Denizlispor 1-2 Galatasaray || Yeni Çocuklar...

Süper Lig klasiklerinden olduğu üzere ikinci yarıya yepyeni ve daha organize bir ekiple giren bir Denizlispor izledik bugün. Eklemelerle beraber orta sahadan net paslarla çıkan, Galatasaray'ın ikinci bölgesini kolayca geçen bir ekip görüntüsündelerdi ve epey sert oynuyorlardı. Hakemin de klasikleştiği üzere pozisyonları okumakta güçlük çekmesi ve ezberlediği ilk yarıda kart vermeme düsturunu kıramaması Emre Çolak'a ve Caner Erkin'in bir yerinin kırılmasına yol açacaktı az kalsın. İlginç olansa pozisyon sonrası uyarı alan oyuncunun Caner'in kaval kemiğine tekmeyi atan Braga'nın değil de Caner'in uyarı alıyor olmasıydı. Bunlar öyle anlar ki adamı futboldan, ligden soğutuyor, Varejao görmüş Murat Kosova'ya dönüyor insan. İsmin Caner, Uğur ya da Tello olması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Bu garabeti aşamadığımız sürece futbolun bu ligde aslî unsur olması da zor görünüyor.

Caner Erkin dedik, ordan devam edelim. Caner Erkin, Galatasaray'ın son haftalardaki formda oyuncusuydu dersek yanlış olmaz, bundaki en önemli etkenin orta saha çizgisinin ilerisinde yer alıyor olması da açıktı. Bugün bunu daha net gördük, Caner beke geçince oyunu iki gömlek aşağıya düşüyor, yetenekleri o çizginin gerisinde hiçbir anlam ifade etmiyor. Emre Güngör'ün girişi, Uğur'un sol beke, Caner'in de sol açığa geçtiği oyunun son bölümünde bile Caner'in ön bölgede bir anda farklılaştığını gördük. Böyle bir Caner'i geriye atmak bence üstüne düşünülmesi gereken bir tercih, kendisinden üst düzey bir bek oyuncusu oluşturulabileceğine ben inanmıyorum açıkçası. Rotasyon sıkışır, kullanılır, eyvallah ama zorunlu durumlar hariç pek de tercih edilesi bir seçenek gibi gelmiyor bana. Hazır Denizli'ye uğramışken Hakan Balta'yı rotasyonda ikileyecek Çağlar Birinci için de bir transfer görüşmesi yapılma hiç fena olmazdı hani.

Uğur Uçar ve Barış Özbek, Caner-Arda ikilisinden bireysel beceri olarak çok daha geride oyuncular ancak maç boyunca sağ taraftaki etkinliğin solu katlaması sadece takımın refleksleriyle açıklanacak bir durum değil. Galatasaray'ın ilk golüne kadar Uğur Uçar'ın üç isabetsiz girişimi vardı sağdan, Barış Özbek'in Arda Turan'ın kafasını bulduğu orta golle sonuçlandığında soldan geliştirilmiş herhangi bir organize atağımız yoktu. Hoş, Arda Turan dizilişte sol kanat-forvet olarak yer aldığından son vuruşu yapan isim olması artı hanesine yazılır ancak Balta-Kewell ikilisinden farklı bir şeyler ortaya koyamayan Caner-Arda ikilisinin birlikteliğinin sorgulanması gerekir.

Denizli'de adeti olduğu üzere devre arası hareketli geçer ve takım yeni yıla yepyeni bir yapıyla beraber adım atar ve bir şekilde ligde kalır. Bu sezon ilk yarıyı o kadar kötü geçirdiler ki bu tip bir geri dönüş beklemiyordum onlardan ancak küme düşmenin banko favorileri olsalar da ilk yarıdan çok daha başarılı bir 15 haftanın bizleri beklediği kesin. Orta sahaları epey diri ve derli topluydu, topu ön bölgeye taşırlarken net paslarla Galatasaray savunmasının önüne kadar iniyorlar, hatta zaman zaman bu paslaşmaları ceza sahasına kadar rahatlıkla indiriyorlardı. Galatasaray'ın en temel problemi bu zaten, biraz diri bir takımın orta sahayı geçerken zorlanmasının mümkünatı yok, teknik kapasiteden bağımsız bir gerçek bu. Takım o alanı dolduramıyor, sertleştiremiyor. Yeni transferlerden birinin bu bölgeye yapılması gerektiğinde ısrarcıydım ancak gelişen sakatlıklar ve ihtiyaçlar üç devre arası transferi yapılmasına rağmen o bölgeye bir yenilik getirmedi. Frank Rijkaard da çözümü Emre Çolak'ı o bölgede denemekte buldu.

