UEFA Avrupa Ligi Galatasaray'da...

Bir önceki sezonun hayal kırıklığı transfer döneminde taraftarın agresifleşmesine, daha iyi oyuncuları talep etmesine yol açar, anlıyorum. Ben de onlardan biriyim, orta sahada Mustafa Sarp, Ayhan Akman ve Barış Özbek üçlüsünü yan yana görünce çıldırıyorum ama transferler de saha içindeki takımı göstermek için yapılıyor ve futbolun sadece bir parçası. Sahada yer alamayacaksak, transferin ne yararı var Galatasaray'a dostlar!

Rosicky, Diego, Ronaldinho, Messi gelsin tabii ki ama gelecekse dahi açıklama gününün bugün olmayacağını anlamak için kahin olmaya gerek yok. Galatasaray gibi olalım, önce sahaya bakalım, önümüzü görelim, ondan sonra transferlere bakarız. Halı sahaya gelir gibi direkt takıma girmeyecek bu adamlar da zaten.

İlk maçın skoru Ali Sami Yen'de 2-2'ydi ve bu skorla deplasmana gitmenin ne kadar büyük zorluk olduğunu 2008'de oynanan Steaua deplasmanından hatırlayalım. Güçler kıyas kabul etmese de futbol işin güçle, isimle alakalı olmadığını bize dün Young Boys maçında gösterdi. Artık işler o kadar kolay değil. Adamlar 0-0'a, 1-1'e tur atlıyor, 2-2'ye uzatmaya götürüyor. Bu motivasyonla çıkan bir ev sahibinin turu bize hediye edeceğini mi sanıyorsunuz? Galatasaray turu kazanmak zorunda ve bunun için de kendini maça vermeli. Transfer şampiyonluğunun hiçbir şey getirmediğini iki sezondur görmediğimiz yetmiyormuş gibi bir de Avrupa dışında kalmak bizi sandığımızdan çok daha kötü bir duruma sokar. Daha da kötüsü bunun acısının iki günde unutulup X Galatasaray'da haberini daha büyük coşkuyla karşılayacakların çoğunlukta olduğunu bilmek. Ama Galatasaray bu değil ki arkadaşlar, biz çocukken Rambo Yusuf'lar Manchester United'ı eliyordu, biraz büyüdük, Milan'ı, Juventus'u, Real Madrid'i devirdik.

"İşte böyle, her sene böyle, Milan'a da böyle, koyarlar amman" diye bağıran Galatasaray, transfer şampiyonu değildi. Transferler gelsin ama önce sırasını beklesin. Taraftar da önceliğini belirlesin. Stad dolacak, kombine satılacak nidaları bana Galatasaray'dan çok başka kulüpleri anımsatıyor.

Galatasaray muhtemelen OFK Belgrad'ı rahat yenecektir ama önemli olan maça karşı yaklaşımımızdır. Galatasaraylı Avrupa maçını, hele de prestij maçından çok daha öteyse bir numaraya yazar. Transferin bitimine 26 gün var, bugün olmazsa yarın olur bile değil olacak. Önce işimize bakalım. X Galatasaray'da değil, UEFA Avrupa Ligi Galatasaray'da... X sonra da gelir.

Haydi çocuklar...

OFK Belgrad (2) - (2) Galatasaray 

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

6 yorum:

Erdem Karakuş dedi ki...

Takım Avrupa Ligi'ne kalsa da, kalamasa da, taraftarların -haklı şekilde- transferleri coşkuyla karşılayacak olmasının sebebi Galatasaray'ın transfer şampiyonu olmasından kaynaklanmayacak.

Mustafa-Barış-Ayhan üçlüsünden Cana-Ledesma-Rosicky gibi arada uçurum olan bir üçlüye terfi etmekten kaynaklanıyor olacak. İyi futbol iyi oyuncularla oynanıyor, Galatasaray taraftarının da iyi oyuncular görmeye ihtiyacı var.

pclion dedi ki...

