Dün bir dostla futbol üstüne konuşurken konu unutulup giden futbolculara geldi. Faruk Atalay'dan girdik, Ender Alkan'dan çıktık ama konuşmadan çıkan ortak fikir arada bir 'eski dostlar'ı hatırlamak gerektiğiydi. Ben de arada bir hatırlatacağım birkaç eski dostu size. Şu an ne yaptıklarını, nerede olduklarını görüp 'vay be' diyebilelim diye...
Faruk Atalay. Galatasaray altyapısından ilk çıktığı maçta oldukça etkili bir performans sergilemişti. Figo Faruk deniyormuş o zaman -ben tam hatırlamıyorum- Daha sonra Avusturya'ya gittiğini biliyorduk, sonrası yoktu. Ufak bir araştırmayla yurda döndüğünü, şu anda Mersin İdman Yurdu'nda oynadığını öğrendim. Kariyer başlangıçları Aydın Yılmaz'la çok benzeşiyor, umarım o da Faruk'un yolundan ilerlemez.
Ender Alkan. Bursaspor'dan hatırlayacaksınız daha çok, uzun süre üç büyüklerle adı geçen ama bir türlü transferi gerçekleşmeyen oyunculardan biri. Taş yerinde ağırdır derler, Ender için doğru olduğu kesin. 2004'te Bursaspor'dan ayrıldıktan sonra dolaşmadığı kulüp kalmamış neredeyse. Ankaragücü, Denizlispor, Diyarbakırspor, Maltepespor, Kasımpaşa, Darıca Gençlerbirliği ve son olarak Zeytinburnuspor. Yolu İstanbul'dan geçti Ender'in ama aklındakinin bu olduğunu hiç sanmıyorum.
Resimdeki Robert Spehar Galatasaray'la sadece bir resmi maça çıktı. Galatasaray'ın UEFA Kupası sarhoşluğuyla yaptığı transferlerdeki büyük hataların simgesi olmuş isimlerden Spehar. Horvath, Spehar ve Mpenza. Niye alındığı, niye gönderildiği hiç anlaşılamamış oyuncular. Uzun süre tazminat anlamında Galatasaray'ın başına bela olduklarını Galatasaraylılar unutmamıştır eminim. Değişik bir biçimde de olsa Galatasaray tarihinde hatırlanacak isimlerden biri oldu bu oyuncular. En son Kıbrıs dolaylarında görülmüş Spehar, daha sonra da futbolu bırakmış.
Bu yazıda geçen oyuncular arasındaki en ilgi çekici olanı bu olacak sanırım. Souleyman Oulare, Fenerbahçe'nin 2000'lerin başındaki berbat transfer politikasının unutulmaz ürünlerinden. Aslında bakıldığında o kadar da kötü oyuncu değildi, 99'da Belçika'da yılın oyuncusu seçilmiş bir adam sonuçta, en kötü idare eder diye düşünür insan. Ancak Oulare'nin hikayesinde dikkat çekici olan nokta o değil. 2006 yılında Belçika'daki evinde bir kız ve bir kadın zehirlenmiş olarak bulunuyorlar. Daha sonra anlaşılıyor ki Oulare Belçika'daki evini 500'er euro'dan 10 aileye kiraya vermiş. Ne desek boş, sözün bittiği yer bu olsa gerek...
İyi bir örnekle bitirmek lazım yazıyı. 1994-95'te Beşiktaş forması giyen İzlandalı oyuncu Eyjolfur Sverrisson 95'te transfer olduğu Hertha Berlin'de 8 sezon oynayıp kariyerini orda tamamlıyor. 2005'ten bu yana da İzlanda milli takımının başında kendisi. Oğlu da futbolcuymuş bu arada, West Ham'la bu sene sözleşme imzalamış.
Bu yazıyla beraber birçok anınız canlanmıştır eminim. Var mıdır sizin de eski dostlardan aklınıza gelen?
7 yorum:
Uğur,
Faruk Atalay, Galatasaray'ın 87-88 kuşağından önceki en iyi jenerasyonunun ürünüydü.
1980, 1981 ve 1982. Alper Tezcan, Emrah Eren, Kerem İnan, Mehmet Aksu (Ayhan Akman takasında Beşiktaş'a gönderilmişti), Rasim Vardar, Sedat Debreli, Sedat Yeşilkaya, Ümit Aydın, Volkan Glatt (Duisburg'tan alınmıştı).
Gheorghe Hagi'nin özel ilgi gösterdiği oyunculardan biriydi. Her antrenmandan sonra Faruk'u yanına alıp biilikte ekstra çalışmalar yaptığı söylenirdi sürekli. Ama olmadı. Devamı gelmedi maalesef.
80-81-82 jenerasyonundan çıka çıka Emre Belözoğlu çıktı. Yukarıdaki oyunculardan daha büyük bir hayalkırıklığı olmasa da, kariyeri boyunca kendisinden beklenen başarıları yakalayamadı. Tüm futbol hayatı, yalnızca 21 yaşına kadar oldu.
