Yeni Nesil Kiralıklar: Semih Kaya & Serdar Eylik

Cafercan Aksu'nun Rizespor'a kiralanmasıyla başlayan süreçten Arda Turan'ın başarısının da etkisiyle onlarca 87-88 jenerasyonu mensubu geçti Galatasaray'da. Kimisi Uğur Uçar gibi başarıyla geri döndü, büyük bir çoğunluğu gittikleri takımların rotasyonuna giremeyerek Galatasaray kapısından tekrar içeri giremedi. Yanlış takım tercihleri, oyuncuların başta mental olmak üzere çeşitli yetersizlikleri vesaire, bunları çok konuştuk. Bu jenerasyondan Galatasaray'a kalan 23 yaşında milli takımın en önemli iki-üç oyuncusundan biri olmuş Arda Turan ve geçirdiği çok ağır bir sakatlığa rağmen geri dönüp defans rotasyonunda sırıtmadan oynayabilen bir Uğur Uçar oldu. Arda Turan'ın açtığı genç hücum yıldızı kontenjanından sağlam ekmek yiyen Aydın Yılmaz ise rotasyondaki rolünü Caner Erkin'e ve yeni gelen Gio'ya kaptırdığından başarılı kontenjanında ismini anmadım ama o da Galatasaray'da epey maç yapmış bir oyuncu en nihayetinde. Hakan takasında kullanılan Ferhat Öztorun'u da eklemek gerek. Beklentiler daha büyüktü belki ama bence maksimum fayda olmasa da epey yararlanmıştır Galatasaray bu jenerasyondan, günahıyla sevabıyla bu neslin kaderi büyük ölçüde çizilmiştir artık.

Galatasaray'ın 87-88 jenerasyonundan sonra en ümitli olduğu jenerasyon 91'lilerin ağırlıkta olduğu 90-91 jenerasyonu. Bu iki jenerasyonun Galatasaray kalibresinde oynayabileceği düşünülen dört mensubunu say deseler muhtemelen büyük çoğunluk Semih Kaya, Emre Çolak, Serdar Eylik ve Cem Sultan isimlerini zikredecektir. Emre Çolak, devre arası itibariyle bu dörtlüden A takım rotasyonuna net olarak giren ilk isim oldu, Cem Sultan ise A2 takımda geçtiğimiz senelerde yaşadığı sakatlıkların gelişimine vurduğu darbenin izlerini silmeye çalışıyor. Diğer iki isim olan Semih Kaya ve Serdar Eylik ise ara transfer döneminde kiralık olarak iki kulübe kiralandılar. Yalnız bu iki transferde de Galatasaray adına bazı soru işaretleri mevcut.

Galatasaray A2 takımından sezon başı kampına Denizlispor maçına ilk 11'de başlayan Emre Çolak da dahil birçok oyuncu davet edilmişti ancak geri dönmeyen tek isim Serdar Eylik'ti. Tobol maçı başta olmak üzere birkaç maçta ümitvar performanslar ortaya koymuştu ancak özellikle Sturm maçı henüz 'gelecek vadeden oyuncu' statüsünden rotasyonun gerçek bir parçasına dönüşmesinin zaman alacağını gösteriyordu. Serdar Eylik'in kiralanması bu açıdan epey faydalı bir seçenek gibi görünüyordu ancak Orduspor tercihi Galatasaray'ın ve Serdar Eylik'in çıkarlarına ne kadar uygun, sorgulanması gereken bu.

Orduspor kiralık oyuncu ilişkileri Galatasaray'la en yoğun ekiplerden biri, Suat Kaya dönemi mirasıyla birlikte ancak bunun Türkiye Kupası maçında gösterilen misafirperverliğe karşılık yapılan bir jest o lmadığını düşünmek için epey zor. TRT'de yayınlanan maçta da görüldüğü gibi teknik bir kana t oyuncusuna uygun bir zemine kesinlikle sahip olmayan bir sahada Serdar'ın 6 ay geçirmesi ona ne katacak, cidden merak etmekteyim. Süper Lig'de dahi rahatlıkla Serdar'dan faydalanacak ekipler varken bu iyi niyet gösterisinin Galatasaray'a ve Serdar'a yarar değil zarar getireceği kana atindeyim.

