Türkiye'nin arızalı yabancı sınırlama sistemine bugün bir ek yapıldı ve sahadaki ile kulübedeki yabancıların yanına iki de tribünde yabancı oturtma hakkı getirildi. Bunun anlamsızlığını, mevcut yabancı havuzuna olumlu katkı yapmayacağı fikri ağırlıkta gibi gözükmekle birlikte ben uygulamanın bir rahatlama getireceğine inananlardanım. Mevcut yabancı rotasyonunda revizyona gitmeye çalışan ekipler için bir emniyet sübabı olabilir 'artı iki', ülkede sıkça yaşanan "Ben gitmiyorum, tazminatımı ver" restlerini artık yabancı oyunculardan daha az duyulacak, iyi bir teklif gelen yabancıyı gönderirken üç kere düşünmeden alternatifiyle zorlanmadan görüşen takımlar bence sistem için önemli bir artıdır.
İtirazların yoğun bölümünü oluşturan kısım mevcut yönetimlerin zaten yürürlükte olan uygulamalardan tam verimle faydalanamadığı, bu yeni ekin de bir yabancı birikmesi yaratacağı yönünde. Fakat bu yapılan ekin bir eksiği kapattığı gerçeğini değiştirmez ki. İster iki yabancı, ister sınırsız yabancı olsun, sorumluluk ve tercihini doğru kullanma becerisi kulüp yönetimlerine aittir. İngiltere sistemi de gelse, Portekiz sistemi de gelse, Almanya sistemi de gelse bu durum sabittir, değişken olan kuralın değil yönetimlerin verimliliğidir. Siz ne yaparsanız yapın, Tabata'ya 8 milyon avro veren zihniyete bir önlem alamazsınız, yapacak bir şey yok.
Bu yabancı 'açılımının' bir diğer getirisi de özellikle üst bölümdeki vahşi rekabet sebebiyle takımların 25 yaş altı yabancılara yönelmelerinin gittikçe zorlaşmasıydı. Bu ülke şu anda dünyanın en büyük 15-20 hücum oyuncusundan ikisinin Türkiye'ye aynı transfer döneminde geldiğini gördü, ikisi de 25 yaşının altındaydı: Franck Ribery ve Nicolas Anelka. Bizim bu tip oyuncuları denemeye devam etmemiz lazım, 25-30 yaş arası verimli olan adamlar, takıma oyun bilgisi ve tecrübe katacak 30+ oyuncular elbette vardır ama aldığınız hiçbir yabancı oyuncuyu aldığınız fiyata Avrupa'ya veremeyecek durumda iseniz orada bir tıkanma yaşanıyor ve tek yönlü transfer stratejileri bir süre sonra tıkanmaya ve şişen oyuncu ücretlerine neden oluyor. Zihniyet değişikliğini sağlamak için arada böyle nefes alanları açmak iyidir.
Senin aklındaki uygulama neydi derseniz ben sahadaki yabancı sayısı sabit kalmak koşuluyla yabancı oyuncu sayısının serbest bırakılmasını, bu sistemin de A2 Ligi'ne bir şekilde entegre edilmesini savunuyorum. Altyapıları tamamen yerli, üst tarafı ağırlıklı yabancı kurarsanız hem altyapıdaki kalite sınırlanıyor, hem de üst düzeye geçiş oldukça dar oluyor. 20 yaşında, Türkçe bilen, kulüp kültürüne aşina yabancı oyuncuları da olmalı Süper Lig takımlarının. Yoksa ithalat kültürüyle yabancı sorunu çözülmeyecek, taşıma suyla bu devran dönmeye devam edecektir. Yine de uygulama bence çözüm olmasa da olumlu bir gelişmedir, kısmen de olsa...
