İkinci Jardel Vakası: Casio Lincoln

Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim bu sefer. Mario Jardel'e yapılanların aynısı bugün Lincoln'e yapılmaktadır, yapanların da yanına kâr kalacak bunlar, aynı Jardel'e yapanların yanına kaldığı gibi. Olan yine Galatasaray'a olur, oldu ve olacaktır da. Birçoğumuz da basının da katkıda bulunarak büyüttüğü bu havaya kanıp tüm bu başarısızlığın vebalini aslında buralara kadar gelmemizde Arda kadar, Baros kadar, Kewell kadar payı olan bu adama karşı cephe alacağız, geçmiş örneklerde olduğu gibi.

Halbuki bu adam daha 2 ay önce takımı sırtlayan, her pozisyonun içinde olan, gollük pas atmadan maç bitirmeyen adamdı, ne kadar çabuk unutuyoruz, değil mi? Bu adamın 3 ayda geçirdiği değişimi sadece isteksizlik olarak yorumlayanlar kusura bakmasınlar ama çok iyi niyetliler. Takımı onun üstüne kurduğu için, iyi niyetiyle sadece saha içindeki formuna bakıp takım kurduğu için bazı oyuncularımızı mutlu edememiş olan Skibbe'yi içerde 5 gol yiyerek gönderen bu oyuncuların Bülent Korkmaz'ın gelişiyle yeniden takımda yer almaları tesadüf müdür? Bülent Korkmaz daha gelirken söylemiştim, eğer takımda oluşan bu kutupları yok edip birleştirici bir rol üstlenmez, kendine yakın gördüğü gruptan yana tavır takınırsa zarar görenin Galatasaray olacağını. Beklentilerin bile ötesine geçti Kaptan, takır takır top oynayan Lincoln'ü sezon sonunda gönderebilir diye düşünürken o oyuncusunu gelir gelmez sabote etmeyi tercih etti geldiğinden beri, başardı da.

Lincoln'ün Trabzonspor maçındaki gösteriden sonra Hamburg maçına moralli çıkması zaten mümkün değildi, performansı motivasyonuyla bu kadar doğru orantılı bir oyuncuyu gözden çıkardığınızı kafasına vura vura gösterirseniz ondan maç alacak performans beklemeniz abeste iştigaldir. Sahada da beklenenden farklı bir Lincoln yoktu, vasat bir oyun sergiledi ancak maçın 2-0'dan 2-2'ye gelmesinin günah keçisi olarak ilan edilmesi insafsızlıktan başka bir şey değildir, kimse kusura bakmasın. Göreve geldiği günden bu yana istisnasız skoru aldığı halde tutmakta zorlanan takımı değişikliklerle ayakta tutması gerekirken takımı daha da bozmaktan başka hamle yapamayan Kaptan'ın yine, yeniden aynı senaryoyu izlemesinin suçlusu Lincoln değildir.

Lincoln'ün bu saatten sonra ilk yarıdaki insanüstü formuna geri döneceğini düşünen arkadaşlar varsa şimdiden bu düşüncelerinden vazgeçmelerini söyleyebilirim. Lincoln'ün bu saatten sonra verimli olması mümkün değildir, hatta Bülent Korkmaz bu saatten sonra ona bu şansı bile vermeyebilir. Aynı Jardel gibi arkasından göbek atılarak yollanacaktır Brezilyalı, aldığı paralar konuşulacaktır, attığı goller ya da yaptığı asistler yerine. Meydan yine takım arkadaşlarının kuyusunu kazanlara kalacaktır. Belki bir gün yeniden deneriz sadece saha içindeki performansa göre takım kurmayı, futbol oynamayı, o güne kadar "Haydi oğlum!" sesleri yükselmeye devam edecek Florya'dan...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

6 yorum:

scapula dedi ki...

Tüh bak pişti olduk. Aynı dakikalarda, aynı benzetmeyi yapmışız... Neyse artık.

hhkahraman dedi ki...

Sevgili Uğur ben Lincoln görüşüne genel olarak katılmıyorum. Jardel benim için Türkiye'ye gelen en iyi yabancıdır, bir sene oynamasına rağmen hala çok iyi hatırlarım. Adam saha dışındaki sorunlarını sahaya getirmezdi. Oynadığı her maç golünü çakardı. Lincoln ise problemlerini sahaya taşıyor. Evet bu sene goller attı, asistler yaptı ve son 1 hafta sorun yaşadı. Ama 11deysen çıkıp bu maçta herş şeye rağmen oynayacaksın. Bülent Hoca konusunda ise katılıyorum değerli fikirlerine.

ahmtblt dedi ki...

"...oyuncularımızı mutlu edememiş olan Skibbe'yi içerde 5 gol yiyerek gönderen bu oyuncuların Bülent Korkmaz'ın gelişiyle yeniden takımda yer almaları tesadüf müdür?..."


Hocam bu cok ciddi bir iddia... Gercekten böyle olduguna inaniyor musunuz yoksa kizginlikla söylenmis seyler mi? Hakikaten bir takimin oyunculari o takimi teknik direktör gönderilsin diye sabote eder mi... Bilmiyorum yav....

pclion dedi ki...

5 yediğimiz Kocaelispor maçında tribündeydim. Benim gördüğüm bir 10-15 dakika hariç koşmaya bile tenezzül etmeyen, sözde savunma oynadığı halde bölgesini bırakıp gezintiye çıkan oyuncular vardı sahada. Bilerek yenildiler demek boyumdan büyük laf etmek olur ama bazı oyuncuların maçları angarya gibi gördüğünü, maçı çevirmek için bir motivasyonları yokmuş gibi bir tavır içinde olduğunu unutmadım o dönem. Bu oyuncular da Skibbe'nin görevine son verildikten sonra kadro dışı bırakılacaklardı zaten, Bülent Korkmaz kurtardı...

ahmtblt dedi ki...

Cok ilginc... Ben tabii disardan izliyorum daha cok... Bunlari sizler kadar bilemem, haklilik payi vardir elbette...

vakilinchuk dedi ki...

Bu yaza kadar yine günü kurtarmak için uğraşılsın.Ama artık bu yaz birşeyler değişmeli.Yatırımlar boşa gidiyor,yeter artık.

Farklı sebeplerden dolayı Bülent,Sabri,Ümit,Hasan,De Sanctis,Linderoth,Nonda,Mehmet Güven,Aydın(Kiralık),Aykut(kendi iyiliği için) ve duruma göre Lincoln gönderimeli.

Adam gibi bir hoca(tercihim Lucescu,iyi futboldan geçtim.),yaşı önemsiz,güven veren bir yabancı kaleci,iyi bir stoper,yedekte kalabilecek Emreciksin ayarında yerli bir sağ açık,11'de rahat rahat oynayacak kapasitede bir sağ bek,kaliteli bir yabancı golcü,Lincoln giderse-ki gitmesin,Luce gelsin onu kazansın diyorum-orta sahaya takviye...

İç çekişmelerden,gruplaşmalardan uzak,profesyonel futbolculardan kurulu,futbolu ve çalıştığı takımı bilen,komplekssiz,kaybetmeye değil kazanmaya yönelen bir hoca yönetimindeki bir Galatasaray.

Avrupa fatihi ancak böyle döner.

Bütün bunlar olur mu?Tamamen olma ihtimali olduğunu düşünmüyorum.Kısmen olma ihtimali azda olsa var ama...

Bize yine hüsran...