Fenerbahçe-Kayserispor, Bursaspor-Galatasaray

Günün maçları bunlar, Fenerbahce-Kayserispor, Bursaspor-Galatasaray. Ben de hazır fırsatını bulmuşken iki takımın eksikleri ve güçlü yönleri üzerine biraz konuşmak istedim. Bunu maçların etkisine kapılmadan yapmak sanıyorum daha doğru olacak.

Fenerbahçe deplasmanlarda derin bir hayal kırıklığı yaşadıktan sonra evindeki üçüncü maçına çıkıyor bugün Kayserispor karşısında. Rakip yabana atılacak bir takım değil, Fenerbahçe'yi en zor iç saha maçlarından biri bekliyor. Bu maçın kaderini belirleyecek unsur topun en çok hangi bölgede kalacağı. Bu seneki klasik Fenerbahçe maçları gibi Fenerbahçe yarı sahasının ön tarafında yani Fenerbahçe'nin en zayıf bölgesinde geçecekse Kayserispor'un maçı alıp götürmesi sürpriz sayılmamalı.

Ayrıca Lugano ve Alex'in oynayamayacağı söyleniyor, Fenerbahçe için bundan daha kötü bir haber düşünülemezdi sanıyorum. Pozisyon yaratan, bitiren, her şeyi yapan tek adam Alex Fenerbahçe'de. Lugano'nun agresif oyunuyla tutunabilen Fenerbahçe defansı da hızlı bir Julius Aghahowa karşısında ecel terleri dökebilir. Edu bana göre kaliteli bir stoper değil, hele hızlı hiç değil. Dinamo Kiev maçında birçok kişinin gözünden kaçan bariz bir hata daha yaptı. Eğer Kiev'li oyuncu topu Bangoura'ya indirme hevesiyle arkasına atmasaydı bugün çok daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.

Fenerbahçe bu vasatlıkta bir orta sahayla maçlara çıkacaksa 4-4-1-1 oynaması bence intihar olur. Zaten Alex'in de olmadığını düşünürsek forveti ikileyip oyunu ön tarafa yıkmaya çalışmak en mantıklı seçenek ama bu sefer de Daniel Güiza'nın yanında kimin oynayacağı tartışmalı. İlhan Parlak'a güvenileceğini sanmıyorum, muhtemelen Collin Kazım o bölgeye çekilecektir. Verimli olur, olmaz bilemem. Orasını akşam göreceğiz.

Galatasaray da ise geçen seneden beri birçok şey değişti ama değişmeyen tek şey sakatlık. Tam 14 sakatı var Galatasaray'ın ve bu sakatlar ordusundan şampiyonluğa oynayacak kalitede bir takım çıkabiliyor. Bu konuda oldukça doluyum, yakın zamanda bir yazı yazmayı planlıyorum ama şimdilik eleştiri kısmını atlayalım. Bu orduya yeni katılan isim ise Harry Kewell, Galatasaray'ın en formda oyuncularından biri. Bellinzona maçında onun yokluğu inanımaz derecede hissedildi. Oyun bilgisi olarak takımdaki en üst düzey oyuncu, bu tarz sistematik ekipler için en gerekli adamdı. Lincoln'e ayak uyduracak ikinci bir adam çıkmayınca Bellinzona maçında oldukça zorlanmıştı takım.

Bursaspor maçının da buna benzer bir şekilde geçeceğini söylemek kahinlik olmaz sanıyorum. Ligin formda ekiplerinden birisi Bursaspor, özellikle genç golcü Sercan Yıldırım'a sürekli değiniyoruz blogda. Üst düzeyde de başarılı olacağını şimdiden gösterdi ancak bu onun üç büyüklere karşı ilk ciddi sınavı olacak. İyi motive olduğunu düşünüyorum bu maça, takım arkadaşları da ona yardımcı olursa Galatasaray'ın başına bela olabilecek bir oyuncu. Yusuf Şimşek de Bursaspor'la üçüncü maçına çıkıyor. Sercan Yıldırım'a yardımcı olması muhtemel isimlerin başında geliyor. Ezelden beri çok beğendiğim bir oyuncu olmuştur Yusuf, özellikle son 3-4 yılda mental olgunluk anlamında katettiği yol hayranlık verici. Keşke bunu 20'li yaşlarında becerebilseydi de Türk futbolu Sergen Yalçın'dan faydalanamamışken bir de onu kaybetmeseydi.

