Beklenen Forvet: Jo Galatasaray'da

İki üç gündür zaten alttan alta konuşulan, dün akşam da resmi olarak açıklanan santrafor transferi bonservisi Manchester City'de olan, son bir sezondur Everton'da kiralık oynayan Brezilyalı Jo oldu. Aslında açıklamayı bekliyordum blogda bir şeyler söylemek için ama sağolsun ters ayak üstünde yakaladı bizi yönetim. Hatta tutup havaalanına bile getirmişler. Hayırlı olsun diyelim öncelikle.

Galatasaray'ın transfer stratejisi açısından bakınca hiç de mantıksız gelmiyor Jo ismi. Premier Lig çıkışlı Nonda, Kewell ve Baros gibi oyuncuların Galatasaray'da yakaladığı başarı Galatasaray'ı son dönemde bu yönde hamleler yapmaya itti. Çıtayı da bir adım öteye koymak adına kariyerleri Türkiye'nin ötesinde olan oyuncuları konjonktürden faydalanarak ve iyi bir maaş teklifi ve vizyonla ikna ederek transfer etmek olarak özetleyebiliriz sanırım bu stratejiyi. Bu yeni nesil stratejinin ilk ayağı olarak Elano'yu görebiliriz ki Elano Galatasaray formasıyla Brezilya Milli Takımı'na seçilmeye devam ederek işin kariyer ayağında ne kadar kuvvetli bir oyuncu olduğunu hala göstermekte, performansından bağımsız olarak.

Jo'da şöyle farklı bir durum var, Jo Manchester City'nin yurtdışı kaynaklı transfer bütçesi oluşturduğu ilk dönem olan Taylandlı Shinawatra'nın en pahalı transferlerinden biri olarak CSKA Moskova'dan City'ye gelmişti. Avrupada Vagner Love ile birlikte adını duyuran Jo için City tam 24 milyon euro ödedi bonservis olarak ki o dönem de bu miktarın fazlalılığından dem vurmuştu herkes. Paraya ihtiyacı olmayan bir Rus kulübü ve transfer çılgınlığına katılmak isteyen yurtdışı sermayeli bir İngiliz kulübü olunca ortaya böyle akıl almaz bonservis bedelleri de çıkabiliyor görüldüğü üzere. Jo da bu bonservis altına ezilen ve daha transfer edildiği gün İngiltere'nin 'bidon' adaylarından biri olarak İngiltere kariyerine pek de istediği başlangıcı yapamamıştı aslında. Zaten daha sonra Sniwatra dönemi bitip transferin son günü Araplar kulübü alıp Robinho transferini duyurunca Jo için City günlerinin yeni başlmış olmasına rağmen sayılı olduğu belli olmuştu. 6 maç forma giydikten sonra Şubat ayı gibi de Everton'a kiralandı zaten.

Everton kariyerine aslında fena da başlamamış gibiydi, kısa sürede uyum gösterip Everton hücum rotasyonuna girmiş, katkı da yapmıştı. David Moyes'un onu tekrar istediği ancak City'ye döneceği değerlendirmeleri yapılıyordu ancak transfer çılgınlığını bir adım öteye taşıyan City sahipleri forvet rotasyonunu Adebayor, Tevez, Santa Cruz gibi adamlarla doldurunca Jo'ya da tekrar yol gözükmüştü. 08/09 sezonunun ikinci yarısında ondan verim alan Everton ve David Moyes da bu fırsatı değerlendirip bonservis bedeli ödemeden tekrar onu kiralama şansı elde etti ancak bu sefer işler hem Moyes'un hem de Jo'nun istediği gibi gitmedi. Bu açıdan biraz Milan Baros'a benzer bir kariyer hikayesi diyebiliriz, kariyer dibi görerek geliyor Galatasaray'a Jo. Baros'un da Portsmouth'a kiralandıktan sonra yaşadığı hayal kırıklığını biliyoruz, ardından da Lyon deneyimi benzer şekilde geçmişti. Jo da bu kadar formsuzken Brezilyalıların klasik disiplin problemi olan tatilden geç gelme işine de girince Everton'da bileti kesildi.

