Kupada oynanan grup ve ikinci tur maçları boyunca Elano ve Giovani'yi herkes farklı bir gözle izledi, izledikleri oyuncuların da Galatasaray'da takip ettiklerinden farklı oldukları açıktı. İster motivasyon deyin, ister hedef maç psikolojisi deyin ama ortada bir gerçek var ki Giovani ve Elano milli takımlarındaki rollerinde Galatasaray'dakinden çok daha başarılılar. Bu da Galatasaray'da onlara biçilen rolün yanlışlığına işaret ediyor.
Elano'nun Brezilya Milli Takımı'nda Robinho'nun simetriğinde oynayıp Kaka'ya top kullanmada yardımcı olması, bu ikili topla oynarken de ceza sahasına sarkıp gol araması dikkat çeken en önemli hususlar. Galatasaray'da bu özgürlüğü yoktu Elano'nun. Galatasaray'da ondan beklenen merkez orta saha olup oyunu kurgulaması, topun onun üzerinden dağılması. Bunu beklerken de pas alıp vermesi gereken oyuncuları sayalım. Arda, Kewell, Giovani ve Keita. Kewell'ı bir kenara ayırıyorum, özellikle Arda ve Keita'nın topa bu kadar hakim olma arzusu varken Elano'nun bunu yapması zor. Zaten başarı formülü önümüzde açıkken bu görevde onu zorlamanın Galatasaray'a hiçbir şey getirmediğini geçen sen gördük.
Giovani ise tamamen bölgesinin dışında. Dün Tardini yazmış, "Ben sağ açıkta daha çok rahat ediyorum" dediğini, haklı. Onu Barcelona'da ve Meksika'da farklı kılan da bu değil miydi zaten? Kendi sol açığımızı yaratacağız, Kewell'ın yerini 21 yaşındaki Gio'yla dolduracağız diye ona bu rolü biçmedik mi? Zaten Ocak ayında gelmiş bir yabancıdan dört ayda takımı değiştirmesini beklemek hataydı. Yine de iyi maçlar çıkardığı oldu ama Dünya Kupası gösterdi ki bu adamın var olduğu yer sağ açık. Oradan içeri dalar, çizgiden iner vs vs. ama başarılı olduğu bütün setler bu bölgeye has.
Galatasaray'da merkeze iki oyuncu gelecek diyoruz da öncelikle bu takımı önde sürükleyecek oyuncuların kim olduğunu belirlemeye ihtiyaç var. Merkeze gelecek oyuncular kim olursa olsun Elano'nun rolü değişecek öncelikle. Keita kalacaksa Elano'nun bence bu takımda kalma şansı yok, Dünya Kupası sonrası gelecek en iyi teklif kabul edilecektir. Giovani'nin dönüşü bu saatten sonra zor, yüksek bonservisinin yanı sıra Serie A'dan taliplileri çıktı bildiğim kadarıyla. Galatasaray Keita varken bu topa girmeyecektir. Serdar Özkan'ın da Gio ve Caner'in gidişini tolere etmek için yapılmış bir transfer olduğunu es geçmeyelim.
Bu sebeple Galatasaray'ın hangi oyuncuyu göndereceği sezonun kaderini çizecek en önemli hususlardan biri olacak. Gelen oyuncular elbette çok çok önemlidir ama kimin gönderileceği de en az gelen oyuncu kadar kritik. Tek transfer yapalım, eksiği kapatalım denilecekse bence hata yapılır. Bu oyuncular da birbirini aşağıya çekmeye devam eder. Bizler de televizyonlarda "Bu Elano niye milli takımda oynuyor, burada yatıyor" tartışmalarını izleriz sezon boyu...
9 yorum:
Ben kendi adıma Elano' nun halihazırda tıkır tıkır işleyen bir sistemin değerli ve bir o kadar da etkili bir parçası olabileceğini düşünüyorum. Yani özellikle Galatasaray' ın geçen sezonki fiziki direnci ve üretkenliği kısmen düşük olan ortasahasında Brezilya' daki kadar verimli olamamasını buna bağlıyorum..
Ancak Gio çok farklı bir oyuncu. GS' yi Avni Aker' de 1-0 yenmiş olduğumuz maçtan sonra da bahsetmiştim. Gio, kötü oynayan bir takımda bile skoru tek başına değiştirebilecek ve paralize olmuş bir takımı dahi ateşleyebilecek özelliklere sahip bir oyuncu zaten..
Yani şayet dönmezse kaçan başlık en az Ribery kadar büyük olacaktır GS için..
Uğur bence tüm bu oyuncuların performansalrının perde arkasındaki önemli bir etken de Arda'nın bu oyunculara takındığı tavır.İster komplo teorisi deyin,ister saçma deyin ama,Arda takımda şöhretli ve yüksek performanta bir yabancı oyuncu istemiyor..
4-3-3 sisteminde ileri 3lünün sağı ve solundaki oyuncuların içeriye katederek golcü özellikleriyle skoru değiştirebilmesi gerekiyor. Aksi takdirde sistem çalışmaz; bkz. Messi - İbra - Pedro...
Keita içeri katedince Kewell skor üretiyordu, ancak o sakatlanınca ve de yerinde oynayan Dos Santos da skorer olamayınca sistem çöktü.
