Veda Gecesinden

Galatasaraylı olmak zor zanaat hakikaten. İstesen de istemesen de bir rezilliğin ortasında kendince çıkış yolu arayıp bulamayan bir insanlar topluluğuna dönüştük. Bu takımı çok kötü günlerin beklediği benim adıma Adnan Polat'ın NTVSpor'daki fiyasko açıklamalarından sonra belli olmuştu da ne olursa olsun, Ali Sami Yen Stadı'ndaki son lig maçı gibi özel bir anlam ifade eden sıradan bir maçı da kazanmak istiyor insan. Fakat saha içinde sizin beklentiniz değil, futbolcuların yetenekleri ve oluşturdukları bütün oynuyor. Galatasaray'da her ikisi de yokken biz kendi kendimize ne dersek diyelim, saha içinde gelenin geçenin mağlup ettiği bir takım izlemeye devam edeceğiz.

Bugün spor yazarlarına şöyle bir baktım, aklımdakine en yakın noktayı yakalayan Mehmet Demirkol olmuş. Başkanın ve yönetim kurulu üyelerinin sürekli "Bu futbol da olmasa her şey mükemmel canım, çok şanssızız" mealinde açıklamalar yapması aslında Galatasaray'ı karanlık bir gelecek beklediğini gösteren en önemli unsur. Galatasaray'ın şu anda çöküşü kabullenip çözüm üretmeye çalışacak bir ekibe ihtiyacı var ve bu yönetimin o duruşu gösteremeyeceği çok açık. Aslında Adnan Sezgin en doğru transferleri yapmıştı, sağlık heyeti harikaydı, Rijkaard mükemmeldi ama doku uyuşmadı, keza Hagi'yle de... Yerli futbolcularımız muazzam ama yabancıların tamamı hayal kırıklığı yarattı. O, şu, bu... Bir şekilde bu çapsız söylemleri değiştirmese bile icraatlarla bu söylemlerin aksini yapacak insanlar lazım ve bana sorarsanız benim pek ümidim yok.

2008 yılından beri blogda yazıyorum, daha önceleri forumlarda yazardım. En sevdiğim oyunculardan biri olmasına karşın Arda Turan'ın Avrupa'ya transfer olmasının Galatasaray'ın lehine olduğunu düşünmüşümdür her zaman ama dün Arda'nın sahaya adım attığı ilk iki-üç dakika benim bu fikrimi değiştirdi. Sahada futbolcuya benzer bir şeyler gördük. Hırsıyla, isteğiyle ve en önemlisi becerisiyle oyunun enerjisini değiştirmeyi bildi. Arda, bu Galatasaray için bir hediyedir, bir armağandır. Arda'nın düzgün bir şekilde Avrupa'ya gidişiyle orta vadede elde edilecekler, kısa vadede kaybedileceklerin yanında devede kulaktır an itibariyle.

Dün tribünlerden yükselen 'oley', 'üç üç' seslerine gelince. Aslında inanın, çok yadırgamadım. Galatasaray tribünlerinden yükselmesi facia olan bu tezahüratlardan çok daha önce, aslında bugünü bir şenlik havasında geçirip yenilgide dahi nostaljik tezahüratlar yapmaya niyetli bir tribün vardı dün. Sahada ise yenilgiden öte bir şeyler olunca ruh hali değişti. Sen, ben susarsın ama binlerce kişi susmazdı. Genelin dürtülerine kalan her tribünde saçma sapan işler olur, dünkü rezaleti de buna bağlıyorum açıkçası. Balık baştan değil, hepten kokuyor işte, çok mu garip?...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

4 yorum:

Sade dedi ki...

saçma sapan mı? istanbulun en soguk gününde tribünleri doldurduk biz. tezahurattsa tezahurat maç başlamadan!
çoluk çocuk ordayız! Samiyen e veda edeceğiz diye...

dakika 1 golu de yedik! ama yine tezahurat yaptık!?

peki sahadaki futbolcu müstefetteleri ne yaptı?

ben hayatımda bu kadar karaktersiz top oynayamıyan "futbolcuyuz diye geçinen" sözde futbolcu grubu görmedim...

Çok şey istemedik sadece 50 puan geride de olsak, karakterli bir veda istedik.

Ve kombine dağıtılan grup neredeyse tepki bile vermedi bu arada! tepki veren bu kez daha çok çekirdekçilerdi :)
bu lafta gittiği yeri bilir!

pclion dedi ki...

Saçma sapan dediğim rakip takıma oley çekmek, üç üç tezahüratları yapmaktır. Kendi takımını ıslıklamaktan, hatta küfretmekten öte bir durum bu. Saçma sapan dediğim buydu. Tepki gösterilmesi gerektiğini ben de düşünüyorum ayrıca...

Mehmet ULUCAKLI dedi ki...

Bizim taraftarda kesin bir problem var saçmalamak bu durumda gayet normal.Forumlara,grup sayfalarına ve yorumlarına bakıyorum 3,5 ay oynamamış Galatasaray'ın evladı olan kaptanlarına bir sürü taraftar(sempatizan bence daha doğru olur) salyalarını saçarak saldırıyor bir saçmalık daha.Ali Sami Yen'in son maçı olduğunu bile bile o koltuklar 30 parçaya ayırıp sahaya atılabiliyor.Bende maçtaydım ve O gecenin, Ali Sami Yen'in anısına en az zararla bir tane nasıl alırım derken yüzlerce belki binlerce kişi yaşanan tarihi parçalara ayırıp sahaya attı ve bunu yapanlar sahadakilere ruhsuzlar diye bağrıyorlardı al sana daha büyük saçmalık...

Koray Özdemir dedi ki...

Transferleri Adnan Sezgin yapmıyor ki. Sezgin alınan kararları uygulamakla görevliydi sezon başından beri. O yüzden görevinde ya zaten hâlâ... Galatasaray'da transferleri hâlâ yöneticiler yapıyor.

Ama sanırım bu bir kadar önce değişti. Adnan Sezgin bir ay kadar önce resmi sitede Sportif A. Ş. genel müdürü olarak görünüyordu, şimdi direktör olarak görünüyor. Polat "görev tanımını yaptık ve gerekli yetkiyi verdik" dedi. Sezgin konusunda ciddi bir yanlış anlama var. Transferleri Adnan Sezgin yapmıyor. O sadece alınan kararların uygulayıcısı. Ama bundan sonrası için sanırım durum farklı olacak.