Çok sevdiğiniz bir dizinin ilk bölümünü beklemek çok keyiflidir ama genelde beklediği tempoyu, hızı bulamaz. Bir hikaye sonlanmış, yenisi kurgulanmak üzeredir çünkü. Eğer bu dizinin adını Galatasaray koyuyorsak bugün izlediğimiz ancak Galatasaray'ın geçen sezonunun özetidir ki maç öncesi ilk 11'ler açıklandığında bu dizinin 'yerli' bir dizi olduğunu, sıkıcı ve uzun bir özet izleyeceğimizi anlamayan yoktu herhalde. Mustafa Sarp, Barış Özbek, Ayhan Akman... Galatasaray'ı geçen sene yakan orta saha kurgusu iş başındaydı, görev yine esas oğlan Arda Turan'a kalmıştı.
Aykut, Sabri, Neill, Servet, Hakan Balta, Barış (Dk.82 Loric Cana), Mustafa Sarp, Ayhan Akman, Serdar Özkan (Dk.58 Pino), Arda Turan, Mehmet Batdal (Dk.67 Harry Kewell)
Frank Rijkaard'ın aklından geçeni okumakta zorlansam da bir mantığa oturtabiliyor ancak bu kez de bu düşünce biçimine katılmakta zorluk çekiyorum. Hazırlık maçlarında Lorik Cana, Musa Çağıran gibi isimleri ısrarla oynatan, Ufuk Ceylan'ı takıma ısıtan Frank Rijkaard'ın, Fenerbahçe maçına Serkan Kurtuluş'la çıkan Rijkaard'ın tutup da OFK Belgrad maçına geçen seneden ne oynadığı belli olan 10 adet yerli oyuncuyla çıkmasının ne anlamı olabilir ki? Bu resmi maç, daha güvenilir ve birbiriyle oynamaya alışmış oyuncular topluluğu belki kağıt üstünde mantıklı ama bu oyuncular zaten bir bütün halinde hareket edecek oyun zekasına ve yeteneğine sahip olmadığı için Galatasaray geçen seneyi kaybetmedi mi? Bugün maç çok rahat 2-0, 3-0 Galatasaray lehine de bitebilirdi, normal şartlarda da biterdi ama skor ne olursa olsun yazmak istediğim birkaç şey vardı, şimdi tesptini netleştirmek daha da kolay oldu.
Hazırlık değil zorunluluk pasları
Galatasaray'ın ve tribündeki taraftarın bitmek bilmeyen çilesi bu paslar. Arka taraftaki oyuncular tek tek iyi pasör olmadığı gibi yerleşim, topu isteme ve hızlı tercih yapma konusunda da facia bir topluluk olduğu için Galatasaray'ın topu oyuna sokması ve yönlendirmesi, tamamen karambole gerçekleşen ve topu bir şekilde ön tarafa iletme çabası olarak sahada vücut bulan garip bir seans. Hazırlıktan çok zorunluluk pasları bunlar ve tribünden baktığınızda bir sonraki pasın nereye ne kadar geç gideceğini, rakip oyuncuların bir hatta iki sonraki pasın ne olacağını çok rahat bir şekilde okuyup topu alacak oyuncuyu sadece yaklaşarak bozabildikleri sahneleri tekrar ve tekrar izliyoruz. Ön tarafa Messi de gelse, Arda Turan kendini de aşsa bu problemi belli ölçülerde tolere etmek dışında yapabilecek bir şey yok. Bu jenerasyon yerini yenisine bırakana kadar bu çileyi çekeceğiz gibi duruyor.