Tekrar Galatasaray'a dönelim. Defans bloğu yine Hakan-Servet-Meira-Serkan dörtlüsünden oluşacak. Serkan Kurtuluş için psikolojik baskısının yüksek olacağı bir maç olacak, Bursaspor tribünleri ona tepki gösterecektir muhtemelen. Bu sınavı başarıyla atlatması gerek, hele ki sağ koridorda oynayacak alternatiflerin, devşirmeler de dahil olmak üzere olmadığı bir ortamda.

Onların önünde oynayacak iki oyuncudan biri olması muhtemel Mehmet Topal düzelir düzelmez daha ciddi bir sakatlık yaşadı, büyük talihsizlik. Ayhan Akman'ın yanında oynayacak kişi bence Galatasaray adına maçın kaderini belirleyecek. Formda bir Mehmet Güven sertliği ve pas tekniğiyle orayı doldurabilirdi ama bundan oldukça uzak bir görüntü çizdi Konyaspor maçında. Benim düşüncem fizik olarak büyük yükselişte olan ve oyun kuruculuğuyla etkileyici bir performans ortaya koyan Casio Lincoln'un biraz daha geride oynayıp takım savunmasına biraz daha fazla katkıda bulunması, yani biraz Michael Ballack olmalı Casio Lincoln bu maç. Zaten başka alternatif de görünmüyor ufukta.

Sol kanat için Arda Turan sakat olmasına rağmen götürüldü, büyük ihtimalle sahada olacaktır ancak ondan bu form ve sakatlık durumuyla maçı kotarmasını beklemek yanlış olacaktır. Sağ tarafta Aydın Yılmaz dönecek büyük ihtimalle. Bir başka alternatif ise Alpaslan Erdem veya Volkan Yaman'dan birini sol kanada alıp Arda Turan'ı oyun kurucu pozisyonuna çekmek. Ancak dediğim gibi, bunun verimli olması zor gözüküyor, özellikle Bursaspor'un orta sahadaki ikilisinin oldukça sert mizaçlı oyuncular olduğunu (Mustafa Sarp ve Ozan) düşünürsek.

Galatasaray'ın maçına zaten bir saat kaldı, kafamızdaki soru işaretlerinin cevaplanması yakın...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

3 yorum:

alanshearer dedi ki...

ilk yarı bursa 1-0 galatasaray

bu futbolla yenemeyeceğimiz düşünülebilir.
ama tarifi zor bir rahatlık var bende.
1-3 bizim bu maç.
baros-lincoln-baros

PCLioN dedi ki...

Bence Aydın Yılmaz'ın oyuna girmesi lazım artık, Arda Turan da sola geçmeli. Golü yedikten sonra takımın toparlanması durumun kesinlikle psikolojik olduğunu ortaya koyuyor.

Bu takımın kazanma iştahı yok, bir türlü nedenini çözemiyorum bunun. Rakiplerin kötü oynaması Galatasaray'ın yatabileceği anlamına gelmiyor, futbolcular artık maç sonu şöyle oynamalıydık, böyle oynamalıydık diyeceklerine buna bir çözüm bulmalılar.

alanshearer dedi ki...

Önde Ayhan ve defansda Servet aksıyor artık.
Meira-EmreAşık tandemi denenmeli.
SağBek de Serkan da ısrar edilmeli.
Sol Bek de H.Balta.
DMC M.Topal
Önlerinde Aydın-Lincoln-Arda
Kewell-Baros

Çok ümitliydim Bursaya kapak takmaya ama,SamiYende en az 5 atarız bunlara.