Türkiye 4-2 Estonya || Şimdi Final Zamanı...

Klasik bir milli takım iç saha maçı. Maçın başında yenilen basit ve anlamsız bir gol ve başlayan stres dolu dakikalar. Neyseki bu sefer biraz daha erken oyuna müdahil olup devreye önde girmeyi başardık. Bunda Arda Turan önderliğindeki hücum hattının başarılı performansının payı büyüktü. 1-0'dan sonra gerçekten çok büyük efor sarfettiler ve tempo yaptılar. Gollerin gelmesi bu anlamda da önemliydi çünkü o tempoda golü bulamasak bugün Servet dışında çok verimsiz oynayan defans hattına daha fazla yük binecek ve galibiyet zora girecekti. Beraberlik dahi Dünya Kupasını evde izlemek demek şu saatten sonra.


----------Volkan-----------
Gönül--Zan--Servet--Balta
----------------------------
Kazım--Hamit--Emre--Arda
-----------Tuncay----------
-----------Sercan-----------

Takım kadrosu ve dizilişi Türkiye'nin elindeki alternatiflerin en iyisi. En önemli değişiklik forvette Sercan Yıldırım'ın oynamasıydı ki bunun takıma artı bir değer olarak döndüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Ben Nihat'ın da Semih'in de önüne yazarım şu Sercan'ı, oyuncu tipi olarak da oynadığımız oyuna çok yatkın bir stili var. Top alışverişinde takımla uyumunu tamamladığında bu takımın değişmez santraforu olabilir. Uzun yıllardır bu kadar seri, bu kadar iyi top süren bir forvet yoktu. Ön bölgede değişkenlik sağlayabilmesi açısından bu çok çok iyi bir haber milli takım adına. Gol vuruşları bakımından da diğer alternatiflerden daha aşağı bir isim değil Sercan.

Ligin zirve takımlarından birinde oynamayan, 19 yaşındaki bir forvet oyuncusunun milli takımda ilk 11 çıkacağını bana 2 sene önce söyleseler baya bir gülerdim herhalde, bizim futbol kültürümüzle pek bağdaşmayan, sıradışı bir olay çünkü. Milli takımın ana santraforu Semih Şentürk 26 yaşında olmasına rağmen hala bir türlü güvenilemediği için yedek kulübesinde oturuyor bu ülkede. Sercan'ın çıkışı bu sebeple çok ama çok önemli. Fatih Terim'in en iyi yaptığı işlerden biridir bu tip oyuncuların arkasında durabilmek, Sercan'da da bu duruşu göstereceğini düşünüyorum. Henüz milli takımda beklenen verimi alamadığımız Mevlüt de kulüp ortalamasını yakaladığında arkamıza bakmayacağımız, genç bir hücum hattımız olacak.

Günün en önemli ismi Arda Turan'a dönelim. Sorumluluk almasıyla, kararlılığıyla tam bir lider rolüne büründü milli takımda. Galatasaray'da da bu baskınlığını hissediyoruz ama milli takımda bu kadar öne çıkmamıştı şimdiye kadar. Tuncay Şanlı gibi, Hamit Altıntop gibi adamların olduğu bir takımın tartışmasız maestrosuydu Arda, Frank Rijkaard döneminde yaptığı atılımı milli takıma da yansıtabilmesi çok önemli. Bu liderliği takıma dengeli bir hücum seçeneği kazandırmış aynı zamanda, herkes rolünü biliyor ve iyi uyguluyordu bugün sahada. Johan Cruyff'un 14 numaralı forması da üzerinde daha başka duruyordu bugün.

Yalnız bugünkü rolünde Galatasaray'dakinden biraz farklıydı, onun tespitini de yapmamız gerek. Dörtlü orta sahanın kanatlarından oyunu kontrol eden rol, benim 'Arda Turan: Iniesta mı, Messi mi?' yazımın ana fikrini oluşturuyordu. Ben Arda Turan bu rolde en verimli performansını verdiğine inanıyorum ancak Galatasaray'ın sisteminde böyle bir rol yok ve elindeki kadro yapısıyla da olmamalı hakikaten. Yine de bu özelliklerinin paslanmadığını, Rijkaard döneminde yeni rolüne sağladığı uyumun temel pozisyon bilincine katkı sağladığını gördük. Umarım Bosna maçında da aynı istekte ve bilinçte bir Arda Turan izleriz zira bayağı bir ihtiyacımız olacak kendisine.