Orhan Ak ekolü: Gölge Markaj
Bu problem daha çok orta saha üçlü/dörtlüsünün sertliği ve bütünlüğü ile ilgili olsa da bugün sahada yansımasını çok net gördüğümüz bir başka problem. Lorik Cana'nın gelişinde havalara uçmamız boşuna değildi çünkü tam da bu soruna ilaç niteliğinde bir adamdı Cana. Yanına doğru eklemeler yapılırsa da Galatasaray'ın diğer sorunlarının çözülmesine de yardımcı olacak türde bir yapı oluşturabilir takım ancak bunun için sanırım biraz beklememiz gerekecek. Bugün gördük ki Frank Rijkaard geçen seneki iç orta saha gazileri Ayhan, Sarp ve Barış'ı henüz silmemiş ve bu oyuncular orta sahayı bir tampon bölge haline getirmekten çok uzaklar. Barcelona sözü dillerden düşmüyor ama hem İspanya, hem Barcelona oyun felsefesinde önce topu rakibe kaptırınca doğru bir alan daraltmasıyla rakip baskılanır ve top geri kazanılır. Galatasaray'da top rakibe verilince top seyahate çıkıyor, rakip oyuncuların yanında refakatçi kılıklı oyunculara aldırmadan bir anda kale önüne kadar geliyorlar. Edilgen savunma demiştim ben geçen sene buna. Galatasaray'da bu işin atası Orhan Ak'tı, TRT'nin sloganı gibi "Orhan Ak'a 90 dakikalık saygı duruşu devam ediyor" minvalinde bir maç oldu.
Aykut Erçetin-Çizgi Aşkı
Galatasaray kalesinin Aykut Erçetin'e teslim etmenin nasıl büyük bir hata olduğunu daha kaç kez tecrübe etmemiz gerekiyor bilmiyorum ama biz söylemekten bıktık, Aykut çizgiden ayrılmamak uğruna gol yemekten bıkmadı. Galatasaray'ın Steaua Bükreş macerasını bitiren Aykut Erçetin, bu kez Avrupa sezonunu da büyük ölçüde riske soktu. Hele kornerde topa çıkmayışı akıl alır gibi değil. Bu aşk devam ettiği sürece de eldivenler Aykut'a yâr olmayacak, olmamalı. İstediği kadar hata yapsın, Galatasaray kalesinin teslim edileceği kişi bellidir: Ufuk Ceylan. İki kere iki, dört...
Kadronun Galatasaray idealinden uzaklığı gibi bir notu düşmekle birlikte takımın arkasının sağlam olmadığını net bir şekilde tecrübe ettik, hatırladık. Yine de bugün sahada ortaya farklı bir şeyler koyan isimler de yok değildi. İlk yarıda kendi başına bir şeyler yapmaya çalışan, topu kazandığında Serdar Özkan'la 2'ye 1'lerle iyi pozisyonlar üreten, kendini toplamış bir Arda Turan, ikinci yarı kendine hayran bırakan bir Harry Kewell vardı. Özellikle Kewell'ın Pino'yu oyuna sokuşu, eskisi gibi değil tezlerine inat merkez forvet rolünü harika oynamasıyla bence maçın en iyi ismiydi Galatasaray adına. Şu transfer döneminde yapılmış en olumlu hamlelerden biri, zaten yazmıştık sözleşme imzalanınca.
Pino'nun da takıma yabancılık çektiğini, Kewell'la paslaşmaya başlayınca oyun içine daha rahat girdiğini gördük. Sağ çizgiden feci yardırışlarıyla iş görebilecek bir parça olduğu hissini verdi bana. Çok çabuk hızlanıyor ve rakibin ters ayağına topu sürerek belini çok rahat kırabiliyor. Temel sorunu son pası vermekte zorlanması gibi gözüktü ama 30 dakikalık analizle olacak iş değil tabii. Takımı tanımıyor, arkadaşlarını tanımıyor. Genel karakterini çözmek için daha fazla izlemek gerek. Yalnız deparlarından sonra en az birer dakika soluklandığını da ekleyeyim. Turbo kullandığı zaman yerine bakacak uyanık birileri de lazım.
Tüm bu verilerin de ötesinde Galatasaray sahadan hakikaten kötü bir skorla ayrıldı. İçeride alınan 2-2'lik beraberlik rakibin gücünden bağımsız olarak insiyatifi karşı tarafa verir. 0-0 da 1-1 de şu anda OFK Belgrad'ı turlatır. Ben hâlâ ihtimal vermemekle birlikte Galatasaray'ın şu strese girmesinin bile bir çeşit hakaret olduğunu düşünenlerdenim. En son 2-2'lik iç saha maçı Steaua Bükreş'ti ve sonucunun ne olduğu hâlâ akıllarda. Aykut Erçetin'in laneti yakalamaz umarım takımı.
28 yorum:
Filmin en heyecanli yerinde giren reklamlari Mustafa Sarp'tan daha cok seviyorum.
Bu macla ilk kez Batdali dogru durust izleme firsatim oldu. Ve kafama takilan birsey.
