Opsiyonsuz

Kabul edelim ki Jo transferini olumlu açıdan anlamlı kılan en önemli detay Galatasaray'ın hem Jo'nun takıma uyum sürecini değerlendirme fırsatı olması ve orta vadede yeteneğine oranla uygun bir bonservis bedeliyle kadroya katma şansıydı. Bu iki detay transferi kusursuzlaştırıyordu ancak Murat Yalçındağ'dan öğrendik ki Galatasaray Jo'nun bonservisini alırken herhangi bir önceliğe sahip değil, bu da bu kapasitedeki bir forvet oyuncusunu 6 ay sonra kadroya katma şansını oldukça azaltıyor.

Buraya kadar herkes hemfikirdir sanıyorum ancak burdaki ince çizgiyi atlamamak gerekiyor. Tamam, önemli bir detaydır transferin yorumlanması adına ancak Galatasaray bu transfere geleceğe büyük bir yatırım olsun diye girişmemişti. Galatasaray Milan Baros'un yokluğunda, şimdi Harry Kewell'ın uzun dönemli sakatlığı sonrasında o bölgeye çok büyük maliyeti olmayan, kaliteli bir oyuncu getirmek zorundaydı. Sanırım piyasadaki en iyi alternatiflerden biri de Jo'ydu bu anlamda, bundan kimsenin şüphesi yoktur sanıyorum. Burdaki en büyük eksi kısa vadede Avrupa Ligi'nden faydalanamayacak olmamız. Opsiyonlu bir transfer olsaydı önümüzdeki dönem için girilebilecek bir riskti bu ama kısa vade transferiyse Avrupa Ligi daha önemli bir kriterdi.

Galatasaray bulabileceği en değerli oyuncuya yönelmiş oldu lig için, bu da bir tercihtir, saygı duymak lazım. Atlanmaması gereken detaysa şampiyonun bu sezon olduğu gibi direkt olarak Şampiyonlar Ligi'ne katılacak olması. Lige yönelmenin de bir vizyonsuzluk, çapsızlık olarak görülmemesi lazım. Devre arası transfer döneminin bitmediğini de düşünürsek forvet rotasyonuna bir ek daha gelebileceğini unutmamak gerekir. Muhtemelen Caner Erkin de sol ön rotasyonuna geçiş yapacak Kewell'ın yerine, forvetin ortası çözülürse bu açıdan sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. Rotasyonda yer bulmasından dahi memnun olmasam da Aydın Yılmaz, A2'den çağrılma şansına sahip bir Berkin Arslan varken Caner'in yedeklenmesinde de problem olmayacaktır. Zaten bir bölgeye aynı çapta sekiz alternatifle başlayamaz bir takım, bu kadar geniş bir rotasyon hiçbir takımda yok.

Esas sorun istisnasız her sezon Galatasaray'ın kritik bölgelerdeki oyuncularını kaybedip bir türlü geri getirememesidir. Çift dikiş ameliyat kavramını tıp literatürüne kazandırdı Galatasaray Sağlık Kurulu, üstünde durulması gereken konu budur. Yoksa Galatasaray her 6 ayda bir yeni Milan Baros, yeni Harry Kewell bakmaya devam edecek. Bu topa şimdilik girmeyelim, önümüzdeki bir yazıya kalsın çünkü tek paragrafla geçiştirilmemesi gereken önemli bir konu bu...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

9 yorum:

aliveli dedi ki...

bu işi fener yapsaydı herkes vizyonsuzlukla suçlardı ama haldun yapınca olaya iyi tarafından bakmak için bi yerlerinizi yırtıyosunuz

bi tek sen degil herkes yapıyo bunu şu anda

Schumy dedi ki...

City ile ilişkilerimiz çok iyi. Eğer Jo kendini kanıtlar ve sorunsuz bir sezon geçirirse en kötü ihtimalle kiralık sözleşmesi uzatılabilir, tıpkı Everton'un yaptığı gibi.

pclion dedi ki...

Aliveli, Fenerbahçe'nin şampiyonluk hedefi koymasını hiçbir zaman yadırgamadım ben, Şampiyonlar Ligi katılımının önemini de her fırsatta vurguladım. Geçtiğimiz aylarda bir yazı da yazmıştım, Şampiyonlar Ligi gelirleri ve direk katılımla ilgili. Ona bir göz atmak istersin belki.

http://pclionfc.blogspot.com/2009/12/besiktas-fenerbahce-galatasarayn-avrupa.html

O yüzden başkalarının fikirlerinden benim sorumlu tutulmam söz konusu olmamalı, Galatasaray diye övme ya da Fenerbahçe diye yerme derdim olmadı hiçbir zaman. Galatasaray daha gözümün önünde olduğundan yanlışları daha çok batar hatta ancak ben son üç sezonda izlenen transfer politikasının yanlış olduğunu düşünmüyorum. Galatasaray aynı paraları kalitesiz oyunculara harcıyordu sadece. Jo transferinin eksilerini de belirttim zaten, genel resimde ben o kadar büyük bir problem görmüyorum. Umarım derdimi anlatabilmişimdir...