Daha önceki jenerasyon 76-77'ydi. Alp Küçükvardar (Almanya'da düzenlenen bir dostluk turnuvasında yıldızı parlamıştı), Ceyhun Eriş, İlyas Kahraman (Çok sevdiğim bir oyuncuydu, ağlaya ağlaya G.Antespor'a gitmişti),Ufuk Talay da o dönemin umut vadeden gençleriydi.
Ender Alkan.
Enteresan bir isimdi. Mehmet Cansun'un başkanlık dönemi öncesine denk gelir, Galatasaray ile münasebeti. Galatasaray'ın Erhan Namlı'dan Murat Sözkesen'e kadar genişleyen transfer yelpazesinde gündeme gelen bir oyuncuydu.
''Prensipte anlaşılmıştı.'' Mehmet Cansun'un ofisinden kolsuz bir body ile çıkıp, ''Mehmet Abi'yle anlaştık. Önümüzdeki sezon Galatasaray forması giyeceğim.'' demişti. Olmadı. Ertesi sezon Galatasaray'ı 5-0 yendikleri maçta Bursaspor adına bir gol atmıştı sanırım.
Robert Spehar.
Mbo Mpenza ve Pavel Horvath'la birlikte gelmişti Galatasaray'a. Malatya deplasmanında Suat Kaya ve Bülent Korkmaz'ın golleriyle 2-0 kazanılan maç, tek resmi maçıydı yanılmıyorsam.
Pavel Horvath, iki kez forma giymişti Galatasaray'da. Sami Yen'deki 3-1'lik Trabzonspor maçında sonradan oyuna girerek olumlu bir performans göstermişti.
Mbo Mpenza, daha sonra Kolombiyalı Jerson Gonzalez ile paylaşacağı, ''Galatasaray'da tek bir resmi maça çıkmadan kulüpten ayrılan yabancı oyuncu'' ünvanının ilk sahibi olmuştu.
Souleymane Oulare ile ilgili de söylenecek şeyler var aslında, ama daha sonra devam ederiz artık.
Sevgiler,
Eray.
Eray,
Hatırlatmalarını keyifle okudum. Ben de aklıma gelen birkaç minik notu aktarayım.
Ender, üstünde o bahsettiğin body, yanında "Galatasaray'daki yeni takım arkadaşı" İlhan Mansız ile Akmerkez'e gidip gazetecilere "Galatasaray'ın yeni transferleri daha resmi sözleşmeler imzalanmadan birbirleriyle kaynaştı." dedirtmişti. Fotoğraf çektirmişlerdi beraber.
Ne İlhan, ne de Ender Galatasaraylı olabildiler. Medyadan duyduklarımıza göre; İlhan, Ümit Karan'ın dosyasındaki fiyatı görüp "Bana yalan söylediler." diyerek vazgeçti, Ender ise gideceği için ona tepki gösteren Bursasporlu taraftarların da gönlünü alarak takımında kaldı. Bir sezon sonra Beşiktaş'a transferi gündeme geldiğinde, "Bursaspor'dan ayrılmak istemiyor." yanıtını verdi, belli ki sütten ağzı yanmıştı.
Sen alışveriş listesi yazsan okurum.
Sevgiler;
Ata
benim aklıma gelenler cihat arslan,papen mustafa,burak akdiş,mert korkmaz,kaleci volkan,osman,hamza hamzaoglu,kemalettin senturk,ahmet yıldırım(adanasporda),rahim zafer,bjklı erkan,aumann,niculescu,flerquin,almaguer,marcio
Sverisson, Johnsen ile birlikte en sevdigim yabanci oyuncularimiz arasinda ilk 5'e girer. Kartal gibi acar kollarini,oyle yasardi gol sevinclerini. Kalitesi de tartisilmazdi, 8 yillik Hertha kariyeri zaten bunu kanitliyor.
16 yaşında Barcelona'nın takibe aldığı haberleri ile adını ilk kez duyduk Faruk'un. Zaman zaman süreler de aldı.Bayern'e attığı frikik golü ve St.Gallen maçında Jardel'e kestiği orta ile kaldı aklımızda. Peki son maçı hangisiydi Galatasaray'da ? Kader ağlarını örmüş bir kere.. Bursa Spor'un 5-0 kazandığı , gollerden birini Galatasaray'a gelemeyen Ender'in ''atmadığı'' o maçtı Faruk'un Galatasaray'daki son maçı. 11 başlamıştı. Ama savunmanın solunda! Lucescu'nun kurbanı olmuştu. Aynı Lucescu 2 sene sonra Beşiktaş'a gidecek ve Sinan Engin'e bu Adana Spor'daki Ümit kim yahu bunu alalım diyecekti. O Ümit , Ümit Aydın'dı ve Faruk ile aynı dönemde Lucescu tarafından gönderilmişti Galatasaray'dan.
Milharin,
Gereksiz bir ayrıntı ama yanlışın var.
Faruk'un o maçtan sonra yakın zamanda kupada Erzurumspor'a karşı bir 90 dakikası var. Sonra Bursaspor'a kiralanıyor.
Bir sonraki sezon ise yalnızca bir kez Ankaragücü maçında 90. dakikada oyuna giriyor.
Öyle...
ali lukunku,cristian
Yorum Gönder