A2 Ligi: Galatasaray 1-1 Bursaspor

Geçtiğimiz hafta İnönü'de oynanan maçın fazlasıyla yanıltıcı olduğunu, 2-0'dan sonra alınan galibiyetin fazla büyütülmemesi gerektiğini söylemiştik ki geçtiğimiz hafta bahsettiğimiz arızaların tümü milli takıma giden oyuncularla beraber iyice ayyuka çıkmış vaziyette. Özellikle milli takımlarda bulunan oyunculardan Berkin Arslan'ın yokluğu hücumdaki alternatifleri iyice daraltmış. Bursaspor'dan da milli takıma giden oyuncular olduğu halde bizden çok daha organize ve dirilerdi. Fizik olarak bakıldığında bizden iyi olmalarına rağmen yaş olarak küçük izlenimi verdiler bana ki bence en temelli altyapıya sahip ekiptir Bursaspor son senelerde.

Malesef kadroları bulamadım bizim resmi sitemizden ya da başka yerden, henüz eklenmemiş hiçbir yere. Halbuki NTV Spor muhabiri Özgür Buzbaş'ı da görmüştük kenarda, belki o biliyordur diye sormuştuk ama o da aynı şeyden yakınıyordu. Maçın esame listesi anons edilse güzel olurdu gibi. Şu an dahi Galatasaray resmi sitesine girilmiş değil 11'ler, medyada da herhangi bir haberde bulunmuyor. Sadece Bursaspor.org yayınlamış kadroları, teşekkür ederim hassasiyetleri için kendi adıma.

Galatasaray: Emirhan, Fatih Serkan Kurtuluş, Gencay (Dk:70 Ufuk), Murat, Sinan, Ahmet, Caner , Uğur (Dk:60 Emre) Anıl, Serdar, Rıdvan ( Dk:70 Bertan Caner)
Yedekler: Taylan, Cemre, Yusuf, Yusuf Anıl

Bursaspor: Ceyhun Demircan, Mesut Özgür, Mahir Aktı, İbrahim, Muhammet, İsmail Haktan Odabaşı (Dk:75 Ömer Gölgeci), İlhan Depe, Dursun Atan (Dk:82 Ersin)
Yedekler: Tugay, Semih, Caner, Gökhan

Sarı Kartlar: Gencay, Serdar (Galatasaray)

Galatasaray yukarda da gördüğünüz üzere milli takıma giden oyunculardan yoksun ancak A takımdan iki takviyeyle çıktı maça. Sağ bekte görev alan Serkan Kurtuluş geçen hafta İnönü'deki maçta oldukça sırıtan Yusuf Onur Arıkan'ın yerini almıştı, Serdar Eylik ise kırmızı kart cezalısı Emre Çolak'ın rolünü dolduruyordu. Berkin Arslan'ın yokluğunda Caner Öztel'le sürekli kanat değiştiren oyuncu rolü ise Rıdvan'ındı. Aslında geçen sene bu işi yapan Serdar Eylik kadrodaydı ama o da Arda Turan'ın A takımda gerçekleştirdiği değişime benzer bir değişim gerçekleştiriyor sanırım, kanattan ortaya doğru evrilen. Özellikle maçın ilk bölümünde takım içinde kalitesini, farkını belli etse de performans olarak çok etkileyici bir maç çıkarmadı, Caner'le alışkın oldukları rolde denense daha iyi olur muydu diye düşünmüyorum değilim. Sanırım o bölgede takımın oyun kurucusu eksik olduğundan kadrodaki en yetenekli oyuncuyla doldurulmak istenmiş bu açık. Ayrıca bazı oyuncuların Serdar'a abi dediklerini duyduk, Serdar'ın yaşı diğerlerinden büyük değil biliyorum ben. Sanırım yeni takıma çıkmış oyunculardan biriydi o, belki Uğur olabilir.

