En iyi uyarlama
diyememekle beraber çok iyi demekte bir sakınca yok.