Galatasaray da tam bu noktada devreye giriyor işte. Kariyeri Türkiye'nin çok önünde bir adam, yaklaşık iki sene önce Avrupayı peşinden koşturan ancak formsuzluğun dibine de vurmuş, kaliteli bir santrafor. Milan Baros'un durumu ve Elano transferinde City ile kurulan iletişim devre arasında yapılabilecek en üst düzey santrafor transferlerinden birine imza atmasını sağladı Galatasaray'ın. Sezon sonuna kadar Galatasaray'da kiralık oynayacak olan Jo'nun bonservis opsiyonunun da Galatasaray'da olması geçtiğimiz günlerde karaladığım 'Doğru Seçenek: Opsiyonlu Kiralamak' yazısıyla eşleşmesi de hoş oldu, salt transfer stratejisi olarak başarılı bir iş olduğu aşikar.

Jo hakkında beni esas çeken ise yeteneklerinin yanı sıra doğum tarihinin Galatasaray ve Türkiye'de diğer yabancılar arasında onu farklılaştırması. Bu kariyerde ve kalitede bir oyuncuyu form durumu ne olursa olsun sadece 23 yaşında ülkeye getirebilmek bugüne kadar yapılmış tüm transferlerden farklı bir yere koyuyor Jo'yu. Bunu da çok uçuk bonservis bedelleri ödemeden, kiralayarak ve tercih hakkını elinde tutup sözleşmeye makul denilebilecek bir bonservis yazdırarak yapabilmek bence Galatasaray'ın bütçe değil zihniyet olarak farklılaştığının en önemli göstergesi.

Yalnız Jo transferinde şöyle bir durum var ki o da oyuncudan bağımsız olarak Galatasaray'ın konjonktürel durumu. Galatasaray'ın acil santrafor ihtiyacının altında yatan en önemli neden Milan Baros'un yanlış tedavi sonrası Avrupa Ligi 2.turuna yetişemeyecek olması ve onun boşluğunu kadro içi bir oyuncuyla tolere etmenin zorluğuydu. Harry Kewell bence kariyerinin en iyi performanslarından birini ortaya koyup elinden geleni yaptı ancak oyuncu meziyetleri gereği bunu sürekli yapabilmesinin mümkün olmadığını herkes rahatlıkla söyleyebilirdi, Nonda'nın bu rolü doldurmaya ondan da uzak olduğu zaten belli. Bu anlamda bu boşluğun transferle kapatılması gerekiyordu, Jo bu işi ligde rahatlıkla görebilir belki ama UEFA Avrupa Ligi'nde uzun vadeli bir plan yapan Galatasaray'ın ilk transfer kriteri oyuncunun Avrupa'da oynayabilirliği olmalıydı denebilir. He, benim fikrimi soracak oluyorsanız Jo transferinin artıları eksilerinden daha fazladır ve kaçırılmaması gereken bir fırsat uygun bir maliyetle gerçekleştirilmiştir, ben de olsam alırdım diyebiliyorum ancak işin bu tarafını da görmezden gelmemek gerekiyor.

Son soru işaretim ise Jo'dan yana değil ama Türk medyasının merkezinde olduğu, yabancı düşmanlığının gün be gün körüklendiği yapıdan. Lincoln'e yapılan operasyonun büyük bir zaferle sonuçlanmasının etkileri günümüzde de katlanarak artıyor, artık alenen ırkçılığa varan söylemleri televizyon ve gazetelerden görüp, okuyabiliyoruz. Milan Baros'un ameliyat olması sonrası başta Küçük Hakan olmak üzere yapılanlar malum, Jo da ortalama bir Brezilyalının getireceği sorunları da beraberinde getirdiğinden bu adamların ağzının suyunu şimdiden akıttığına eminim. Henüz günün gazetelerini okumadım ama buna bel altı vurgu yapanların da olacağına adım gibi eminim. İlerleyen aylarda şampiyonluk yarışı kızıştıkça bunun üstüne daha da gidilecektir. Futbolseverlerin ve özel olarak da Galatasaray taraftarının bu muhtemel linç kampanyasına karşı uyanık olması gerekir, şimdiden bunu vurgulamakta fayda var.