Oglan sanki biraz korkarak oynuyor gibi. Yani sanki birsey onu tutuyor gibi. Mesela bir posisyonda rakip defans onun ustune binip onun atlamasini engeliyordu, cok bariz. Ve Batdal hakeme hic ihtiraz etmedi. Ve gol kacirinca fazla uzulmuyor gibi(bu kötu birsey olmasina gerek yok aslinda).
Insallah Gilardino'ya Milan formasinin fazla agir geldigi gibi, ona bizim forma agir gelmez ve o yuku tasiyabilir.
Skor 2-0 olsaydı neler yazılacaktı çok merak ediyorum. Galatasaray maçına baktığımızda şöyle bir şey görmedim açık söylemek gerekirse: Galatasaray'ın üzerine çokça gelen bir OFK bu yüzden top yapmakta zorlanan Galatasaray ve karşılıklı atılan gollerle sonuçlanan maç. Böyle bir şey yoktu. Olan:iki duran top ve iki goldür. Ben ne kadar eleştirseniz de Galatasaray orta sahasının çok kötü oynadığına inanmıyorum bu maçta. Özellikle Ayhan yaşına rağmen en oturaklı futbolcuydu. Barış ve Sarp da ellerinden geleni yaptılar. Mesele Sami Yen'de öne geçilen maçlardaki uyurgezerlik hali. Valla kızan kızsın ama taraftar takımı resmen uyutuyor. Takımın son dakikalara canlı girmeyişinin sebebi susan, mıy mıy Sami Yen tribünleridir. Aynı tempoda dakikalarca söylenen zoraki bir marş sadece golde ayağa kalkan seyirci ve sonrasında uyutan tezahürat. 3 sezondur benzer durumlar yaşıyoruz. Fener maçını hatırlayın. Selçuk'un golünden sonra sanki ölü çıktı sahadan. yok böyle bir sessizlik. Tribünün maçı izlemesine anlam veremiyorum. Taraftar son dakikaya kadar bağırmalıdır. Böyle bir organizasyonu tribünlerde yapamayan bir camia saha içinden de bir şey beklemesin kanımca
Eeyore, bu üç madde maçın ortasında aklımdaydı. 2-0 bitse bu kadar keskin yazmazdım belki ama yine de madde madde yazacaktım, yazıda da belirttim.
"Bugün maç çok rahat 2-0, 3-0 Galatasaray lehine de bitebilirdi, normal şartlarda da biterdi ama skor ne olursa olsun yazmak istediğim birkaç şey vardı, şimdi tesptini netleştirmek daha da kolay oldu."
pclion yanlış anlama yazdıklarım direkt yazınla ilgili değildi. aslında bu sözleri bana söyleten genel itibariyle bütün bloglarda hakim olan skor üstüne yorumlardı.
ve açıkçası olayın tribün boyutlarına ilişkin kimsenin bir şeyleri kaleme almayışı"acaba bende mi bir şey var" sorusunu sordurdu bana.
aykut için not:
aykut'a maç içerisinde çok sinirlenmeme rağmen sakin kafayla özetleri izlediğimde iki golde de hatasının olmadığına kanaat getirdim.ilk golde top oyuncuya çarparak yön değiştirmiş. ikinci goldeyse takım olarak adam paylaşımını yapmayış adeta uyuyuş söz konusu. tamam belki çıkıp alabilir diye düşünüyoruz o topu ancak yine de bir futbolcu o kadar boş kalmamalıydı.
bu çocuklarda melekeler ölmüş zamanla. hiç maç yapmayan bir kalecinin reflexleri zayıflar hatta ölür demişti bir programda Hayro. Haklı sanırım. Bence Ufuk ya da Aykutta ısrar edilmeli, sürekli oynatılmalılar
Ya arkadaslar ben bjkliyim.Ama bu kuralar cekildigi zaman ben tirsmistim zaten.Bu takimlar ekol takimlari zayifda olsalar belli bir sistem icinde oynuyorlar.Gs macini seyredemedim ama bjkinda dunku fbden hic farki yoktu!!!Bizim takimlar ne yazikki cok hazirliksiz yakalandilar ben 2. maclardanda 3 takimimiz adina korkuyorum.Birde serdar ozkan ve gokhan zandan acilen kurtulun rjkardi birileri uyarmali yaziktir emre colaklara aydin yilmazlara ya biz denedik adami 3 seneye yakin sinirsiz krediyle ondan bir sey olmaz!!!Insallah 3ude tur atlar.