Hemen herkesin merak ettiği Serkan Kurtuluş'a gelelim. Galatasaray'a geçen transfer döneminin son gününde ciddi bir maliyetle transfer olan Serkan'dan birçoğumuz ümitliydi açıkçası. Yeteneklerinin yanı sıra abisi gibi istediğiniz bölge formasyonunu vererek farklı bir oyuncuya evrilebilme becerisi beni en çok etkileyen şeydi. Çok yönlü, hemen her mevkiide faydalanabileceğiniz tipte bir jokere dönüşebilirdi Serkan ancak kariyerinin zirvesinde Galatasaray'a gelmemesi, o dönem yaşadığı ciddi sakatlık ve bunun sonrasında yaşanan antreman krizi Serkan'dan hem fizik olarak hem de mental olarak çok şey alıp götürmüş. Bülent Korkmaz döneminde bulduğu ve bence fena değerlendirmediği 6-7 maçlık A takım tecrübesinden sonra Frank Rijkaard'ın gözüne girmeyi başarabilmeliydi Serkan, yapamadı.

Tüm bunlara rağmen A2 takıma gelmiş bir A takım oyuncusu olarak daha aktif, daha göze batan bir oyun beklerdim ben Serkan'dan ama A takımda yaptığı hataların aynısını buraya da taşımış gözüktü. Ayrıca defansla uyumsuz olması, önündeki ve yanındaki oyuncuyla bağlantılarda problem yaşaması hiç de hayra alamet değildi. Sıklıkla takım kaptanı Murat Akça tarafından motive edilmeye çalışılması da ilginç bir görüntü oluşturdu. Kıdem olarak yine de Serkan'ın üstün olması gerekmiyor mu şöyle bir baktığımda, sanırım Serkan daha büyük Murat'tan. Eray'la beraberdik maçı izlerken, o da aynı şeyi söyledi.

Murat Akça demişken stoper ikilisine değinmek gerek. Geçen hafta ciddi şekilde aksayan defans göbeği Sinan Osmanoğlu-Murat Akça ikilisinin uyumu sayesinde aşılmış gözüküyordu ve takımın en iyi işleyen bölgesiydi açıkçası tandem. Sinan Osmanoğlu uzun boyu ve boyuna göre yumuşak bilekleriyle bana Van Buyten'i çağrıştırdı defansta. A takımda sol stoper olarak oyunu Servet Çetin kuruyor, burda da aynı rol Sinan Osmanoğlu'na verilmiş durumda. Gerçi önünde bir Mustafa Sarp, bir Ayhan Akman olmayınca kanatlara sıkça uzun oynayan bir görüntü içerisindeydi ama bence A takım potansiyeli taşıyan ender oyunculardan biri olduğunu gösterdi açıkçası. Murat Akça'yı da beğendim ama fizik kapasite ve yeterlilik olarak A takım düzeyinde bir oyuncu olacak mı, bilemiyorum açıkçası. Daha takıma girmemiş bir Semih Kaya var üstelik. Bir Uğur Demirok'tan daha farklı bir oyuncu olduğunu göstermesi gerekiyor öncelikle, Sinan'ın üstün fizik avantajı onda yok zira.

Hücumdaki organizasyonsuzluk dedik. Bunda Berkin ve Emre Çolak'ın yokluğunun payı büyük olabilir elbette ama bu iki oyuncu varken de pek organize olduğumuzu söyleyemedim Beşiktaş maçında. Takımda eksik olan bir şeyler var. İkinci yarıda 60'tan sonra can havliyle bir toparlanmayla gelen iki-üç pozisyon vardı ancak bence bunda Bursaspor'un kendini geriye atmasının da payı vardı. Galatasaray baskıyla beraber bu pozisyonları bulurken Bursaspor da kontradan benzerlerini bulmaktaydı, golü atıp beraberliği yakalayan Galatasaray oldu. İki-üç sene önceki PAF takım maçlarını hatırlıyorum da bu takıma göre çok daha aktif, çok daha organize bir ekibimiz vardı. Onlar dahi üst düzeyde tutunamamışken bu jenerasyondan çok sayıda oyuncunun A takıma yükselmesini beklemek fazla iyimserlik olur. Ayrıca bu jenerasyon sonrasının milli takımlar bazında daha da yetersiz olduğunu unutmamak gerek, 18 yaş altı milli takımına giden tek Galatasaraylı Berkin Arslan. Galatasaray gibi bir takımda oynarken alt yaşlarda milli olmak pek büyük bir referans değildir ama seçilemiyorsanız bu referans olarak alınmalıdır. Göz önündesiniz çünkü.