Bana göre çok kaliteli ve yerinde bir transferi bitirdi Galatasaray, birçok açıdan geleceğin transfer stratejisini de şekillendirecek bir hamle olduğuna inanıyorum. Form durumunun getirdiği soru işaretini bir kenara yazsak da hemen katkı verebilecek bir oyuncu olduğunu düşünüyorum Jo'nun. Bir kere gol vuruşu ve fizik anlamında bu kadar iyi bir kombinasyonu uzun süredir görmemiştik, orası kesin. CSKA Moskova'da yaptığı gol vuruşları herkesin hala aklındadır eminim. Unutulmamalı ki abartılı da olsa henüz 1.5 yıl önce 24 milyon euro'ya transfer yapmış 23 yaşındaki Brezilyalı milli bir oyuncu Jo. Bu sayılan vasıfları Türkiye Ligi'yle yanyana koyunca bile insan kendinden şüpheye düşüyor. Everton'daki ilk döneminde de bence iyi bir performans ortaya koymuştu. Zaten bu performansına devam etmiş olsa ne Everton onu bırakır, ne de Jo İngiltere'den ayrılmak isterdi, bunu da göz önünde bulundurmadan "ama formsuz" deyip geçmek dar bir bakış açısıymış gibi geliyor bana. Galatasaray'a katkısı konusunu şimdiden bu kadar keskin çizgilerle belirtmek doğru değil, bekleyip görüp ona göre değerlendirmek gerek ancak doğru bir transfer hamlesi olduğunu şimdiden söyleyebilirim. Fazla uzattık, dünden beri blogu ziyaret edip yazıyı okumak isteyip de bulamayanlardan özür dileyerek yazıyı bitireyim...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

33 yorum:

Elve dedi ki...

Hic bir yerde opsiyonlu kiralandigi belirtilmemis. Kesin midir opsiyonlu kiralandigi ve ne kadar bir bilginiz acaba?

pclion dedi ki...

Elve, sözleşmede opsiyon var, birkaç gündür bu şekilde biliyorum ben. Rakam da 8.2 milyon euro deniyor. Söyleyen kişiye de güvenirim...

mondo trasho dedi ki...

gstv'de bizzat söyllendi opsiyonunun olduğu.

Anonymous dedi ki...

Opsiyonlu olduğunu GSTV'de söylediler canlı yayında...
Kubilay KULA

Spooky dedi ki...

1.5 yıl önce 24 milyon euro bonservis bedeliyle transfer olmuş 87 doğumlu bir oyuncuyu 9 milyon euro civarı satın alma opsiyonluyla almak transfer değil sanattır. :)

Şu haliyle bu transfer Europa League
için değil de Şampiyonlar Ligi için yapılmış bir yatırım gibi.

CSKA günlerine dönebilirse hem Galatasaray'a hem oyun anlamında hem de olası bonservis bedeliyle katkı sağlar.

Sezonun geri kalanını takıma alışmak ve futboluna odaklanmak için harcarsa çok önemli bir futbolcu seyrederiz. Yoksa İngiltere günlerinde içine Guiza kaçmış gibiydi...

Jo'nun sürati ve yetenekleriyle Galatasaray'ın hızlı kanatları bütünleşip, anlaşırsa çok etkili bir forvet hattına sahip oluruz. Dilerim bu uyum yakalansın, opsiyon hakkımızı kullanalım.

Gala's dedi ki...