şimdi uğur kardeşim benim tespitim şu rijkaard bu üçlüyü yönetimin gözüne batırarak mesaj veriyor bu ortasahayla olmaz diye birde bu takımın öncelikli hedefi orta saha rotasyonunu kurmak değilmiydi niye bütün taşlar yerinden oynatıldı şimdi bu takım 2 forvetmi oynasın forvete mi ihtiyacı var ortasahaya mı ? bence orta saha ama birde senin kaleminden görelim
Ayhan tespitine katılmıyorum sonuçta ayhanda elano ile oynamdı barışla oynadı oyun kurucu olarak.Emrenin girmemesine şaşırdım.
Birde şu taraftar meselesine hiç girmemeni anlaya bilmiş değilim 2-1 oluyor tur gittimiş gibi çıt yok uğultular var!!!
M.Batal her maç olduğu gibi ümit verdi.(ardaş itiraz etmiyor çok sakin demiş kendisi biraz içine kapanık bir arkadaş gibi antremanda basına çıktığında ki hal ve hareketlerinden anladığım üzere.)
Bana göre en ilginci Kewellı hazırlık kampının sonunda gelmesine rağmen takımı ile hazırlık kampı geçirmiş pino kadar iyidi fiziği nerdeyse kewell yine kendini hazırlamış bu sezona burdan anladığım.
Bilmiyorum ben mi çok ümitli bakıyorum ama açıkçası pino ilk maçı için bana çok iyi geldi 2 golde payı vardı sola geçti şut denemeri vardı ceza sahası içinde topu çok çabuk çekebildi saha sola ama keitada olan çizgiye indinmi 10 ortadan 2sinin ancak içeriyi bulma olayı bu arkadaştada var belki takıma alışmadı ondandır.
Uğur iyi yazmışın güzel yazmışında bu maç için değil gelecek maçlar için bi uyarı yazısı olmuş.Maç hakkında konuşucak bişiyok 2-0 öne geçip aman sıkıldı gitsek diyen bi takım maç bitmeden gidersen böyle olursun diyen bi karşı takım ve mükemmel taraftar harikalardı hakkikaten seninde deyinmemen ayıp olmuş bu taraftara çok katkı sağladılar karşı tarafa bunlardan dolayı kızanlar olucaktır bana ama deplasmana gidicez 15bin kişilik statları var bi onları izleyelim bakalım kim daha ev sayibi anlayalım.
açıkcası yenilmek, yenmek pek umurumda değil. benim kafaya taktığım, ağrıma giden şey, rijkaard beyfendinin bizimle resmen dalga geçmesi. geçen sene bu adamı koruduk, takımı toplayacak düzeltecek seneye dedik. ilk yıl şampiyon olmasak da olur dedik. ama bir insan 1 yıl boyunca hiç mi bir şey öğrenmez arkadaş? zaten geçen sene ağzımıza sıçan o muhteşem üçlüyü yine oynatmak taraftara küfürdür resmen.
zaten kadroyu gördüm gs tv'de, iyiki gitmemişim maça dedim. başlarda mustafa-barış ve ayhan'a küfür ediyordum ama sonra durdum. dedim ki, ulan bu adamların suçu ne? suç onları oynatan zihniyette. emre çolak'a, cumhur'a, musa'ya bu kadar şans verse, hiç abartmıyorum bu çocuklar yıldız olur.
rijkaard beyfendi kendisiyle çelişiyor. dinamik pasa dayalı bir oyun istediğini her defasında söylüyor ama gidip, en saçma adamları oynatıyor. yahu bir orta saha hiç mi 5 tane üst üste pas yapamaz. evet yapamadı bizimkiler. gariptir, bizim bu üçlüde geriye oynama sevdası bir türlü geçmiyor. topu alan geriye ya da yana oynuyor. 1 senedir bunları gören rijkaard ise hala daha bunları oynatarak bizi aptal yerine koyuyor.
hiç kimse kusura bakmasın ama benim rijkaard'a güvenim gün geçtikçe azalıyor. bu adam hollanda'lı. hollandalı'lar tartışmayı, doğruyu aramayı, sorgulamayı sever ama bu adam hala aynı ya. bir bok öğrenmemiş afedersiniz.