Maç öncesi şunu demiştim, “Bu Emre Çolak'ın gerçek anlamda Galatasaray rotasyonunda yer edebilmesi için en önemli sınavı olacak.” Emre'nin aynı bölgede görev yaptığı oyunculardan herhangi bir anlamda eksiği olmadığını göstermesi gerekiyordu bu maçta fakat beklediğini buldun mu derseniz cevabım hayır olur. Bu yukarıda bahsettiğim problemlerin bir sebebi de Emre Çolak'ın iç oyuncu kimliğinden epey uzak olmasıydı. Tekniğine laf yok, pas trafiğine de uyum sağlayabileceği aşikar ancak fizik gücünden bağımsız olarak bölgesini savunmakta güçlük çekiyor Emre. Sert olmaya çalışıyor ancak bilerek faul yapmakla, ellerinin çok çalışmasıyla sertlik olmayacağını henüz ayırt edememiş gözüküyor. A2 takımında da aşırı agresif hareketlerinin olduğunu biliyoruz ancak bunları törpüleyemezse belki de kariyeri için en kritik fırsatlardan biri olan bu dönemi iyi notla tamamlayamayacak.

Bugün ilk 11'de ilk kez yer bulan bir diğer oyuncu da Jo'ydu. Eli yüzü düzgün bir sahada ilk kez onu izlemek de ayrı bir keyifti. Yeri gelmişken Denizlispor'u tebrik etmek isterim, sahalarda görmek istediğimiz renklerde ve düzgünlükte çimlere sahip bir stadyumları var. Zemin müsait olunca top sürmeyi seven bir oyuncu olan Jo'nun ayağına topun ne kadar yakıştığına da yakından şahitlik etmiş olduk. İlk yarının son anlarında birebirde rakibini geçişi olağanüstüydü, bunu yapabilecek bir adet daha forvet oyuncusu yok Türkiye'de. Son vuruşu yetersizdi ama olsun, zamanla onları bitirmeye de başlayacaktır, yeni ısınıyor. Top indirmesi, pas dağıtması harika. Kaleciden dönen şutunu hücum ribaunduyla tamamlayıp galibiyeti getiren golü atması da onun adına güzel oldu. Bu adamı Galatasaray'da tutmak mümkün olur mu emin değilim ama 4 ay da olsa ülkemize pek uğramayan cinsten bir oyuncu izleyeceğimiz kesin.

Her şeye rağmen keyifli bir maç izledik Denizli Atatürk Stadı'nda. Arda'nın son pasları vermekteki yetersizliğini kenara koyarsak ara ara gösterdiği becerileri, Gio'yu ilk kez sahada görmüş olmamız da anılmadan geçilmemesi gereken anektodlardı. Leo Franco'nun formsuzluğu ise apayrı bir mesele, onu ayrıca ele almak lazım. Bugün maçı veriyordu az kalsın. Dışarda olduğum için Fenerbahçe maçını izleme fırsatı bulamadım, üstüne yazmak istiyordum Sivasspor'u da katıp, olmadı. Önümüzdeki haftadan itibaren yeniden başlamak gerek maç yazılarına. Yarınki menüde Semih Kaya ve Serdar Eylik'in kiralık gönderilmesi var, yanına birkaç yazı daha ekleyebilirsem ne ala...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

15 yorum:

ugur senel dedi ki...

valla üstad ister evden ister yoldan nereden yorum yaparsan yap,bu takımınsorunu aynı ,gecen seneki sorun ,orta sahadaki dinanizm eksikliği, oyuna tempo veren oyuncu sıkıntısı,kora kor müacadele eden oyuncu sıkıntısı, her hafta dikkatle izleyin muhakkan rakip takımdan bir iki orta saha oyuncusu yıldızlaşacaktır bizim takımın bu yumuşak hali ile... uzun zamandır ileri sürdüğüm iddamda ısrarlıyım i bizim takım 5-6 hafta civarı havlu atar...

excellence dedi ki...

Bu takim 5-6 civaru havlu atsin ben disimi kirarim.

ugur senel dedi ki...

caner konusundaki yorumunuza katılırken şunu özellikle vurgulamak lazım : caner eldeki mevcut kadro içinde en iyi orta saha oyuncusudur ,hem hucuma hemde defansa dengeli yardımda bulununa cok iyi bir oyuncudur öte yandan keitanın gelmesi ile ile sağ kanatta hucumsal aktivite görsekde orta saha direnci anlamında mevcut sorunların iyice arttığı bir kadro yapısı oluşacakdır malesef..
orta göbekde mecburen elano deneniyor sarpın yanında bu işi yürümeyecekdir zaten yürümüyorda vede er yada gec büyük bir facia ile karşılacağız gecen seneki kocaeli maci misali..

Anonymous dedi ki...