14 yorum:
olumsuz bir uygulama.ne mi olacak?artık tazminat alıp gidecek oyuncu sayısı çoğalacak.sezon sonunda yedekte bekleyen yabancıyı yollamak isteyecek kulüp.niye bir sene daha bu adama para verelim diye düşünecek.saçma üstü bir karar oldu bu uygulama. bence sadece 6 yabancı olması gerekir.o zaman yabancı transferinin kıymetini daha iyi anlayacak takımlar ve ona göre ince eleyip sık dokuyacaklar yabancı alırken.şimdi ise +4 için bir yığın tazminat vereceklerdir her sene.
alt yapıda oyuncu izlemeye devam edecekmisin uğur:) sanırım bundan böyle 24 kişilik kadroya bile zor girecekler . 10 u yabancı. yerli transferler eklenecek buna.
ha bu arada alt yapıya hollanda modeli mi geliyordu ne:) bu kafayla vasat yabancılar gelip bir yığın tazminat alıp gitmeye devam ederler.
iyi yabancılar büyük ligleri tercih ettiği malum.birde emekli ikramiyesi alan yıldızlar var.vasat yabancı çöplüğüne çevirdiler en sonunda süper ligi.türk futbolunun acı günü.
Yabancı sınırı ikiyken de bu ülkede altyapıdan oyuncu oynatan kulüp sayılıydı TA, onun bence konuyla direkt bir bağlantısı yok. İlk 11'e ve kulübeye lazım olan oyuncu sayısı hâlâ aynıysa yerli oyuncunun önemi azalmamış demektir. Sınırsız yabancı olmadı sonuçta.
Keramet kuralda değil zihniyette...
sonuçta 24 kişilik kadroda 10 yabancı olacak.
türkiyede doğru sistem şöyle olmalı.
süper lig büyük ligler gibi değil.yabancı oyuncuların iyisi büyük liglerde oynar öncelikli olarak.iyi oyunculara 20 milyon avroda verecek mali yapın yok.versende gelmezler çoğunluk.hal böyle olunca sana vasat yabancı oyuncu kalıyor.yani sen vasat türk futbolcusu yerine vasat yabancı getiriyorsun mecburi olarak.hemde aynı ayardaki yerliye göre 2 misli para vererek.ör:cristian-selçuk.
durum buyken neden vasat yabancı yerine vasat türk oyuncusu oynatmıyorsun?süper lig büyük ligler gibi değil.takımlarda dev bütçelere sahip değil.ingiltereye ispanyaya bakıp sınırsız yabancı istemek bu bakımdan saçma.çünkü onların ligini iyi oyuncular birinci tercih olarak seçerler ve bütçeleride almaya müsaittir.yani sen otomatik olarak vasat yabancı kullanacaksın.yada emekli yıldızları getireceksin.2-3 misli paraya.bunun yerine yerli oyuncu tercih etmek daha mantıklı.ve yetiştirmek tabi.
birde şu var eğer sadece 6 yabancı olsa yada 5 yabancı o zaman kulüpler yabancı hakkını kullanırken daha ince eleyip sık dokuyacaklardır.yabancı hakkını kullanırken daha seçici olacaklardır.az ama öz alacaklardır.ama şimdi bu kararla bu anlayışta tamamen yok olmuştur.
ben türk futbolcusunun avrupadaki vasat futbolcudan daha geri düzeyde olduğunu hiç düşünmüyorum.vasat türk futbolcusu yerine neden vasat yabancıların önü açıldı anlamak zor gerçekten.
diyebilirsin yerliler ucuz değil diye.topuz 8 milyon avro .bu yabancı sınırlamasından dolayı değil.tamamen yönetici işbilmezliğinden.topuz bulunmaz hint kumaşı değil sonuçta.eğer topuzu almazsan topuzda 8 milyon avro olmaz.alt yapıdan yetiştiştirirsin yada sözleşme bitiminde alırsın.bursa nasıl bir futbolcuya bu kadar yüksek vermiyorsa büyüklerde vermeyebilir.piyasayı anadolu yükseltmiyor büyükler yükseltiyor bence.