son sözlerim de, adnan polat ve adnan sezgin'e gelsin. be arkadaş, transfer için vaktimiz var diyorlar hala. ulan ne vakti. zaten 16m euro gibi bi para kazandınız transferden. 6'sını harcadınız. elinizde sıcak para olduğu halde hala 200 bin dolarların hesabını yaparak vakit geçiriyorsunuz. adnan sezgin her zaman yaptığı gibi 28 ağustos gecesi kucağımıza inamoto tipinde bir adam bırakacak. işte transfer diyecek. ulan mezardan dedem kalksa gelse bedavaya oynarım dese alırlar onu. ne kadar beleşçi arkadaş bu adamlar.
he bir de yemin ettim. o üçlünün oynadığı herhangi bir maça değil gitmek, izlemeyeceğim bile. zira şu genç yaşımda sinirden çıldırmak istemiyorum. ayrıca rijkaard'a gidip, are you manager? diye sormamak için kendimi zor tutuyorum.
saygılarımla.
Bence kalecilerin çalıştırılmasında da sıkıntı var. Galatasaray'a hangi kaleci gelse altıpas'ın dışına adım atmıyor.
Ufuk'u da beğenmiyorsa Rijkaard, Emirhan'ı oynatsın şu golleri Emirhan yese kimse ses çıkarmaz. Aykut artık tütekiyor kendisini.
Bir de Cana'nın kilo fazlası olduğu çıktı medya da 45 dakika oynayabilmişti zaten. Kondisyon olarak hazır olmayabilir o. Musa konusu da hazırlmık maçlarında pek etklii değildi. Fenerbahçe maçında da heyecanlıydı belki böyle bi maçta Ayhan'ın tecrübesine güvenmiştir Rijkaard. En azından bir senedir benimle çalışıyor diye...
Ayhan ve Barışın bariz bir şekilde, halısahada yapılmayacak pas hatası yaptığını gördüm, hatta direk rakibi görerek ayaklarına topu bıraktılar. Yeteneksizliklerinin yanı sıra konsantrasyon problemleri var,
Mehmet Batdal yaprak gibi savruluyor, o fiziğe göre çok zayıf kalıyor hamleleri, ör;baros'un olsaydı iki katı yıpratırdı rakibini,
Dün maçı ASY kapalısında izledim, taraftar çok kötü,işiniz izlemek değil bağırmak diyen arkadaşlarımın eleştirilerini haklı bulmuyorum, tribünler arası uyum sorunu olasada her tribün elinden geleni yapmaya çalıştı, bu eleştirileri yapan kişiler umarım Ali Sami Yen'de izliyorlardır maçlarını,
Hazırlık kampında ne yedirdiler bilemiyorum ama dün M.Sarp dışında tüm takımın kilo almış göründüğünü de söylemeliyim.
bu 3 orta sahayı Rijkaard'ın sürmesinin sebebi "kör göze parmak sokmak" olarak görülse de, aynı şeyi yapan daum'un sonunun ne olduğunu hatırlatıyroum,
ya bu kadroyla olmaz, ya da bu kadroya rijkaard olmaz
Öncelikle şunu söyleyeyim, maçı izleyemedim.Maçı geçtim özetini dahi izleyemedim.Gazetede çıkan yazılar ve sizin yorumlarınız üzerine vardığım sonuç, takıma hala güveniyorum.Rijkard'ın çok iyi bir teknik direktör olduğunu düşünüyorum.Adamın bir kere duruşunun farklı, analizlerinin farklı olduğunu, her şekilde takıma katkı sağladığını düşünüyorum.Umarım yönetim ve taraftar gerekli sabrı gösterir.
Heneyse, benim olayım D-smart ve GS TV ile ilgili;
Türkiye süper liginden bir takım avrupa kupalarında maç yapıyor Ali Samiyen'de, maçın özetini geçtim,skorunu bile göremiyorsunuz hiç bir kanalda.Maç bitiyor,maçın özetini bulamadım.Yok!NTV gece 2.30 da haber geçti perşembe akşamı göstereceklermiş maçı..Yuh!Anca internette bir yerde golleri izleyebildim.GS Tv ye üye olayım dedim.Kredi Kartıyla ilgili problem,olamadım.Nedir bu yahu.Hadi alıştık lig maçlarını şifreli kanallardan izlemeye ama bu kadarı da ayıp.Bırakın Avrupa maçlarını ülke kanallarından doyasıya seyredelim.İşin kötü yanı bir akım oluşmazsa bu işin sonunda dünya kupaları,milli maçlar vs..parası olmayanlar seyredemez hale gelecek.Aylık 5 TL ye GS TV ye abone olmaktan kaçınmam, ama takımın maç özetlerini bile böyle satan bir uygulamaya da sokarım arkadaş...
aykut üzerine konuşmak zamanı boşa harcamakla eş değer.
