Fenerbahçe'nin Büyük Maçları

Bugün oynanan Fenerbahçe-Trabzonspor maçının ilk 20 dakikasını izlendiğinde klasik bir Kadıköy maçı olduğunu çözmek zor olmasa gerek. Yüksek oranda top kazanan ve rakibin bozulan akınlarından teknik ve hızlı oyuncularla sonuca giden ve bunu işletecek güven ile beceriye sahip olan bir Fenerbahçe. Trabzonspor'un düzenini işleten bazı parçaların ikinci devreye formsuz girmesinin bu yenilgide payı olduğunu düşünmekle beraber sarı-lacivertlilerin bu kimliğini sahaya yansıtabilmesinin payının büyük olduğuna inanıyorum.

Karşılaşma üzerine çok detay üzerinde durabiliriz ama Fenerbahçe'nin son dört buçuk yılını incelediğimizde baskın olarak ortaya çıkan bu geleneği irdelemek bence daha ilgi çekici. Zico'nun iki yıl boyunca oynattığı pasör, topu ayağında tutmayı seven takımdan, Daum'un orta saha direncini temel alan kondisyon oyununa meyilli 2009/10 takımına kadar hepsi asgari bir geleneğe bağlı ve kendine denk olarak düşündüğümüz her takım karşısında farklı bir iş ortaya koyabiliyordu. Aykut Kocaman'ın Fenerbahçesi ise işte bu noktada diğer takımlardan ayrılıyor ve bozduktan sonra rakip zaaflarından üretime giden bu geleneği uygulamak yerine sıfırdan üretmek istiyordu ancak bunun Galatasaray ile Beşiktaş derbilerinde işlemediğini görmüştük. Kadıköy'de bugün izlediğimiz maç, bence Trabzonspor'un oyun kimliğinin de topa sahip olarak pas yapma üzerine kurulu olmasının da etkisiyle Fenerbahçe'nin genlerini hatırlamasını işaret ediyor.

Konuyla ilgili hazırladığım iki grafikten ilki (yukarıda) Zico'nun göreve geldiği 2006/07 sezonundan itibaren derbilerde (Galatasaray, Beşiktaş), büyük maçlarda (Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor) ve diğer lig maçlarında alınan puanların ortalamalarını içeriyor.
İlk bakışta da görebileceğiniz gibi Kocaman dönemine kadar derbi ve büyük maçlarda yakalanan başarı takdir edilmeyecek gibi değil. Kabaca bir hesapla kendi çapınızdaki bir rakipten 3 ya da 4 puan almanız bir sezon içinde yeterli görülür ki bu da 1.5-2.0 puan ortalamasına tekabül eder. Fenerbahçe'nin Kocaman'a kadar 2.25, büyük maçlarda ise 2.17 ortalamanın altına düşmemesi tarihi bir performans aslında. Bu başarının Kadıköy'de keskinleşmesi ise az önce bahsettiğim tuzağın uygulanabilirliğinin Kadıköy'de artmasına işaret.

Fenerbahçe büyük maçlarda oyunu ikinci bölgede kabul eder, Fenerbahçe bütün halinde kapanır ve Fenerbahçe rakip savunmayı dengesiz yakalar. Bir de yüzdeli bir şekilde bitirir ki Nobre'den bu yana gelen forvetlerin tamamı bu maçlarda sezon içi performansının üstüne çıkmıştır. Bu akşamki Trabzonspor karşılaşmasını da bu çerçevede yorumlamak gerektiğine inanıyorum. Mamadou Niang'ın bitirdiği pozisyonun benzerlerinin başka kadrolarla seneler önce farklı rakiplere karşı uygulanmış birçok versiyonu da bulunabilir.

Öte yandan diğer lig maçlarında Christoph Daum'un takımından sonraki en başarılı ekibe sahip olan Aykut Kocaman'ın şampiyonluk yarışında sonuna kadar var olacak bir ekibi olup olmadığına ise bu maçta karar vermemek gerektiğini de muhalefet şerhi olarak düşüyorum...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

SirEvo dedi ki...

Manisa deplasmanı sakat. =)

WarBlood dedi ki...

Adamlar derbi maçlarının hakkını veriyor.Rakibi,oynadığı futbol veya ligdeki konumu Fenerbahçe'den iyi de olsa,bir şekilde kazanmayı biliyorlar...

http://lwarblood.blogspot.com/2011/01/fenerbahcenin-derbi-istikrar.html