Güzel bir analiz olmuş. Yüreğine sağlık abi. Transfer zaten müthiş konuşmaya gerek yok. Teşekkürler yönetim. Hayırlı olsun. Ama Baros'un yanlış tedavi gördüğü değilde, tedavisinin bittiği ama nüksetmemesi için dünyanın en iyi doktorunun önerisiyle platin takıldığını duymuştum. Umarım aksi durum yoktur. Tekrar tekrar hayırlı olsun. Vurduğu gol olsun.

Elve dedi ki...

Tesekkurler lion eger form yakalarsa 8.2 cok bi para degil bu potansiyeldeki bi oyuncu icin.

Dimple dedi ki...

Merhaba

Futbolu çok iyi takip etmiyorum ama Arda sebebi ile takip etmeye başladım ve dolayısıyla Galatasaraya semapti duydum. Sonrasında bu iyice aşka dönüştü. Kendimi tam bir Galatasaraylı olarak görüyorum. Tarihimizle ilgili birçok şey öğrendim. Şu anda futbol takımımızla ilgili herşeyi biliyor, güncel olarak izliyorum. Diğer branşlarlada sevinip üzlüyorum. Ama futbolun içine henüz tam olarak giremedim. Bu transferin basında çok önemli olduğu konuşuluyor. Sizin yazınızdan da bunu anladım. Öncelikle hayırlı olsun demek istiyorum. Ama birkaç soru soracağım.

Oyuncu kaç kez milli oldu?
Milli takımında son zamanlarda oynadı mı?
Barosun gitmesi mi düşünülüyor?

pclion dedi ki...

Dimple, 3 kez milli oldu Jo, ilki Türkiye'ye karşı oynanan hazırlık maçındaydı. Yani şu anki rotasyonda yer almıyor.

Baros'un gönderilmesinin düşünüldüğünü sanmıyorum ancak sadece ona bel bağlamanın bir sezonu tümden yakabileceğini görmüş olmalılar. İki kaliteli santrafor daha makul duruyor, hele Baros'un sakatlığının 2-3 ay daha süreceğini düşünürsek...

Anonymous dedi ki...

Güzel bir yazı olmuş teşekkürler :)Sorunlu bir oyuncu Jo,umarım Rıjkaardla yenıden çıkışa geçer,Önümüzde sorunlu Brezılyalı kötü örneği mevcutken,basına fazla malzeme olmadan GalataSaray'a faydalı olur.Rıjkaard adam etmesını bilir Jo'yu da :) Bahsettiğin gibi yaşı ıtıbarıyle çok önemli bir transfer,uzun boyu kafa toplarına hakımıyetını ve uzaktan etkılı şutlarınıda düşünürsek oldukça faydalı olucaktır takıma.

GsRock dedi ki...

Gerçekten çok kalileti bir futbolcu aldık, avrupa'da oynayamayacak olması dezavantaj olsa bile böyle bir ismin(eğer satın alma opsiyonlu alınmışsa) kadromuzda bulunması mükemmel. Satın alma opsiyonuna gelince daha önce Caner'in transferinde web sitemizde belirtilmişti "Satın alma opsiyonu ile kiralanmıştır" diye. Jo'nun transferinde ise böyle bir cümle yok, sadece sezon sonuna kadar kiralanmıştır yazıyor. Kesin bilginiz var mı opsiyon hakkında ?

Ayırca benim bildiğim 3 kez değil 10 kez ulusal takımının formasını giymiş ve 1 golu var.

onurgs dedi ki...

Jo 8.2 milyon sterline Dos Santos da 5.5 mliyon sterline alındı ama dos santos un gelebilmesi için kontenjanı boşalmak lazım yadeyse anlaşıldığıyla kalıcak bu iş Jo ya gelince elano ile birlikte form tutarlarsa sezon sonu şampiyiz tek üzüntüm uefada oynıyamıcak olması
En güzelide vizyonumuzu çok arttırdığımızdır...

GSRock dedi ki...

Sağlık Raporu: Harry Kewell

Orduspor karşılaşmasının ilk devresinde sakatlanan Harry Kewell tamamlanan tedavisinin ardından bu hafta Pazartesi günü takımla çalışmalara başlamıştı.