Keita zaten skorer değil... O zaman nefes tüketmeyelim; Dos Santos Rijkaard'ın işine yaramaz...
Ayrıca Keita'nın satılmasında sakınca görmeyen Rijkaard'ın düşüncesinin temelinde Keita'nın da skorer olmaması var...
Bu durumda bize (Arda'nın da çok golcü olmadığı düşünülürse) ileri 3lüde Baros'un yanında skorer 2 sağ ve sol iç oyuncusu ile orta sahaya Arda ve Elano'nun arkasına Yaya Toure tarzı bir defansif ve tekniği yüksek bir orta saha oyuncusu lazım... Kalström olabilir mesela...
Ama Elano giderse de ayağında topu daha fazla tutup oyun kuran bir ofansif orta saha oyuncusu daha gerekir zira Elano da topla fazla oynamayı seven bir oyuncu değil...
Özetle... Elano giderse ...
Benim takımım şöyle olabilir;
----------Ufuk----------
Ali Turan - Neil - Balta - Çağlar
---- Song - Diarra - Kalström ---
----Keita - Baros - Arda --------
Tutabilene aşkolsun !
arsenal'in geçen sezon en çok kendini aşan en formda ve takımdaki en rakipsiz ilk 11 oyuncusunu getirebilirsen helal olsun zaten Aktay.
ayrıca galatasarayda arda turan olduğu sürece 4-3-3 ten söz edilmesi mümkün değil. arda orta 3 lüde oynamak için gerekli defans ve pres gücüne sahip değil. ileri üçlüde oynayacaksada hiç bi 4-3-3 takımında arda gibi topu ayağında o kadar fazla gereksiz tutan, uzun mesafe deparı atamayan, hızlı olmayan, şut çekemeyen hiç pres yapmayan bi adam yok. arda varsa bu takımda rijkaard ın kafasındaki oyun planını sahaya yansıtması mümkün olmaz. arda tabi iyi futbolcu ama rijkaardın felsefesine uymuyo. ronaldinho bile biraz ağırlaşınca sistemi nasıl bozdu barcelonada. rijkaard artık karar vermeli uzun vadeli düşünüp içinde arda olmayan gerçek bi 4-3-3 uygulamasına mı geçecek, yoksa günü kurtarıp takımı arda turan üzerine mi kuracak.
Başlığından son satırına kadar çok güzel, çok sade, çok net bir yazı olmuş, eline sağlık.
Diyecek birşey yok dediklerinin üzerine. Ancak sembolistin dediğine katılmıyorum.Ayrıca bahsettiğin hataya hemen düşüyoruz, transferlerle bir takım yaratılmış bile yukarıda:)
Sevgili Uğur,
Noktasından virgülüne çok doğru tespitlerin bulunduğu bir yazı yazmışsın. Eline sağlık. Çaylak bir blog yazarı olarak ben de geçen hafta aynı konu üzerine bir şeyler karalamıştım -ajanprovokator.blogspot.com/2010/06/bir-deger-olarak-elano.html -. Meselenin özü takım kimyası ve o kimyaya uygun dizilişi sahaya yansıtabilme ile alakalı bence. Umarım önümüzdeki sezon da Rijkaard'ın hücum hattındaki oyuncu tercihleri, ortasahaya geleceğini varsaydığmız iki oyuncunun kalp hastası olmasına neden olmaz.
Saygılar.
Elonaya değinirken brazilyanın ilk maçında gerçek ilk 11 çıktında takım 1 den 11 kadar sıralıydı bu bana göre takımın ne kdr birbirine alışık olduğunun bir göstergesi elono oyunu konusu ise bana göre garip galatasarayda daha çok koşup resmen iniesta olmasi istenen bir adam var ilk önce bu beklenti kalmalı kim kalstrom gelsede bu beklenti ile onuda beyenmeyiz elono nun oyun üzrindeki etkisine bakmak lazım bilmiyorum bulabilirmisin uğur ama elanonun brezilyada topla kaç kere buluştuğu kaçıncı bölge buluştuğu ve bunun aynısı galatasayarda nası olduğuna bakmak lzm tahmince aradaki fark çok fazla olucaktr
@sukullaci
ardanın son ABD maçında sol tarafta neler yaptığını gördük.
daha öncede yazdım rijkaard ile birlikte çoğu oyuncunun performansı düştü.ardaya bile laf söyleniyorsa ne rijkaard aşkıymış yau.(yada barca aşkı)
birde pas oyunu denilip duruyor.sanki rijkaard hiç pas yapamayan bir takım almış gibi.ama öyle değil.skibbenin galatasarayının nasıl paslaştığını izledik.benfica herta bordo vs. süper ligde de her maçta organize paslaşarak pozisyonlar üretti galatasaray.
barca gibi 500 pas yapmak için takım dağıtılıyor.değer mi? yazık.
----------Ufuk----------
Ali Turan - Neil - Balta - Çağlar
---- Song - Diarra - Kalström ---
----Keita - Baros - Arda --------
takımı yazmışınıda bu takım oldu diyelim imkanı olmasada böyle bi ortasaha ile nası bi atak katsı bekiyosunuz song defansdan dönme orta saha diarra sırf defans bi tek kim ileri geri çalışıp bişiler yapabilir böyle bi takım 4-3-3 değil 4-2--1------3 gibi kopuk oynar
Yorum Gönder