Orta sahadaki dinamzim ve sertlik eksiği ile ilk 5 bile mucize..Leo Franco'yu yollayıp ser teknik bi orta saha alınmalı hemen..
Emre Çolak'ı izlerken 'defansa yapmayan-tekniği üst seviyede klişe bir gelecek vaad eden Türk futbolcusu izledim..Umarım fizik ve defansif anlayşını geliştirir de aydın yılmaz gibi gamsız-güçsüz bir 'sıradan' olmaz..

Serdar Erken dedi ki...

arda ve elano bu maçta yokları oynadı, bu maçta zaten çok az pozisyonumuz vardı ve bunların hiç birinde elanoyu göremedim. tamam rahatsızlığı vardı ona itirazımız yok ama ayhan oyuna girdi yarım saat o bile varlığını hissettirdi. belki de biraz elanonun tipten ve saçlardandır, topun onda olduğunu fark etmek güç oluyor, çok silik bir vücut yapısı var topu da ayağında çok tutmayıp hemen pası düşününce bir şöyle çalım atsın klas hareket yapsın da öyle beğenelim diyen türk tipi seyirci (bkz. lincolncü) için sıradan bir futbolcu görünümünde belki de...
tavsiyem saçları biraz uzatsın ya da boyasın. yüzü kolları falan siyaha da boyayabilir zenci görünümü almak için. olmadı biraz dribling yapıp adam çalımlasın seyircinin gözüne anca böyle girer.

mre dedi ki...

Bu hafta pek bir olumsuzum :(

1-Caner'den bek olmaz

2-Leo Franco kaleye geçecekse De Sanctis niye gitti?

3-Elano geçen hafta gösterdiği pırıltıyı bu hafta sildi :( Oysa aranan kan Elano'mu demiştim.

4-Rijkaard Barış'ı açık olarak işaretlemiş kafasında ama orta sahaya gereken dinamizmi ve sertliği o kazandıramaz mı acaba?

5-En büyük korkum da Denizli'nin bu kadar iyi görünmesinin sebebi bizim kötü olmamız mıydı?

Anonymous dedi ki...

maçı izlerken önümüzdeki hafta oynayacağımız Kayserispor'un,(ki o kayseri takım savunması-orta saha sertliği-hücum zengnliğiyönünden önemli bi form grafiği sergliyor şuan,)oynadğı tempolu-sert futbolu düşündüm ve Glatasaray'ın bu yumuşak orta saha ile hezimete uğrama ihitmali gözümün önünden geçti.
Barış'ı göbeğe çekip bi şkilde orata sahaya egemen olma adına değişik bi hamle denenmeli..
leo Franco konusunda artık net bi fikir oluştu kafamda..Ufuk'un artık kaleyi temelli alma zamanı bu zamandır artık..
Not:rıdvan'ın jo ve Dos santos özelindeki yorumları kadar taraflı ve kin kusan başka bir yorum görmedim.Tabi bunu yaparken araya 'fb-lugano' örenğini de skıştırıyo ki,kimse kıllanmasın.(?)
Kenarda bekleyen oyuncu alınır mı? kardeşim diye Gs'ın transferlerni eleştiren bu yorumcu, 'klübeyi güçlendirmek' cümlesni de daha önceki analzlerinde 2'de bi tekrarlardı..Demekki premir ligde takımların klübesi çoluk çocuk olacak(?)..

ugur senel dedi ki...

hemen herkesin hem fikir olduğu konu takımın cok yumuşak orta sahası vede temposuz futbolu hemde ara dönemdeki anlı şanlı imzalar daha kurumadan,yönetimin transfer politikası malesef yanlıştır vede cökmeye mahkumdur ,şöyleki :

-leo franco ,tek kelime arjantinli hayrettin (aslında hayrettinin günahını alıyoruz bazen ciddi ciddi kurtardığı maclar vardır)
-elano transferinin külliyen yanlışlığı (her ne kadar iyi futbolcu olsada aradığımız adam olmayacak asla vede kat'a ) onun yerine daha koşan ,mücadele eden bir oyuncu şart idi .. elano fiyasko olur.
-dos santos yerine,koşan orta saha oyuncusu alınması gerekliliği...

öte yandan ne kurtarsak kardır mantığı ile

defans dörtlüsü (balta-neill-servet-sabri) nün önünde olmazsa olmazlar var , bunlar ..

sol orta caner her koşulda şart ,şart değil farz keza arkasına yardım edebilen hemde hucumda başarılı tek alternatif..
göbek mustafa sarp onun yanında(topal-barış-ayhandan birisi) solacık keita...

yani 4 oyuncu daha kesin..
ne kaldı geriye ...
2 oyuncu ,orayada bir forvet ekleyelim : jo diyelim ..
geriye kalan bir mevki içinde elano-arda-dos santosdan birisi....

bu resim malesef bir transfer faciasıdır elano - dos santos- arda arasından birisini sahaya sürmek mecburiyetinde olurken orta göbek mustafa sarp gibi oyunculara bırakılırsa bunun adı komedidir...