T.Güven dedi ki...

Baros ve Kewell'ın sakatlığıyla tek alternatif kalmıştı Nonda.Onunda son zamanlarda formsuz oluşu ve zaman zaman kısa süreli sakatlanışı, bunlar ek oalrak yaşınıda eklersek transfer farz olmuştu.Jo'nu gelişi kuşkusuz Nonda'yı ligte rahatlatacaktır.Zira Nonda'nın lig, kupa, uefa üçlüsünü kaldırabileceğini düşünmüyorum.Bu yüzden Jo geçici olarak çok iyi bir seçim.

Esas mesele aslında Gio ile alakalı.Yazılanlara göre büyük ihtimalle gelicek ve onun gelişiyle Nonda muhtelen ayrılacaktır.Böyle bir olasılıkta ise Avrupa'da kim forvet olacak onu merak etmekteyim.Belki de Haldun Üstünel sağ gösterip sol vurucak ya da Gio artı bir tanede yerli forvet gelicek...
Ama takımın başında gerçekten futbolun bilen adamların oluşu beni rahatlatıyor, kuşkusuz bizim düşünüdüğümüzden daha fazlasını düşünüyorlardır..

ss_quarrel dedi ki...

sağlık ekibinin gönderildiği söyleniyor doğrumudur acaba siz sonucta daha bilgilisinizdir bu konuda? ayrıca sizce giovanni dos santos söyleniyor bence gereksiz onun yerine bi on libero alınsa daha mantıklı olur düşüncesindeyim.

Erdal Güngör dedi ki...

Jo transferi her şeyden önce bir seçim yatırımıdır,eğer Avrupa kupalarından elenme ihtimaline karşı Şampiyonluk Türkiye kupasında yarışda kalma,ki sen şampiyonluk konusuna değinmişsin.Diğer bir açıdan baktıkmı,Türkiye ligini kazanıp şampiyonlar ligine direk katılmak UEFA kupasını kazanmaktan maddi olarak daha cazip duruyor,üstelik eleme oynayacak takımın elendiğini düşünür oradan gelecek payı kapma ihtimalide var.

Anonymous dedi ki...

Jo'nun opsiyonlu opsiyonsuz vs gelmesi zaten başlı başına (bence) iyi bir hamle. Buna zaten kimse itiraz etmiyor sanırım. Problem bunun opsiyonlu olduğu dedikodusunun çıkması ve bunun da Galatasaray'ın resmi televizyonundan birden fazla kez doğrulanması. Taraftar arasında bu kalibrede bir oyuncunun opsiyon hakkının da alınmış olması tabi ki beklentiyi arttırdı. Sonra opsiyonsuz olduğu resmi ağızlardan açıklanınca itiraf etmek gerekirse hafif bir hayalkırıklığı oluştu. Baştan opsiyon alındı denilmeseydi böyle birşey olmazdı zaten.

Benim takıldığım nokta Galatasaray'ın resmi televizyonundan nasıl böyle bir açıklama yapılabilir? Yanlış haber veren resmi yayın organı olur mu? Demek ki oluyormuş...

T.Ç. dedi ki...

şu parlak parlayan forma saçmalığınıda bırakmak lazım.

Seyyid Ali dedi ki...

Devre arası transferde hiç bir takım sağlam,problemsiz bir oyuncusunu çok yüksek transfer bedeli olmadığı sürece bırakmaz.Bu nedenle zaten bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar uygun sayıdaki oyuncudan belki de en uygununu getirmişken böylesine bir noktada takılmak manasız.Sezon başında olsa belki de eleştirilebilirdi.Galatasaray şuan bir değişim geçiriyor tıpkı Terim'in ilk seneleri gibi;dolayısıyla ilk önce hedef onlara büyük bir maddi ve manevi kazanç getirecek TSL şampiyonluğu.Seneye CLden gelecek 10-15 M € ile bu kadronun bir arada tutulması ve yenilerinin eklenmesi daha kolay olacaktır.
Eğer ki Rijkaard kalırsa Avrupada başarının 2 veya 3. sezonda geleceğini düşünüyorum.Çünkü eksik olan pek çok parça ve mentalite sorunları var.