Perşembe sabahı yapılan antrenmanda eski sakatlık bölgesine yakın bir yerde ağrı hissederek çalışmayı tamamlayamayan sporcunun bugün yapılan tetkiklerinde sağ kasık adduktor tendonunun kemiğe yapışma bölgesi yakınında ikinci derece yırtık tespit edildi.

Sağlık ekibimiz tarafından sporcunun durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tedavisinin uzun bir sürece yayılacağı tahmin ediliyor.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

Galatasaray Futbol A.Ş.

İlginç bir açıklama gibi geldi, acaba Kewell ve Linderoth mu yolcu ? Bana göre en son gidecek adam Kewell'dır bu takımdan...

Dos Santos trasferi de eğer doğru ise 2 yabancının gitmesi gerekiyor... Avrupa'da alternatifsizlikten dolayı Nonda'nın şuan gitmesi imkansız gibi. Baros'un kontratının dondurulacağını sanmıyorum. Bakalım ne olacak..

amanteramco dedi ki...

Galatasaray sağlık ekibinin durumu ne olacak daha kaç kişi yanacak çok merak ediyorum.Aylar önce çok yazdım çoğu kişidende tepki almıştım bu konuya değinice.Ama bazen insan gözünün önündekine bile inanmak istemiyor.

Emre Bozkurt dedi ki...

Öncelikle iyi futbolcu ama Europa Leagede kullanamadıkdan sonra benm için çokta bir şey ifade etmez..Bildiğimiz gibi Galatasaray'ın yabancı oyuncu kontenjanı doldu.Şu an benle beraber herkez hangi yabancı oyuncunun hesabı kesileceği konusunda meraklı..Bakın benim bulduğum çözümler şunlar, takdiri ise size kalmış..

a) Linderoth'un sözleşmesinin fesh edilmesi.
b)Nonda'nın gönderilmesi veya kirallanması
c)Baroş'un sözleşmesinin dondurlması..

Bazı haberlere görede her an Dos Santos Galatasaray'a imza atabilir.Rıjkaard'ın eski öğrencisi olan Santos Galatasaray'a gelmeye sıcak bakıyormuş.Eğer Santos'da ekimize kaltırsa yukarda saydığım çözemlerden bir kaçı yarın veya ilerleyen günlerde gerçekleşebilir..

Anonymous dedi ki...

-AA- Gençlerbirliği'nin ara transferde Galatasaray'dan transfer ettiği Serkan Çalık ve Alparslan Erdem, Galatasaray Kulübünün doktorları yüzünden sakatlıktan kurtulamadıklarını s öylediler.
Serkan ve Alparslan, uzun süren sakatlıklar, yanlış teşhis ve tedaviler sonucu uzun süre sahalardan uzak kaldıklarını belirttiler.
Kırmızı-siyahlı ekip ile 2.5 yıllık sözleşmeye imza atan Serkan Çalık, Galatasaray forması altında, bir Fenerbahçe maçında sakatlandığını ifade ederek, "Fenerbahçe ile yaptığımız bir Türkiye Kupası maçında sakatlandım. Galatasaray kulübü doktorları basit bir menisküs yırtığı olduğu teşhisini koyarak beni ameliyat ettiler. Ancak ameliyat sonrası sakatlığım uzun sürdü ve bir türlü iyileşemedim. Bunun üzerine Almanya'ya gittim ve tedavimi orada yaptırdım. Oradaki doktorlar problemin kıkırdağımda olduğunu belirlediler ve ben ikinci kez ameliyat oldum. Ameliyat sonrası tedavim 8-10 ay Almanya'da sürdü. Galatasaraylı doktorların tedavi edemediği sakatlığımı, Almanya'da tedavi ettirdim" diye konuştu.
Serkan Çalık, Galatasaray'da yapılan yanlış teşhis ve ameliyatın, kendisini çok uzun süre futboldan uzaklaştırdığını bildirerek, "Dönüşü mde ise büyük bir kuvvet eksikliğim oldu. Bunu telafi edebilmek 3-4 ayıma mal oldu. Ondan sonra da çok iyi çalışmama rağmen Galatasaray takımında şans bulamadım" dedi.
Gençlerbirliği'nin devre arasında kadrosuna kattığı diğer Galatasaraylı futbolcu Alparslan Erdem de sarı-kırmızılı kulüp doktorlarının, sakatlığının nedenini bir türlü bulamamalarından şikayet ederek, şöyle konuştu:
"Galatasaray'da yaklaşık 4-5 ay sakatlık dönemim oldu. Ancak kulüp doktorları bu sakatlığımın nedenini bir türlü bulamadılar. Bu süre içerisinde maçlara, şiddetli ağrılarım nedeniyle iğne ve ilaçla çıkmak zorunda kaldım. Futbolcularda sıkça rastlanan stres kırığını, Galatasaray gibi büyük bir kulübün doktorlarının nasıl tespit edemediğini bir türlü aklım almıyor. Galatasaray' ın doktorlarının yanlış teşhis ve tedavileri, neredeyse futbol hayatımın bitmesine neden olacaktı."
Sakatlığına doğru teşhisi Gençlerbirliği Kulübü Sağ lık Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Ergen'in koyduğunu söyleyen Alparslan, "Emin hocamı tanımamış olsam ve Gençlerbirliği'ne transferim gündeme gelmemiş olsa, yani bu teşhis ve tedavide 1-2 hafta geç kalsam futbol hayatım bitebilirdi" dedi.