http://www.milliyet.com.tr/darbe-devrim-olacak-mi-/mehmet-demirkol/spor/yazardetay/25.05.2010/1242262/default.htm
mehmet demirkolun muazzam bir yazısı.duvara asmak lazım.özellikle yüzde 99 futbolcuların aynı yorumu.gerçekten de öyle.ama kulüpler mesela mehmet topuzu transfer ederken yüzde 99 a giren bu oyuncuyu sanki yüzde 1 in içindeymiş gibi transfer etmeleri ilginç.yabancı sayısı ile ne alakası var bu yazının.şöyle.yüzde 99 arasında türk futbolcusu da vardır.ama bazı kulüpler türkiyede bu yüzde 99 a giren yerli yerine gidip yine yüzde 99 a giren yabancı alıyorlar.yüzde 1 lik kısım için 4-5 yabancı hakkı yeterde artar. hagi-popescu-taffarel gibi.yüzde 1 lik kısımdan bir-iki oyuncu düşürebilirsen öp başına koy.o da zor ya.
özeti şudur.yüzde 99 a giren türk oyunculardan bir harman yapmak yerine yine yüzde 99 giren yabancılardan (iki misli maliyete)bir harman yapmak saçmalıktır.
vasat yabancı çöplüğü hızla artmaya devam edecektir.
bu arada mehmet demirkolun bu yazısı oscar alır bu sene köşe yazıları arasında.bütün kulüplerin duvara asması ve tekrar tekrar okuyup düşünmeleri lazım bu yazıyı.okuduğum en mükemmel analiz.
yıllardır bize kulüpler yutturuyorlar yüzde 1 den alıyoruz diye oyuncuları.hikaye.yüzde 1 den hagi -popescu ve birkaç oyuncu gelmiştir ancak.
biz öyle hazırcı bir milletiz ki alt yapıdan oyuncu çıkarmak için uğraşmaz,yabancı alırız.kontenjanımız dolduğunda da bonservisleri kat kat şişirilmiş altyapıdan çıkmayı başarabilen az sayıdaki oyuncuları alırız.mevcut düzende(6+2) zaten altyapıdan oyuncu çıkması çok görülen birşey değildi.şimdi ise bu işi ya parası olmayan kulüpler yapacak yada yerli gençlere gerçekten değer veren kulüpler...
bi de şu var:biz alışkanlıklarımızdan vazgeçemeyiz. gider yabancılarla 3 senelik 4 senelik bol sıfırlı sözleşmeler imzalarız. sonrada verim alamayınca yine bol sıfırlı tazminat ödeyip gödeririz. peki bu kadar parayı neden tribünde oturacak yabancıya verelim ki? orada onlar oturacağına alt yapıdan çıkanlar otursa "türk" futbolu açısından, milli takımın gelecek yıllardaki başarısı açısından daha iyi olmaz mı?
Genç yabancılar haricinde şu yeni gelen kurala ideal olan oyuncu Kewell'dır. Madem sakatlanacak endişesi taşıyorsunuz, faydalanabildiğiniz kadar faydalanın. Sakatlansa dahi kontenjan kaplamıyor olacak. Böyle bir tecrübeden bir mentor olarak faydalanılması için daha neye ihtiyaç var bilmiyorum.
"Franck Ribery ve Nicolas Anelka. Bizim bu tip oyuncuları denemeye devam etmemiz lazım,"
Anelka denencek adam degildi..Ribery risk gibi duruyordu ilk geldiginde..
ben bu uygulamayi yanlis buluyorum..
6+4 olsun ama bu ne? 6+2+2:3=27
futbol mu matamatik mi?
Orada ne kastettiğim açık yahu. Anelka da o dönem bir riskti hatırlarsanız, başarılı olamaması durumunda elde patlama olasılığı vardı. Temel nokta yaş baremi orada, oyuncunun mevcut kariyeri değil...
Bu konudaki beklentim ülke futboluna sadece maddi katkıdan ziyade; hem maddi hem de manevi katkı yapabilecek bir sistemdir.
Örneğin;
* Ulusal takımında %40 oynayan oyuncular takımında 4 futbolcuyu aynı anda sahada oynatabilirsin. Bu oyunculara Türk pasaportu vermeyi 3 sene içinde gerçekleştiririm. Eğer %40 altındaysalar 5 senede Türk statüsüne geçebilirler ve milli takımında oynamayan sadece 2 oyuncu sahada oynayabilir gibi.