Arda ve Sercan hakkında konuştuk şimdiye kadar ama onlar kadar başarılı bir iş çıkaran Tuncay Şanlı ve Emre Belözoğlu'nu es geçmemeliyiz. Tuncay Şanlı'ya Stoke City transferi sonrası çok laf edildi ama saf bir Premier Lig oyuncusuna dönüşmüş olduğunu bugün gözlerimizle gördük. Türkiye'ye dönse çok üzülürdüm açıkçası. Top onun ayağına değdiği an başka bir görüntü geliyor gözünüzün önüne. Savrukluğunu da fazlasıyla törpülemiş, enerjisini çok doğru kullanan, futbol zekasını bir adım öteye taşımış bir Tuncay Şanlı gördüm. Emre Belözoğlu'nun milli takımdaki kimliğini zaten biliyoruz, Fatih Terim'in onun üzerindeki etkisini de. Hedef maçların adamı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Norveç maçını hatırlattı bana.

Tabii şuursuzca övgüler dizerken gözümüzün önündeki problemleri de görmezlikten gelmemek lazım. Özellikle defans hattındaki arıza beklediğimden büyük oldu. Hakan Balta'nın iki haftadır süren formsuzluğu ve antremansızlığı standardının altında bir Hakan Balta izlememize yol açtı bu maçta. Gerçi spikerin gereksiz "İspanya maçında golü yediren adam" vurgusunu da hak etmediğini düşünüyorum, o golün sorumlusu arkasına atılan yüksek topta müdahele edemeyen Hakan değil, onu 2ye 1 bırakan diğer defans oyuncuları, dolayısıyla disiplinsizlikti. Milli takımın en güvenilir oyuncularından biri gözüyle bakılan Gökhan Gönül de çok silikti bugün, kendi standardından en uzak isimdi açık ara. Sabri Sarıoğlu uzun süre sonra tekrar disipline edilebilmişken ve gerçekten formdayken kenarda beklemesi de ironik oldu. Gökhan Zan'a çok yükleniliyor ama bu adam sakatlıktan yeni çıkmış bir oyuncu, onu oynatmak tamamen Fatih Terim'in sorumluluğundadır bana göre. Hatta görüldü ki sakatlıktan da tam olarak çıkmış sayılmaz, bu riske gerçekten çok mu gerek vardı demekten alamıyorum kendimi.Kısacası girişte de söylediğimiz gibi klasik bir Türk milli takımı maçını geride bıraktık. Bugün programda Dünya Kupasına gitmenin zor olduğunu düşündüğümü söylesem de adım adım gitmeyi başarabilirsek zor olmasına rağmen imkansız değil play-off bileti. Bunun için de Estonya'yı aradan çıkarıp ilk final maçımıza çıkmaya hak kazanmak gerekiyordu. Önümüzde yeni bir Norveç maçı var artık, aynı başarıyı Bosna karşısında da göstermek zorundayız. Şimdi final zamanı...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

25 yorum:

Anonymous dedi ki...

Gökhan gönül'ün milli takımda müthiş oynadığı maç hiç görmedim bunca zamandır.Hatta geçen sene ilk 9-10 fenerde de çok kötü oynarken ermenistan belçika bosna maçlarında da çok kötüydü.Pasları hep rakibe orta kötü kademe sıfır.1 değil 2 değil fenerde mütiş burda hep kötü


Arda için bir şey demiyorum.Ne denilecek ki

Defans baya kötüydü.Öndere pek güvenmiyorum bosnada inşallah iyi oynar
Emre belözoğlu ligin en iyi orta saha oyuncusu zaten.Tuncay vazgeçilmez :)

slum dedi ki...

bu maçtan anladığım tucay ve sercan transferlerini fenerbahçe olarak bitirebilseydik, herşey çok daha kolay olabilirdi bizim için.

bu maçla ilgli diyecek bir şey de yok. avrupa'nın en kolay grubundan çıkamayan bir takım var.