Esas yönetim hataları ve taraftarın maçtan bağımsız ve gereksiz tezahuratlarıdır, bu ilk maçın en bariz eksiklikleri. Şu taraftar grupları neden böyle anlamak mümkün değil? Biraz maçın içinde olmaları yeterli oysaki!!!
Sezgin transferleri açıklar yakında da o zaman da onları münasip yerinde oynatsın. Gereksiz yere uzattı herşeyi yine Bir sezgin klasiği...
kaleci yetersiz, orta saha yetersiz, forvete oyuncu lazım, kanatlarda rotasyon lazım bunlar geçen seneden kalma dertler neden gereği yapılmadı?
zamanında transfer yapamayan yönetimden daha suçlu olmayan sarp, barış, ayhan orta sahası ise ellerinden geleni yapmalarına rağmen futbol akıllarının yetersiz olması sebebi ile onları çok fazla da eleştirmek veya beklentiye girmek yanlış olur.
İmkanı olan Belgrad'a maça gitsin, çünkü bu sene avrupa liginde oynayacağımız son maç olacak...
bence galatasaray ın elenmesi hayırlı olur amaç sadece lig olmalı, avrupa ligi angarya ve yorucu bence esas amaç lig şampiyonluğu ile şampiyonlar ligi olmalı
Uğur dün maçın 11'ini görünce cafeden çıkıp eve gitmek istedim.Zira Mustafa sarp-ayhan özelinde takımın sabote edlircesine sahte koşular presler ve yanlış paslar yapıldığını hissediyorum..
Şöyle bir tezim vardı geçen yıl,Mustafa Sarp'la başlanan her maçı kazanma şansımız en fazla %30 dur,,Bu tezimi herkesle tartışmaya hazrım,adamı zilerken midem bulanıyor resmen..
neyse,GS izleme olaynı artık bir kenara bırakıyorum,bu Sarp-ayhan takımdan uzaklaşıncaya kadar kepengi kapatyorum,sağlıcakla..
Sergen in demişliği sıkıntı var Rijkaard ne yapmaya çalışıyo yoksa biz türklerde herşeyin altında bişey aramaktan ileri gelen yönetime mesajmı göndermeye çalışıyo anlamak güç bu kadronun iş yapmadığını hem yönetim hem taraftar hemde Arda ve Neill gibi aklı başında futbolcular biliyo asıl soru Rijkaard o ne biliyo daha doğrusu ne bilmek istiyo.
Beklenen oldu.. Bir sezon yapılandırılması nasıl kötü yapılır dersinin OFK Belgrad maçı özelinde bir yansımasıydı sadece. Baş sorumlu yönetim, bu sürece seyirci kaldığı için Rijkaard bir diğer sorumlu. Futbolcular ise belki de en az suçlu olanlar..
Galatasaray taraftarı transfer yapılsa da yapılmasa da aşağı yukarı bu futbolu izleyecek bu sezon ki aslında müstahak. Yönetim şakşakçılığını gelenek haline getirmiş, pankartlarla Haldun Üstünel'e selam çakan,maçtan kopuk birbirinden ruhsuz ve sıkıcı tezahüratları 15-20 dakikalık aralıksız periyotlar eşliğinde söyleyerek takımını sabote eden, yapılan ilk hatalı harekette oyuncusunu yuhalamaya başlayan bir taraftar.
Şayet Belgrad'a elenirsek ben Rijkaard'ın istifa etmesini bekliyorum. Zira Rijkaard kariyerindeki bir hocanın neden bu kadar kötü yönetilen bir takımda çalışmak istediğini (para faktörünü bir kenara bırakırsak) anlayamıyorum.