Transferleri coşkuyla karşılamak değil ki mesele, daha ilk cümlede yazdım yukarıda dediğini. Kim Barış-Sarp-Ayhan'la sezonu geçirelim demiş. Kapıda Galatasaray'ın önümüzdeki iki-üç yılını değiştirecek çapta bir felaket ihtimali varken şu maçı bir atlatalım. Benim bildiğim taraftar takımının yenilmemesini düşünür önce, hele bu taraftar Galatasaray taraftarıysa Avrupa kupaları daha bir farklı olmalıdır. Rosicky gelecekse gelir zaten, şu günde düşünülecek konu mudur transfer?

İyi futbol iyi oyuncularla oynanıyor da iki senedir transferlerde orgazm olan da bu taraftar, yani bizler değil miydik? Aslolan transfer değil saha içi beyler. Biz de saha içinde elenmek üzereyiz, en azından böyle bir ihtimal var. Bilmem farkında mıyız? Avrupa'da olmadıktan sonra inan zerre anlamı yok Cana'nın, Ledesma'nın. Kalli'yi getirelim, bir kadro kursun, gelecek sezona yatırım olur bari. Ledesma biz puromuzu içerken statta koştursun diye gelmiyor. En azından öyle umuyorum.

Bu takımın hedefi bir zamanlar Türk olmayan takımları yenmekti. Bunu daha başlamadan bitirme ihtimali olan bir maç bu kadar mı önemsiz? Ben mi farklı düşünüyorum herkesten?...

Erdem Karakuş dedi ki...

Bir kere şahsi olarak şunu düşünüyorum, taraftarların ne kadarı Avrupa Ligi'ni önemsiyor? Avrupa'da herkesin de gördüğü gibi gerçek arena Şampiyonlar Ligi'dir. Avrupa Ligi bundan 10 yıl önceki UEFA Kupası'nın, 10'da biri bir prestije bile sahip değil şu anda. UEFA var gücüyle bu durumu değiştirmeye çalışıyor ama olmuyor, asla da olmayacak.

Avrupa Ligi'nin ne prestij olarak, ne de maddi olarak bir kazancı olacak kulübe. Elde var sıfır durumu yani. Tek faydası ülke puanı ve kulüp puanı kazandırması, çeyrek final falan görürsen iyi puan alıyorsun.

2008-2009 sezonu Avrupa Ligi'ni ciddiye aldık. Geçen sezon da aldık. Ben bu sene yönetimin Avrupa Ligi'ni çok önemsediğini sanmıyorum. Önemsenen tek şey Lig Şampiyonluğu. Çünkü Lig Şampiyonu olunca, Şampiyonlar Ligi'ne girince para kazanıyorsun. Maddiyat olmayınca da olmuyor bu işler.

Aslolan transfer değil de saha içi diyorsun da, ben Mustafa-Barış-Ayhan'lı saha içiyle bu kupada Final bile oynasak eksik olsun diyorum. Ben futbolu keyif almak için izliyorum. Galatasaray'ın amacı yabancı takımları yenmek evet, ama futbol oynayarak yenmek.

Benim için önce futbol, sonra şampiyonluk, kupalar vs. Önce futbol gibi bir futbol izlemek istiyorum.

Henke dedi ki...

Kesinlikle katılmakla beraber,turun bizim için çok zor olacağını düşünmekteyim...Herkes tur cepte modunda,olsaı bir könü sonucun 5 yıl hesaplanan UEFA puanlarında ne kadar kötü etkileyeceğini düşünmüyor kimse,2004/2005'in yarasını yeni atlatmışken...

anfieldyolu dedi ki...

ellerine sağlık tebrik ederim duygularımızı en güzel şekilde kelimelere dökmüşsün...

Aşk Demişler Adına dedi ki...

tebrikler çok güzel bir yazı blogumu da beklerim

http://askdemisleradina.blogspot.com/