Marseille roulette dedi ki...

Bu maçtaki Gökhan Gönül ve Kazım Kazım'ı toplasan bir Sabri etmezler. (Gökhan (0.7 Sabri) + Kazım (0.2 Sabri) = 0.9 Sabri)

Duble Kazım bu takımda neden oynuyor anlamak güç, belli ki Türk milli takımı adamın umrumda değil.

Arda için söylenecek söz yok, her maçında 1-2 sene içinde bizi bırakıp Avrupa'ya gideceği günü düşünerek hüzünleniyorum, G. Afrika'ya gidersek, temmuzda Arda'mıza veda etmek zorunda kalabiliriz...

Sercan daha tam uyum sağlayamamış gözükse de iyi işler yaptı. Keşke alsaydık kendisini, Baros'u keserdi eminim. Bosna maçında Nihat iyileşse bile Sercan'la başlamalıyız.

Son sözüm de Emre'ye, her ne kadar şu an nefret etsem de, yüzünü bile görmek istemesem de, Galatasaray'ın orta sahasında iş yapardı bu %100 doğuştan fenerli(!) arkadaşımız. Bosna maçında da iyi oynaması dileğiyle.

Anonymous dedi ki...

Kendimizi kandrıyoruz.Bu oyunla bu defans anlayışıyla şuanki Bosna en az 4 gol atar bize.Tam Bosna'nın arayıp de bulamadğı takımz biz.Defansla orta sahası ayrı tellerden çalan bir takımız..
selamlar..

Fatih Suver dedi ki...

Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

batuhan otman dedi ki...

http://adiaskbueziyetin.blogspot.com/

Ligin zirve takımlarından birinde oynamayan bulaf yanliş bursasporun bu sene hedefleri ust siralarrr

pclion dedi ki...

Zirve takım, her daim şampiyonluğa oynayan takımları kısaca tanımlamak için kullanılır, Bursaspor'un durumu bence bundan farklı. Zirve takım Manchester United, Barcelona, Lyon, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş vs vs.dir, iyi takım olmak bunun için yeterli değil. Bu ayrımı yapabilecek futbol birikimim olduğunu düşünüyorum ayrıca, düzeltme girişimine ihtiyaç duyduğumu sanmıyorum bu sebeple.

Ayrıca herkese söyleyeyim, benim için belki çok önemli değil ama bu sayfalara yorum okumak için gelen ve sadece blog adresi görmekten rahatsız olan birçok okuyucu var. Bu yüzden bir daha bu tip mesajlara izin vermeyeceğimi söylemek isterim. Bir yorum gönderiyorsanız en azından birkaç cümle ekleme zahmetinde bulunun...

batuhan otman dedi ki...

yok benm en cok girdigim bir blog sitesi pclion haberleri merak edrim ama o soz yanlşti bence blog ismini koymamn sebebi yeni bir blog sitesş olmasi

pclion dedi ki...

Batuhan, onu senin üstünde yorum bırakan arkadaşa söylemiştim...

battal dedi ki...

sizce Tuncay sercan ikilisimi? yoksa nihat tuncay ikilisimi?

father vic dedi ki...

bence fark için böyle bir kadro sürdü fatih hoca..yoksa bosna maçında mustada yada ceyhundan biri oynayacaktır ki gerekli zaten..böylece hamit de en verimli yeri olan sağ kanatta görev yapabilir kazım yerine..

saf bir önliberonun da oynaması kötü gözüken defansında yükünü hafifleticektir

batuhan otman dedi ki...

belliki bu saate kadar herkes arjantn macini izlemek icin duruyo ama arjantn bekledigimzdende kotu galiba afrkada olmucaklar

amanteramco dedi ki...