Merhaba sağlık ekibimiz hakkında sizden yeni bir konu açmanızı istiyorum, bu yorumu burada yayınlamanıza da gerek yok, teşekkürler.

Aktay dedi ki...

Jo'nun sadece Atletico Madrid maçlarında oynamayacağını, sonraki maçlarda oynayacağını zannediyorum...

Yanılıyor muyum? Yoksa finale kadar hiçbir maçta oynamayacak mı sahiden?

SK dedi ki...

http://civilikrampon.blogspot.com/2010/01/joao-alves-de-assis-silva-galatasarayda.html

SK dedi ki...

http://civilikrampon.blogspot.com/2010/01/joao-alves-de-assis-silva-galatasarayda.html

SK dedi ki...

http://civilikrampon.blogspot.com/2010/01/joao-alves-de-assis-silva-galatasarayda.html

caveksk dedi ki...

bu son kewell olayı ile birlikte hangi bloğu açsam galatasaray sağlık ekibi ile ilgili bir sürü yazı okuyorum gerek blog sahiplerinden gerek yorum yazan arkadaşlardan senin gs tv deki kariyerin açısından bir sıkıntı olmayacak ise şu işin aslı ile ilgili bir yazı yazsan da işin iç yüzünü hepimiz bir öğrensek.

pclion dedi ki...

Caveksk, son bir haftadır inanılmaz yoğunum, yazmak istediğim çok şey var aslında. Sağlık kurulu hakkında çok sert yazılar yazmışlığım da vardır blogda ve başka platformlarda. Eğer yarın yeterli zaman bulursam son durum hakkında bir şeyler yazmaya çalışacağım, bildiğin kara mizah çünkü bu...

Emre Bozkurt dedi ki...

Bekliyoruz :D:D

pclion dedi ki...

Lan resmen yazı önceden sızdı piyasaya. :D Elim kaydı, enter'a bastım. O yazı da mümkün olursa yarın yayınlanır. :)

kamil dedi ki...

bence jo, ikinci yarı takımın artan performansına ayak uydurup inaınlmaz işler yapacak.. Ancak, jo ve baros' lu bir kadroda, forvet rotasyonu sence nasıl işler? Baros sol forvet oynar demek biraz PES mantığı gibi değil mi? Bence olmaması için bir sebep yok. Teoride hareketli, güçlü, driplingli bir baros her yerde oynar ama ya pratikte?

Plastik Dikenli Kaktüs dedi ki...

