Ünal Aysal'ın ilk basın toplantısından seçildiği güne kadar yaptığı başarı vurgusu ve taraftarın çöküntüsünü transferle atacağına dair oluşturduğu beklentiler bu çapta bir şov transferini kaçınılmaz kılıyordu ve genelde bu tip transferlerin getirisi kadar götürüsü de olur. Didier Drogba hayal bir isimdi ve verilen paradan bağımsız olarak takımın seviyesini üste çıkarır, saha içinde de adının hakkını rahatlıkla verirdi. Miroslav Klose forvet tipi olarak Johan Elmander'i parlatabilir, tecrübe ve pozisyon bilgisiyle buraların tozunu atabilirdi ancak bu transferin temel taşı Diego Forlan ne kadar büyük oyuncu olursa olsun eldeki alternatifler ve daha önce yapılan transferlerin üstüne sünger çeken bir isim. İşin Reyes ve Ujfalusi boyutu ise daha karışık...
Diego Forlan'ın gol vuruşuna, sezgisine ve oyun bilgisine laf edecek bir adam tanımıyorum ancak fazla aması olan bir transfer olduğu aşikâr. Milan Baros'un ve Bogdan Stancu'nun yer almadığı bir yapı düşlesek bile yerli ve kaptan kontenjanından tahtaya ilk yazılacak isim olan Arda Turan ile yeni transfer Johan Elmander'i bağlayacak bir forvet gerekliydi. Ön bölgede üç oyuncu kullanılacağını varsayarsak yaratıcı oyuncu Arda, ilk sezonunda Harry Kewell'ın, bu sezon Trabzonspor'da Burak Yılmaz'ın üstlendiği yüzü dönük, demarke forvet görevini ise Elmander alır diyorduk ancak şimdi Galatasaray hatları içinde belki de en az sorunlusu olan bu bölgeye Forlan ve Reyes yazılıyor. Elmander'i bir an için kulübeye alsanız dahi Arda-Forlan-Reyes'ten kimin duvar olacağı, kimin gol koşusu yapaacağı, kimin kanattan ineceği gibi görev paylaşımları doğru yapamayacak bir üçlü görüntüsündeler. Oyun zekası konusunda Avrupa'yı kıskandıracak bir üçlü olabilirler ama Türkiye'de kilit açacak tipte hücum hattı olmakta güçlük çekebilirler.
Bu transferlere kadar düşündüğüm Fatih Terim'in Euro 2008 4-3-3'ü oynatacağı fikrini de kenara koyduk. Ön bölgedeki şişkinlik göz önüne alındığında son iki şamipyonun da oynadığı bir 4-2-3-1 varyantı düşünmek mantıklı. Bu kez de bu dizilişte takımı öne yığacak tempolu forvet ihtiyacını kimin gidereceği soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Dünya çapında bir bitirici olan Forlan yakın dönemdeki en parlak performansını Cavani ve Luis Suarez gibi iki uç forvet becerili adamla verdiğini unutmayalım.

Her şeye rağmen bu işi en rahat kotaracak oyuncunun Milan Baros olduğunu ve Forlan'ın onun hemen arkasında kullanıldığını düşünürsek forvet rahatlıyor ancak iki benzer tipte kanat olan Arda ve Reyes yine uyumlu bir ikili olmaktan uzak. İkisinin de büyük yetenekleri var ve zaman zaman tek başına alacağı maçları göreceğiz fakat hızlı değiller, tempolu değiller ve forvetlere skor katkısı yapacak tipte oyuncular değiller. Bu ikiliden sadece biri olsa ve sağda Elmander, onun yedeği olarak Kazım veya Pino kullanılsa uzun maratonda bence şampiyonluk formülü olan yardımcı golcü rolünü doldurabilirler ama Arda vazgeçilemeyecek konumdayken Reyes niye alınıyor sorusu akıllara geliyor. Reyes ve Elmander'den herhangi birini yedek bırakacak lüksü bulunan bir takımın savunma hattının Hakan Balta-Servet Çetin-Tomas Ujfalusi-Sabri Sarıoğlu dörtlüsünden oluşuyor olmasında bir problem yok mu?

Bu transfer pakedinin belki de en zayıf halkası olan 33 yaşındaki Tomas Ujfalusi'yi nereden tutsak elde kalıyor zaten. Zaten yabancılarının yaş ortalaması şişkin olan bir takıma üst düzey futbol hayatı iki yıldan fazla olmayan, yetersiz ve pahalı bir savunmacının alınıyor olmasını geçtim, bu adam Servet'in kopyası yahu! Stoperde Servet Çetin banko, Avrupa liglerinden hangi oyuncu alınmamalı diye bir araştırma yapsak ilk beşte kesinlikle yer bulabilecek bir oyuncu. Sağ bekte kullanılacak desek Sabri'nin kulübeye geçtiği, Gökhan Zan'ın ilk 11'e terfi ettiği, Baltalı bir savunma hattını düşünmek dahi istemiyorum. Hızlı bir adet oyuncusu ve ara top atmayı bilen bir adamı olan her takım ikiden aşağı gol atmaz. Başka stoper alınacak söylentileri var. Peki madem başka stoper alınacak, yedeğe 33 yaşında, yıllık 2 milyon avrodan aşağı almayacak Ujfalusi neden alınıyor? Mantık bunun neresinde? Kulübede oturacak, tecrübeli bir yabancı aranıyorsa Lucas Neill bu takımdan neden ayrılmıştır? Bu pakette en fazla soru işareti içeren transfer Tomas'tır ve sadece savunma hattına uyumsuzluğu değil, harcadığı bütçe ve doldurduğu yeni transfer kontenjanıyla defans sorunlarının çözülmesini de en az iki seneliğine ötelemiştir.
Diego Forlan, Jose Antonio Reyes ve Tomas Ujfalusi... İlk bakışta çok değerli ve taraftarın büyük isim açlığını giderebilecek oyunculardır, doğrudur. Bence cepten harcansa dahi bu operasyon Galatasaray'ın hayati eksikleri giderme ihtimaline darbe vurmuştur. Bu açıdan kalan son bir ya da iki yabancı transfer isabetliden de öte olmalı ve bu ismin Sulley Muntari olmadığını size şimdiden söyleyebilirim. Elde Türkiye'nin en formda oyun kurucusu Selçuk İnan var ve bunun getireceği artı hâlâ çok büyük. Lorik Cana'nın kaldığı, iyi bir stoper ve kalecinin alındığı bir senaryoyla zirve yarışına dahil olacak bir ekip hâlâ oluşturulabilir, buna şüphe yok ancak bence Galatasaray'ın ihtiyaçları bu üç oyuncudan çok farklıydı ve şov, malesef ihtiyaçların önüne geçmiştir. Bu uzun yazıyı okurken bana katılmayacakların, hatta kızabileceklerin de olduğunu biliyorum ancak üç senedir tecrübe ettiğimiz Galatasaray'ın sükseli ancak yanlış transferlerine yeni bir halka eklenmiş olabilir. Yanılmayı ve gelecek yeni transferlerin muhtemel uyumsuzlukları törpüleyeceği bir Galatasaray izlemeyi istiyorum, sadece bu...