Sabır sabır gökhan zana bakalım daha ne kadar sabretmek gerekiyor.oynamasın sakatsa.Sonrada ok ben kronik sakat değilim.

MegaDave06 dedi ki...

Gökhan Zan'ın milli takımda bu kadar dağınık görmesinin sebebi sanırım Fatih Terim'in oyun anlayışını ne olursa olsun hücum olmasıyla alakalı.

Elve dedi ki...

Yeri degil belki ama bir kac gundur merak ediyorum. Gokhan zan sakatlaninca tekrar aklima geldi. Semih kaya nerelerde? Pclion aciklayaci bir cevap yazarsaniz cok sevinirim. En son sakatlanmisti ama baya bi zaman gecti galiba...

gershwin dedi ki...

Maçı yorgun izledim ama o kada daralttı ki beni milli takım 80. dk da kapattım televizyonu.

resmen bi defans bütün takımı nasıl baskı altına sokar onu gördük, yani adamlar ilerde yine iyi işler çıkartıyor ama, defans bloğunun bu işe saygısı yok anladığım kadarıyla.

takımda ruhuyla oynayanları da laf olsun diye gezenleri de gördük dün akşam.

ayrıca kazıma çarpan top harikaydı, adam acısından kıvranıyor kamerayı görünce gülüyor falan, üzüldüm adama:D

apaç dedi ki...

türk futbolunun tek gerçek yıldızı tuncay şanlı'yla beraber, tuncay kadar avrupai olmasa da, en az onun kadar yetenekli olan bir diğer ismi arda'yı kutluyorum.

son 20 yılda koller dışında santrfor yetiştiremeyen, gün be gün tükenen; slovakyaların, slovenyaların gerisine düşmüş bir milli takımın, çek cumhuriyetinin yedek golcücüsü baros'u da attığı golden ötürü tebrik ediyorum.

çok kritik bir goldü.

apaç dedi ki...

fatih terim de kendi milli takımını kursun artık.

yıl 2009 olmuş, 3 ay sonra 2010'a gireceğiz, ama hala senin sol bekinde hakan kadir balta, sağ stoperinde forvet miyobu gökhan zan oynuyor.

futbol bu sefer doğru işlesin, adaletli olsun ve bu kez gülen taraf biz olmayalım.

bosna için bunu istiyorum.

guner dedi ki...

Arda'nın olduğu takımda artık dizilim olarak 4-4-2 yer edinmeli. Senin de çok doğru söylediğin gibi, Arda'nın en verimli olduğu düzen bu, 4-4-2'nin solu. Orta sahayı üçlediğiniz zaman bu adam kenarlarda sıkışıyor. Bir kere maçı değiştiremiyor, ipleri eline alamıyor dünkü gibi, çünkü asıl olması gereken yerlerde olamıyor, daha ilerilerde sıkışıyor ve fazla top da gelmediğinden çok verimsiz oluyor. Topun sürekli Arda'da olması lazım, Galatasaray'ın kanadında böyle bir özellik mevcut mudur mesela? Değil. Ortada da oynasa kanatlara mutlaka iniyor, bu en iyi yaptığı işlerden. Solda başladığı zaman, hem içe kaçıyor, hem oyun kurucu oynama izni buluyor. Kanatta hızını kullanmadan adam geçen oyuncu çok çok önemli. Hem kanattan çok iyi verim alınıyor hem ortadan pasa atabilecek, ortadan da takımı etkili kılacak oyuncular değer kazanıyor. Misal, Iniesta mı Messi mi demiştin, ikisinden de az biraz oynuyor. Kanat meziyetleri olan oyun kurucu. Ama açık oynamamalı, faydalılığını, keskinliğini yitiriyor. Böyle bir şey denenir mi bilmiyorum ama, bir iç saha maçında Caner'in sol bekte, Elano'nun sol açıkta, Arda'nın ortada başladığını görmek isterim. Denemeye değer en azından. Sol tarafın adamı, hazır olduğu sürece her daim Kewell'dır benim için, faydalı olmak farklı bir şey. Kewell'ın oranın gereklerini yerine getirebilecek bilhassa oyuncu. Elano da Arda gibi tam verimli olamayabilir, ters ayakla sol bölgede, ama hiç değilse Arda'dan daha forvet ve bence bu çok önemli. Arda forvet değil, genelde buna benzer yakıştırmalar yapılıyor. Elano-Arda'nın bir arada olduğu takımda bunlardan biri mecburen forvet oyuncusunu oynayacak, ikisine de üçüncü orta sahanın özelliklerini veremezsiniz. Arda'nın daha geride, Elano'nun daha ileride oyunu açtığı söylenebilir. Elano'nun sol çaprazdan kaleyi gördüğü, Caner'in Hakan Balta'yı gelişmeye zorlayacağı günler olabilir.