Turgay Keskin dedi ki...

Emre Çolak konusuna kesinlike katılıyorum, sert oynamaya çalışıyor ama fazlasıyla agresif. İlk sarı kart gördüğünde arkadaşlarımla maçı izlerken ağzımızdan çıkan ilk şey kırmızı kart görme potansiyelinin yüksek olduğuydu.

Bu arada Lucas Neill takıma ısınmış gözükmüyor. Konuşmak için erken ama ofsayt bozma alışkanlığı devam ediyor. Bir Everton taraftarı olarak gitmesine üzülmemiştim ama bu kadar kötü oynayacağını da tahmin etmiyordum. Leo Franco ise gerçekten vasat bir kaleci, Galatasaray büyük ihtimal kalede yine bir değişikliğe gidecek.

Totalfutboll dedi ki...

Maçtan önce Galatasaray'ın fark atacağı yönündeki düşünceler maç başladıktan sonra tamemen değişmiştir heralde.Denizli gibi düşmemek için kıvranan bir takımın okadar kolay olacağı düşünülmemeliydi nitekim geçen hafta oynanan Fenerbahce maçındaki mücadeleleri bunun en iyi örneğiydi(hernekadar golden sonra dağılsalarda gole kadar çok iyi bir mücadele vardı)Denizlispor'un ilerideki oyuncuları biraz becerikli yada kaliteli olsaydı bu maçın çok sürpriz bir skorla bitmesi kaçınılmaz olurdu.Ortasahada Mustafa-Elano ve önlerinde Emre oynadığı zaman ortasaha çok kolay geçiliyordu.Elano'nun bu maçtaki etkisiz performansı Emre'ninde fizik olarak zayıf kalması ve ortasahanın tek Mustafa'ya kalması,takım savunmasını hala yapamayışımız Denizli'nin Ortasahayı çok kolay geçmesinin sebepleri.Galatasaray'ın bekleride zayıf kaldılar bu maçta.Stoperde Servet ve Neill başarılı performans sergilediler oynadıkça daha uyumlu olacaklarının sinyallerini verdiler.Neill'i bu maçtada beğendiğimi söylemeliyim nokta transfer diye buna denilir heralde.Hernekadar bir kaç pas hatası olsada(normal olarak)başarılı bir maç çıkardı.Zamanla çok daha iyi olacaktır.
Jo'yada değinmek gerek tam hazır olmamasına rağmen iyi performansını golle süsledi.Gerek top dağıtması gerekse Rakip defansı yormasıyla Galatasaray için nekadar faydalı bir transfer olduğu göstermiş oldu.Zaten kalitesi belliydi akıllarda disiplinsizliği vardı ama Rijkaard'la busezon kendine gelecektir Jo Alves.
İyi oynamamasına rağmen kazanmasını bildi Galatasaray ve buda şampiyonluk yolunda çok önemlidir.Artık bu maç Rijkaard ve Neeskens için hataları görmek için iyi bir sınav oldu.




Totalfutboll.blogspot.com

metak dedi ki...

Caner ve Lucas ın dün gece ayağı kırılabilirdi. Bu kadar pis tekmeler dünyanın heryerinde koşulsuz kırmız kart, her hafta bir futbolcumuzun böyle tekme yemesi mi yoksa rakip orduspor oldugunda mı kırmızı kart çıkması ilginç?

Anonymous dedi ki...

Uğur uçar iyi futbolcu değildir bu maç için demiyorum normal bir oyuncu

os dedi ki...

Bir blogger'ın yorumlarında gördüm bu fotoğrafları.. İlk başta anlatmak istediklerin.. Hani maçı izleyemeyenler varsa, görsünler bir zahmet..


http://img203.imageshack.us/img203/1198/bragacanerinbacaginikir.jpg

http://img188.imageshack.us/img188/9708/enginmemislerlucasneill.jpg

Anonymous dedi ki...

Maçilk yarısın seyretim daha fazla dayanamadım tartıştıgımız takım bu olmamalı ben sadece emre çolak hakında yorum yapacam ötekiler malum karşıalarında ordu yok ölmüş eşşek kurtan korkmaz derler denizlide o misal denizlinin penaltısı verilseydi çok farklı olurdu bu emredenen çocugu bu kadar abartılar yukarıda arkaşımın belirtigi gibi şımarmaya müsait bir topçu a2 maçlarını takip edin ne demek istedigimi anlarsınız saygılar

Anonymous dedi ki...

Uğur şenel senin amacın farklı. Yazma artık ne buraya ne de foruma.