* Ulusal takımlarının U-20-19-17-16-15 gibi takımlarında oynamış oyunculardan 5 tane takımda bulundurabilirsin. 2 futbolcu sahada yer alabilir.
* Aynı zamanda da kendi altyapından en az 2 oyuncuyu her maç kadrosunda olmalı,... gibi daha çok futbolun kalitesini arttıracak, marka değerini arttıracak,... kompleks fikirler ortaya atılmalı.
yoksa 3+1, 4+2, 6+2 veya 6+2+2 gibi değişimler sadece kısa vadeli çözümler olarak kalacaktır. Ve Turkcell Süper Ligin kalitesine olumlu etki yapamayacaktır.
Şu yabancı sınırlaması azalsın mantığını ben kabul demiyorum. Futbol sistemimizde kusur var diye gelişimini tamamlamamış ve büyük takıma kapağı atınca futbolunu gram geliştirmeyecek yerli oyunculara dünyanın paraları verileceğine yabancı sınırlaması kalksa ve bu sayede yerli oyuncununda sırf ülke vatandaşı olduğu için değerine eklenen fazladan bir kaç milyon dolar ortadan kalksa şu anda oyuncu satarak ayakta durabiliyoruz diyen takımlarda kazanacaklar.
Ucuza ve iyi yabancı alarak bunları ülke içinde yada dışında iyi fiyatlara satmayı öğrenecek bu kulüpler. Büyük kulüplerimiz ise zamanla yabancı yada değerinin çok üzerinde olan yerliler yerine en ekonomik yolun alt yapı olduğunu anlayacaklardır. Bu dediklerimi yapamayacaklarsa zaten yabancı sayısı ortadan kalksada şu andaki kısırlık baki kalacaktır.
Böylece milli takım havuzunda oyuncu sayısı azalsada artan rekabet ortamında yerli futbolcu kendini geliştirmesi gerektiğini dirak edecektir. Bunun sonucu olarak ileride top kontrolü sıfırın altında defans oyuncusu yada 10 metre ileriye pas veremeyen önliberolar yerine pozisyonunun gereklerini yerine getiren oyunculardan bir kadro oluşacaktır.
Servet gibi mükemmel fizikli oyuncular tekniği üzerine çalışacak yada Hakan Şükür gibi forvetler son vuruşları üzerindeki eksiklerine eğilecekler tabi eğer en üst seviye ligte kendilerine yer bulmak istiyorlar.
Ha bu durum bu karar alınır ertesi sezon gelişir değil. Ama dünya futbolunda söz sahibi olmak için, yurtdışına daha çok oyuncu yollayabilmek için ve ekol olabilmek için bence yabancı sınırlamasını tamamen kaldırmamız lazım.
Yinede şu geçiş sürecinde daha az sıkıntı için yabancı oyuncu kriterinde İngiltere'nin izlediği yolu izleyebiliriz. Böylece menejer pompalaması ile saçma sapan transferler engellenir.
Fakat burada önemli olan yerli oyuncuların rekabet ortamına girerek kendilerini geliştirmeleri için onları motive etmek olacaktır.
Keza büyük takımlarında kısa vadede yabancılardan kurulu kadrolar daha hesaplı gözüksede takımların asıl maddi kaynaklarının kendi alt yapıları oldukları ve yabancı alacaklarsa genç yaşta alt yapıya almalarının daha mantıklı olacağın böylece genç yerlilerinde kendi yaş gruplarında farklı stil ve tarzda oyunculara karşı kendilerini test edebilmeleri sağlanır.
Sonuç olarak Mehmet Topuz gibi bir sırf yerli diye 9 milyon Euro'ya transfer edilmemiş olur. Yada gerçekten o değerde olmak için kendini daha fazla geliştirmeye çabalar.
Kewell 'yaşlı ve sakat' olduğu ve yabancı kontenjanından dolayı sözleşme yenilenmemişti,acaba bu kuralla geri döner mi ..
Yorum Gönder