4-4-2de Emre'nin yanına bir tutucu koymak gerek, Mehmet Topal çok iyi yapar o işi. Bizim takımda yararlı olabilmek için kendini zorlaması gerekiyor Topal'ın, ama milli takımda tam ona uygun rol var. Şöyle üçüncü stoper gibi oynayacak, , ilk topları kesecek, mümkünse Gökhan Zan'ı birebirde bırakmayacak bir oyuncuya ihtiyaç var. O adam Mustafa Sarp olmaz, Hamit de olmaz. Gökhan Zan sadece havadan top karşılayacak, düşen topları hemen başkasına atacaksa en azından sırıtmaz. Mümkünse kayarak müdahele de yapmasın, uzaktan savunsun, gelen toplara ayak uzatsın, adamı sarmasın. Bunlar da yeter, elden ne gelir. Sağa da Hamit geçer. Hem Gökhan Gönül daha verimli olur, hem orta sahanın savunma zaafları azalır, hem de Hamit'e daha iyi alanlar açılır. Arda'nın böyle olduğu bir takımda Semih ya da Batuhan'ı uygun bulmuyorum.

guner dedi ki...

Eklemeyi unutmuşum, dün Arda'yla ilgili en çok hoşuma giden şey top tekniği zayıf, bunu zekayla telafi eden bir topçu gibi oynamasıydı. Dün çok adam geçti, ne güzel attı attırdı diye çıldırmadı kimse, kendileri de bilmiyor olabilir bir grup ama ne kadar güzel yönlendirdi takımı diye sevindik hep. Olacak oyuncudan olmuş oyuncuyu doğru gelişiyor gün geçtikçe.

Anonymous dedi ki...

bosna maçına volkan gökhan servet hakan ismail tuncay hamit emre arda semih sercan. bu onbirle başlamalıyız çünkü bize galibiyetten başka bir sonuç yaramıyor kesinlikle semihle başlamalıyız semih tuncay sercan arda için boş alanlar açar ve emre ve hamite de sırtı dönük top alıp şut imkanı verir.

Anonymous dedi ki...

Volkan
Gökhan---Emre aşık---Servet---H.balta
Hamit---Ceyhun(m.sarp)---Emre---Arda
Semih---Tuncay

lesmiserable dedi ki...

sabrinin günahı nedir dün gökhan'dan daha mı kötü oynardı.
yazık lan sabriye ne yapsa aslı yok adamın. ben de güruha katılayım süper bekimiz gönül'ü ayakta alkışlayalım :)

Anonymous dedi ki...

lesmiserable

Sabri milli takımda hiçbir zaman kötü oynamamıştır.Hatta bosnayla maç yapıcaz ya geçen sene 2 asist yapıp maçın adamı seçildi.Veya çek cumhuriyeti-almanya maçındaki harika oyunu daha önceleri gruplardaki maçları

Gökhan gönülün çok iyi oynadığı 1 tek milli maç hatırlamıyorum

Anonymous dedi ki...

bosna, en azından yenilmeyecektir bize. zaten dürüst olmak gerekirse çok daha fazla hakettiler. milli takım gidemeze üzülmem zira fatih terim'den kurtulmak istiyen onca milyon kişiden biri de benim.