Dün Galatasaray'da geçtiğimiz sezondan eksik olan tek şey Keita'ydı. Keitalı bir Galatasaray dün gece çok farklı bir skora giderdi. Ancak şüphesiz değişen fazla bir şey olmazdı bu yönetim ve sezon plansızlığıyla.
UEFA kriterlerini çarçur edilen milyon dolarlardan sonra hatırlayan yönetimin önünde bir seçenek var. Bu takımın Avrupa Liginde gidebileceği en ileri nokta üzerinden bir gelir hesabı yapsın karşısına ise Avrupa'ya yapılacak yol ve otel masraflarını, futbolculara verilecek primler, sakatlıklardan doğabilecek gizli maliyetleri yerleştirsin. Şayet kar fazla olmayacaksa da hiç kasmasın takım direk elenelim Belgrad'a..
Zira benim şahsi fikrime göre Adnan Sezgin üsulü sezon planlaması böyle birşey..
Pino bir pozisyonda ceza sahasina girdi Kewell'a cikartmak istedi savunmadan gecmedi arkada pinonun gøremeyecegi yerde Arda dikelmis ellerini aciyor bana niye cikarmadin diye??? bu oyuncular 45 diye tabir edilen bir sey duymadilarmi? penalti noktasinin ustunde dursa bile Pino onu gørur verirdi ama kimse acik yerde durmuyor birilerinin arkasinda sakli...calisacaklari cok sey var ama bakalim ne zaman øgrenecekler!
ben maca bakmadim hali sahaya gittim, en iyisini yapmisim ha :)
Walla rijkarda laf edenler var ama eline 2 tane adam gibi ortasaha oyuncusunu transfer edip veremiyenlere gık yok rijkardın özeliği nedir fatih terim gibi yoksuluktan büyük şeyler çıkarmaz ama tam bir takımı en iyi oynatabilicek adamdır onu herkez yapar demiyelim gördğmüz üzere fatih terim yoksulluklar adamı milanda dayanamadı.Rijkardı niye getirdik emre çolak ı çoğumuz adını duymadığı adamı 2 sene için de uefa ön elemesinde oynatmak 17-18 yaşındaki musayı hemen takıma alışmadan uefada oynatmak için mi anlamış deyilim rijkardı getirirken neler yapabilceğini biliyorduk peki gelince niye şaşırıyoruz rijkard çok iyi bir teknik adam anlamamız zor çünkü biz iyi teknik adamları değilde arabesk krallarını seviyoruz rijkard takım kalitesiz dediğince rijkarda sallayanlar 10-15 gün sonra doğru söylüyor dedi anladığımız kadarıyla bazı insanları anlamamız hala zaman alıyor.Elanoda gitti dersek 3 ilk 11 satıp hala ilk 11 hiç bir oyuncu adapte edemedik ve bu transferin gecikmesinden kaynaklanıyor rijkardan değil 3 adam satıp 5 adam almayı planlayan ve bunu çok iyi sananlar ile bu takımı kalitesiz bulan ve iyileştirmek istiyen rijkard arsındaki farkı anlamak ve için ne kadar zaman lazım ama anladığım kadarıyla daha çoook zaman lazım.
Bu sezonun ilk resmi maçı olmasına rağmen, taraftar maça fazla ilgi göstermedi. Rakibin gücüne güvenip ''Nasıl olsa kazanırız'' yanılgısına kapılanlar, maçı evde izlemeyi tercih etti ve böyle düşünenlerin sayısa oldukça fazlaydı.
Rakibin gücü kısıtlı. Sadece defans yapmaya çalışan, bulduğu kontra ataklarla gol bulmayı düşünen bir takım. Zaten teknik direktörleri de maç öncesi bunu doğrular nitelikte açıklamalar yaptı.
Galatasaray'da Dünya Kupası'ndan kalma Elano ve sakatlıkları devam eden Gökhan Zan, Aydın Yılmaz, Milan Baros gibi isimler kadroda yoktu. Elano'nun durumu belirsizliğini korurken, takımda kalacağı neredeyse kesinleşti. Bu vakte kadar beklenmesinin sebebi de ''Bir teklif gelir de satarız'' düşüncesiydi. Teklif gelmeyince mecburen takımda kaldı.