Opsiyon ya da öncelik hakkı yok dendi. Var da açıklamak mı istemediler yoksa gerçekten yok mu?

caveksk dedi ki...

hakkaten kara mizah nereye baksam bu konu.

buyrun bu da başka bi bakış açısı

http://jesusalmeyda.blogspot.com/2010/01/galatasarayn-ihtiyac-duydugu-isim.html

Atilla Çelik dedi ki...

Merhaba Uğur,

Bugün aslında kara mizahlık bir gündü. Bu kara mizaha sebep olan sağlık kurulundan önce GS TV idi bence. Çünkü Jo ile anlaşmamız resmileştiğinde defalarca opsiyon hakkımızdan bahsedilmişti. Halbuki resmi sitede öyle bir şey geçmiyordu. Haliyle bir çok Galatasaraylı Jo'nun sözleşmesinin opsiyonlu olup olmadığını geldiği günden beri sorguladı. Nihayet resmi açıklama geldi Mustafa Üstündağ Bey'den. Jo şu an itibariyle sadece sezon sonuna kadar kiralık oyuncumuz. Opsiyon diye bir şey de yok. Haliyle bir çok Galatasaray sevdalısı ateş püskürmeye başladı. Mustafa Bey'in opsiyon ile ilgili soru sorulduğunda soruya müdahale etmesi, garip ve soğuk davranışlar sergilemesi şahsen beni üzdü, işkillendirdi. En azından GS TV böyle bir hata yapmamalıydı. Hani, belki Jo bizde iyi iş yaparsa sezon sonu belki almak isteyebiliriz ama başka almak isteyen kulüp olur da daha fazla parayı basarlarsa opsiyon hakkımız olmadığı için elimizden iyi bir oyuncuyu kaçırabiliriz.

Sonuç itibariyle her ihtimale karşı opsiyon hakkı konulmalıydı. Burada iki yön görüyorum.

1) Jo'nun M. City tarafından bildirilen opsiyonlu bonservis bedeki çok yüksek olabilir. Bu yüzden opsiyon hakkı koymamış olabiliriz.

2) Jo transferi, Baros'un ligde olmayacağı haftalara istinaden salt onun boşluğunu doldurmak üzere kiralanması. Avrupa Ligi'nde oynamayacak olması tamamen Baros'un ligde olmayacağına yorulabilir.

İkinci şıktan şöyle bir duruma gelebilirim. En azından ben bunu anladım ya da bunu anlamak işime geliyor. Baros Galatasaray'ın vazgeçilmezi. Rijkaard sisteminin en önemli sacayaklarından. Baros olmadan olmaz. Onun daha üst seviyesinde bir forvet düşülmüyor ve Baros'un fazlasıyla yeterli olduğu düşünülüyor olabilir. Bunu da şundan söylüyorum. Bazı aklıevveller gördüm, Baros'u ve Kewell'ı takımdan yollayan. Yönetim o ikisinden birinin sözleşmesini feshedebilir diyen. Yönetimin böyle bir şeyi değil düşünmek, aklından geçirdiğini bile sanmıyorum. Yok böyle bir şey düşünürlerse bu taraftarın tepkisinin altından asla kalkamazlar. Hem de yaklaşmakta olan başkanlık seçimi söz konusu iken. Umarım Jo transferi Baros'un vazgeçilmezliği üzerine inşa edilmiştir.