U 18 milli takımı: Muhammet DEMİR (Bursaspor), Berkin Kamil ARSLAN (Galatasaray A.Ş.)
U 19 milli takımı: Cem SULTAN, Emrah YOLLU, Eray İŞCAN, Berk NEZİROĞLULARI (Galatasaray A.Ş.)

Biraz da rakipten söz etmek gerekiyor elbette çünkü Galatasaray'dan çok daha diri ve üst düzey futbola yatkın oyuncular barındırıyordu Bursaspor kadrosu. Özellikle ilk yarıda çok etkili olan 7 numaralı sağ açığı çok beğendim, futbolcu hal ve hareketlerini fazlasıyla erken kapmış olsa da yetenekli bir açık oyuncusu olduğu belli. Yanılmıyorsam adı Mahir Aktı'ydı. Milli maçlar sebebiyle onlar da en önemli oyuncusunu kaybetmişlerdi, bu maçta Berkin kadar izlemek istediğim bir diğer oyuncu da Muhammet Demir'di. Bursasporlu oyuncuların yaşlarını tam bilmiyorum ama muhtemelen 90 doğumlu oyuncusu sayısı bizim takımdan azdır ancak fizik olarak bizimkilere ezilmemeleri önemli bir anektodtu benim için. Muhammet'le beraber A takıma yükselebilecek birkaç oyuncu mevcut takımda, Serdar Aziz, Sercan Yıldırım, Volkan Şen gibi oyuncuların arkası geliyor yani. Zaten Eren Albayrak, Muhammet Demir gibi yaşı küçük olmasına rağmen A takımda forma bulan oyunculara sahip Bursaspor, bu açıdan şu jenerasyonuyla bence Türkiye'nin en verimli altyapısı konumundalar.

Bir altyapı maçında şunları söylemek istemem ama geçen hafta İnönü'deki felaket yönetimi aratmayan, hatta onun ötesine geçen bir hakem yönetimi vardı sahada. Sanırım eve gidince bu hakemin adı kimdi diye baktırtmak istemiş kendisine Mustafa Dinçer. Vermediği bariz faul sayısı çift haneli rakamları bulmuştur rahatlıkla, gerçekten ipin ucunu kaçırdığını söyleyebiliriz. Eğer bu bir derbi maçı olsaydı muhtemelen ikişer oyuncu atılırdı tırmanan gerginlikle. A kategorisi hakemleri ne ki A2 düzeyinde maç yöneten hakemler ne olsun diyebiliyorum sadece çünkü gerçekten hakemliğin temel niteliklerine sahip olmayan iki hakem izlediğim şu ana kadar ki bu iki maç da haftanın en önemli maçı konumundaydı.Son olarak işin magazin kısmına biraz bakalım. Maçta birçok tanıdık simayı görme şansı bulduk, bunlardan belki de en dikkat çekicisi yeni transferimiz Caner Erkin'in bizden bir 10 metre ötede maçı seyretmeye gelmiş olmasıydı. Aslında konuşmak, birkaç soru sormak lazımdı ama bir dahaki sefere artık. Ayrıca Beşiktaş-Galatasaray A2 maçında da gördüğüm Ogan Tarhan yine aynı arkadaş grubuyla gelmişti maça, anladığım kadarıyla Galatasaray'da takip ettiği oyuncular var. İyi yere olta atmış sanki. Zaten geçenlerde rüyamda gördüm Ogan Tarhan'ı, bunla alakalı olsa gerek. Biz maç içinde farketmesek de kale arkasında Neeskens ve ekibi Adnan Sezgin'le beraber izliyormuş maçı. Son 10 dakikada stüdyoya doğru geçerken kim bunlar diye bakmıştık aslında, meğerse adam Johan Neeskens'miş! Bu da ilginç oldu. Eğer düzen böyle devam ederse Florya'daki maçları düzenli olarak izleyeceğiz gibi, A2 takımı hakkında sık sık geçeriz bu haberleri. Yazıyı yine fazlasıyla uzattığımı düşünüyorum, halbuki söylenecek daha çok şey var. Ayrı bir yazı yazmalı, özellikle maçların neden stadlarda oynanmadığıyla ilgili. 2-3 saatlik bir gecikmeyle de olsa yazıyı bitirmiş olalım şimdilik...