Maça ilk onbirde sahaya başlayacak isimler açıklandığında, karşılaşmayı takip edenlerin büyük çoğunluğu Mustafa Sarp, Barış Özbek ve Ayhan Akman üçlüsünün, Galatasaray'ın oynadığı/oynamak istediği sisteme uygun olmadığı kanısındaydı. Bu, bir bakıma haklı bir serzenişti. Sonuçta, taraftara geçtiğimiz sezon çoğu maçta ''Ah, vah'' çektiren bu üçlüydü. Fakat kimse söyleyemez ki ''Koşmuyor, pres yapmıyorlar''.
Barış'ın bugüne kadar Galatasaray'da tutunabilmesi, forma şansı bulabilmesi tamamen bitmek, tükenmek bilmeyen koşu ve pres gücüne dayanıyor.
...
Aslında yazı devam ediyor ama blogger müsade etmiyor. Okumak isteyenler buyursunlar;
http://surrealistadam.blogspot.com/2010/07/skor-degil-muhim-olan-oyun-galatasaray2.html
@kaan
hay ağzına sağlık kardeşim %100 katılıyorum
Aykut kaleci falan değil...
Batdal çok ümit veriyor, her pozisyonda var, helal olsun...
Pino Stoch'tan çok daha iyi...
Arda bu sene ışıl ışıl parlayacak...
Fener ve BJK ilk devre 5'lik olurlardı, rakipler şanssızdı...
GS ilk devre 5'lik yapardı, biz şanssızdık...
Arada bu kadarcık bir fark var...
Ben takımı be-ğen-dim !
rijkaardın balon olduğunu hala anlayamamış bizim taraftar maalesef.elindeki kadro lucede olsa gayet güzel bir helva yapardı.son 2 yıldır galatasarayın savunma organizasyonu yerlerde.savunma yapmayı bilmeyen bir takım oldu maalesef galatasaray.10 defansif oyuncu ile sahaya çıksan eğer savunma organizyonun yoksa yine gol yersin.soruna çok yüzeysel bakıyor bizim taraftar.derinliksiz yorumlar.ayhan sarp barışa giydiriyorlar.oysa futbol takım oyunu.takım savunmasını beceremiyorsan her zaman sorun vardır.rijkaard da mourinhodan luceden ders alması gerekir takım savunması nasıl yapılır konusunda.
sorunun rijkaardda olduğunu hala anlayamıyorlar asıl ilginç olan budur.son şampiyonlukta topal-ayhan-barış vardı.nasıl başarı geldi.çünkü sistem uygundu.
onun dilimizde tüy bitti rijkaard gibi memur hoca yerine yaratıcı teknik adam tercihi olmalıdır.
@TA bir kaç bişi söylemek istiyorum çok zaman geçmiş konudan biri açar okurmu onu bile bilmiyorum Söylediğin defans organizasyonuna katılıyorum yok ama rijkard balonu eyer varsa öyle bir balon veya yoksa görmeyelim diretelim diretmeyince olmazsa o zaman diyelim balon sadece şunlar söylemek istediğim 2 sene önce çok iyi bir defansif organizasyonumuz vardı luce zamanında da ama senin de dediğin gibi vardı...Söylemek istediğim şu biz rifkardan bir bina yapmasını istiyoruz lucenin yaptığı binalar gibi ama rijkardan istediğimiz bina lucenin yaptığı gibi o gidince gecekondu gibi olmamalı biz rijkard dan bir bina istiyoruz o gidicen etrafına site kurabiliceğimiz tozlarını silip yenisi yapıcağımız değil bu yüzden beklemek lazım bir balon varsa en fazla 2 sene şampiyonluk gitmiş olur çok gibi gelir 2 sene ama bu takımlar her senesi yaln geçiyor bi kerede bu yalanlar varsa bu senelerde görmeyelim belki doğru bir sene çıkar biraz sabır değil çokça büyükçe sabır luce ye de saygısızlık onu rijkardla karşılaştırmak rijkarda da saygısızlık onu luce ile karşılaştırmak 17 şampiyonluk GS 10 şampiyonluk BJK ama beşiktaşlılar 15 senelik transfer büçte hesaplamasında uğur konusunda beşiktaşlılar çıkıp 15 seneyi bu seneye bağlayıp ahkam kese biliyor bu ülkede yani anlıcağımız bu seneyide kaybetse bir şey olmaz nasılsa bu gidişle ilerki 20 senede daha çok bu seneler kayıp edicez.
Yorum Gönder