Benim Galatasaray'a dair gördüğüm önemli güzelliklerden biri şudur. Ne yapmalı, ne etmeli, şu üç isim her daim Sarı Kırmızılı kutsal formayı üzerinde taşımalı: Arda Turan, Harry Kewell ve Milan Baros. Bu üç isim gözüm kapalı ilk 11'e koyacağım ilk üç isimdir. Vazgeçilmez ve dokunulmazdır. Üçünün ortak bir özelliği vardır. Üçü de gerçek bir Galatasaraylı gibidir. Arda'nın Galatasaraylılığı sorgulanamaz. Ama Kewell ve Baros'un Galatasaray'ı kabullenmeleri, aidiyet duygusu ile bağlı olmaları her yabancı oyuncunun yapabileceği bir şey değildir. Bir takımı başarıya götüren ve futbolcuların daha iyi performans göstermesini sağlayan ana unsurlardan biri budur. İsterse Messi olsun, eğer sahaya Kewell ve Baros gibi ruhunu koyamayacaksa istemem bile. Bu bağlamda Milan Baros ismini ortaya attığımda, Berbatovmuş, Luca Tonymiş, RVN imiş umurumda bile olmaz. Baros'u onlarla kıyaslamam bile. Kadroda Jermain Defoe olsaydı bile ne yapar ne eder Baros'u yine ilk 11'e monte ederdim. Kesmeksizin. Baros'un kilit özelliği sadece sahadaki performansı ile sınırlı değil çünkü. Daha fazla ayrıntıya girmeme gerek yok. Bence siz beni çok iyi anlıyorsunuz ve anladınız da. Yabancı oyuncu dediğimiz şey böyle olmalı. Arda, Kewell ve Baros Galatasaray'ın ruhudur.

Saygılar...

Atilla Çelik dedi ki...

Eklemeyi unuttum. Kewell'ın sakatlığını sorgularken sağlık kuruluna çok söven ve saydıran oldu. Benim asıl merak ettiğim ise onca kişi Kewell konusunda sağlık kuruluna saydırırken acaba Kewell'ın sağlık sorunlarıyla ilgilenen kişinin kim olduğunu bilip bilmediği. Kewell ile bu konularda sağlık kurulundan ziyade Les Gelis ilgileniyor. Onun varlığını da unutmamak lazım. Hani, suçlu Gelis'tir demiyorum ama ihmal söz konusu ise ilgili sorumluluk sadece sağlık kuruluna değil, Les Gelis'e de ithaf edilebilmeli. Bu özel bir durumdu.

sin dedi ki...

imza torenınde acıkladılar opsıyon hakkı yok mus, bole bı madde sozlesmede maalesef yer almıyoor.

ugur senel dedi ki...

opsiyonlu aldığını zannettiğim ilk başda sevinmişdim ama malesef bu haliyle bu transfer komedi olmuştur,her şartta Adnan POLAT ı destekleyen birisi olarak malesef bu yönetimin transfer politikası cokca reklamı yapıldığının aksine pekde başarılı değil hatta cok zararlıdır keza lincoln-linderoth(adnan başkanın futbol şubesi olduğu dönemde kendi insiyatifi ile yapdığı transferler) nonda (düşüşde - sakat) kewell (kimse sağlık kuruluna saydırmasın adam zaten müzmin sakat oynadığı mac sayısı bence bir mucizeyi vede sağlık kurulunun başarısını ortaya koyuyor) meira- leo franco-gökhan zan vede hala ne vereceği belli olmayan elanoyu düşününce elde bir baros-keita - caner kalıyor neredeyse (keitanında 9 milyon euro ile alınması başarımıdır yoksa gayet normal bir transfermidir acaba)

sonuc olarak evet inamoto falan yok artık ama aldığımız adamların coğu sakat verdikleri katkı cok sınırlı vede tonla para sacılmış durumda umarım ikinci yarı gecen yılki facianın aynısını yaşayıp secmde canaydın türevi bir yönetici tiplemesi ile karşılaşmayız ama mevcut yönetim bence başarısızdır hemde cok...

Adem ÖZTÜRK dedi ki...

Opsiyonsuz olması, konuşulan paralar falan düşünülünce kalasik türk siyasetçisi gibi seçim yatırımından öteye gitmez.

Teyidi sen ettirebilirsin klüp içinden doğru mudur diye.

Kiralama bedeli 1.5 milyon euro hazian sonuna kadar jo ya ödenecek para 2 milyon euro rakamı doğru mudur?

Öyleyse hedefi avrupa olan takımın yapacağı hamle bu mudur?

Gala's dedi ki...

10 kez milli oldu 3 golü var...