Futebol Finance'da Avrupa liglerinin Aralık 2009'daki stadyum kapasitesi, biletli seyirci ve doluluk oranları yayınlanmış. Tablo aslında çok da şaşırtıcı değil. Avrupanın kalburüstü diyebileceğimiz altı ligi seyirci ortalamalarında da başı çekiyor, 20 bin barajına yaklaşabilen ligler Bundesliga, Premier Lig, LA Liga, Serie A, Ligue 1 ve Eredivisie. Bu altı ligin hemen ardından en çok seyirci çeken iki ülke olan Almanya ve İngiltere'nin ikinci kademe liglerinin gelmesi ise bu ülkenin futbolu stadyumda izleme kültürünün ne kadar farklı olduğunu ortaya koyuyor.
Listenin zirvesinde Almanya'nın olması yeni bir hadise değil, Dünya Kupası organizasyonunun alınmasıyla beraber hazırlanan örnek bir proje ve uygulanışı üstüne tez yazılacak bir konu, üç beş cümleyle geçiştirmemek lazım. Lakin 2000'lerin başında Avrupa'nın zirve ligi konumunda olan Serie A'nın seyirci bulmakta çektiği sıkıntı kayda değer. Stadyum kapasiteleri yüksek olsa da konfor olarak diğer liglerin oldukça gerisinde kalan ve ürününü pazarlamakta sıkıntı çeken Serie A'da doluluk oranı %55'lere kadar gerilemiş durumda. İlk beşteki diğer liglerde en düşük doluluk oranının %71 ile Ligue 1'e ait olduğunu düşünürsek İtalya'nın ciddi bir sıçrayışa ihtiyacı olduğu açık. Zaten planları da Almanya'nın izinden gidip üstlenecekleri bir Avrupa/Dünya Şampiyonası ile stadyumları yenileyip seyircileri tekrar tribünlere getirmek.
Burdan bize gelmek istiyorum. Bizde seyirci ortalamaları dendiği zaman her şeyden önce söylenmesi gereken bu verileri bulmanın zorluğu. Kulüplerin kısıtlı olan gişe gelirlerinden vergi kaçırmak istemeleri, TFF'nin de buna göz yumması en önemli nedenidir bu işin. Premier Lig yayınlarında her maçın ikinci yarısında geçilir, stadyumda da katılım anons edilir. Bizde bırakın anlık veriyi, herhangi bir veri bulmak için deveye hendek atlatmak gerekiyor. Yurtdışında bu konuyla ilgilenen birkaç arkadaşım veri istediğinde biraz araştırdığım durumu biliyorum ve açıkça bu konudaki en yetersiz ülkelerden biriyiz. Şu yukardaki tabloda Danimarka ve Avusturya yer alıyorken Türkiye'nin adının geçmemesi 'dış mihrak'ların hain bir oyunundan değil bizim ligimizle ilgili yabancı dilde yayın yapmaktaki sıkıntıdan kaynaklanıyor. Avrupa'da yayını olmayan, verilerine ulaşılamayan bir ligi ortalama bir Avrupalı niye Avrupanın en iyi altıncı ligi kabul etsin allah aşkına, transfermarkt.de'de yazıyor diye mi?
İkinci ve daha önemli olan ise Almanya'nın izlediği, İtalya'nın hevesle beklediği büyük bir turnuvayı ülkeye getirip ligi bunun üzerinden pazarlama politikası. Türkiye'nin bu konuda bir master planı var mı, beklentiler nedir, bunları bilmiyoruz. Yönetim kademesinin fikirlerini en erken Şubat ayında yapılan lansmanda öğrenme şansımız var. Bu ay içinde yapılacak bir yayın ihalesi de var. Yeni yayıncı kuruluşun Avrupa yayınları konusunda yeni bir rota çizeceği konusunda pek ümidim olmasa da onu da beklemek lazım. Türkiye Ligi üç takımın transfer stratejileriyle değil, belli bir plan dahilinde yapılacak kurumsal hamlelerle gerçek anlamda büyüyebilir. Bunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor...
4 yorum:
Yayın ihalesi var hakikaten.. asıl bomba o zaman patlayacak..
ne zaman ki tarihi ? belli mi?
İhale 14 Ocak'taymış, pek kalmadı...
İkinci ve daha önemli olan ise Almanya'nın izlediği, İtalya'nın hevesle beklediği büyük bir turnuvayı ülkeye getirip ligi bunun üzerinden pazarlama politikası.
Bu konu nedir tam olarak?
ihale süreci başladı. Kurumlara şartnameler veriliyor. Haftaya bugün de iş bitecek.
TFF gerçek manası ile çalışmaya başlarsa ve futbolu bir spor ve eğlence aracı olarak görebilirse (ki paragözler, koltukseverler için bu neredeyse imkansız) belki futbol hak ettiği yere gelebilir ve böylece izlenme oranlarıda yükselebilir.
Türkiye'de eğlence için spor yapan kaç kişi var ki şuan? Çoğu seyirci psikolojik durumlarını çaktırmadan kolayca stadda dışa vurabilen kişiler... Ama gerçek seyirci böyle mi olmalı? Futbol neden izlenmeli? Karşı taraftakine küfür etme hakkını elde edebilecek ufacık bir bahane için mi? Bağırabilmek için mi? Koltuk kırmak için mi? Psikolojik olarak rahatlamak için mi?... Bu ve benzeri soruları da eklesek mi yazıya :D
Yorum Gönder