Semih Kaya ise bu jenerasyonun bence en önemli ismi. Altay'dan transfer oluş hikayesini blogda anlatmıştım , hala daha Altay'la ilişkiler gergindir Galatasaray'la. Hoş, bugün Musa Çağıran'ın transfer haberi geldi ki çok sevindim bu transfere, yarın belki detayına ineriz. İstanbul'a gelişi bu kadar büyük olay olan Semih'in kariyeri talihsizliklerle dolu olmasa şu gün A Milli Takım'da dahi oynayabileceğini söylemek abartı olmazdı ama malesef önce kafasına aldığı tekme yüzünden geçirdiği beyin ameliyatı, sonra dizinden yaşadığı bağ problemleri onu henüz 19 yaşında buldu. Çok ağır sakatlıklar bunlar ve bu tip sakatlıkları geçiren profesyonel oyuncularda bile gerile meler görülür. Semih'in potansiyelini sahaya yansıtmasını etkiledi mi, konuşmak için çok erken ama şanssız bir kariyer başlangıcı yaşadığı kesin. Sakatlıklar yüzünden aslında epey dar olan Galatasaray stoper rotasyonuna girmesine engel oldu hep. Aslında o rotasyona girip temelli kalma fırsatı geçen sene gelmişti ama Bülent Korkmaz sağolsun, Harry Kewell'dan stoper yaratma sevdasına Türkiye'nin en yetenekli genç stoperi Semih'i çatır çatır harcamıştır. Fakat o genç, hata yapsa vs vs. bahane değildi, olmamalıydı da. Hamburg maçında da o hatayı Kewell yaptı. Geçmiştir, yapacak bir şey yoktur ama Semih'in hikayesinde anılmadan geçilmemesi gereken bir anekdottur, o ayrı.

Gaziantepspor'a kiralanması fırsat bulması açısından harika, ona bir Süper Lig kulübünün değer vermesi ve kiralaması da harika ancak burdaki sorun kiralamanın Gaziantepspor resmi sitesinde satın alma opsiyonlu olduğunu açıklaması. Fiyatın da 500 bin avro civarı olduğu konuşuluyor. Eğer böyle bir şey varsa ki var görünüyor, Galatasaray yönetiminin birkaç sene sonra kafasını duvarları vurması işten bile değildir. Şu takımda bonservis opsiyonuyla verilecek son adamlardan biri olmalı aslında Semih ama nasıl bir mantık işletildi, bilemiyorum. Tek makul açıklaması Gaziantepspor'un opsiyonu işletmeyi istemesi halinde bile Semih Kaya'nın Galatasaray'a dönmeyi tercih etmesi olur ancak Gaziantepspor'un da buna bir önlem aldığını düşünüyorum ben açıkçası. Detayları öğrenince tekrar bu konuya değineceğim, ya da bilen varsa bizlerle paylaşsın.

Kısacası bu iki oyuncunun kiralanmasında tercih hataları olduğuna inanıyorum, daha iyi bir operasyon rahatlıkla yönetilebilirdi. Bakalım bu kiralama tercihleri Galatasaray'a ve oyunculara olumlu dönüş yapacak mı? Bekleyip görelim. Bu yazıyı yazarken Aydın Yılmaz'ın da satış opsiyonlu olarak Eskişehirspor'a kiralandığı açıklandı resmi siteden, hayırlı olsun. Aydın hakkındaki görüşlerim biliniyor, başka bir yazıda onu da değerlendiririz.

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

7 yorum:

Anonymous dedi ki...

Semih'in 500 bin avro gibi komik bi rakma opsiyonlu verilmesi şaka gibi..umarım doğru değildir...

danny dedi ki...

Doğruluğunu bilmiyorum ama sözlükte 3,5 milyon euro gibi bir rakam konuşuluyor. Eğer doğruysa, bir anadolu takımının böyle bir bedel ödeyeceğini düşünmüyorum. Ancak antep üzerinden bir demirören operasyonu olursa 3.5 milyon ödeyip transfer edilir =)

Selim Ugur dedi ki...

Ikisi de kadroda yer bulamayacakti, kiralanmalari dogru oldu. Kulupte A2 takiminda oynayarak ellerine hic bir sey gecmiyor en azindan biraz para kazanirlar.

Nevzat dedi ki...

Bir bildikleri vardir Insallah bizim yönetimizin. Semih'in potansiyelini biliyorlardir.

Bu arada, Nondanin Olympiakosla anlasdigini duydum.

ArenaFutbol dedi ki...

www.ArenaFutbol.org en iyi blog yarışmasında editörlerimiz tarafından belirlenen fahri (onursal) katılımcı olmaya hak kazandınız.
Tarafımızdan devamlı olarak takip edilen bu blogunuzu, en iyinin seçileceği yarışmamızda görmek isteriz. Ödüllerin bulunduğu yarışmamıza katılımınızla bize onur ve yarışmaya rekabet katacağınızı belirtmek isteriz.
not:Bu yarışma için sadece 10 tane onursal katılımcı seçilecek. Blogunuz aradığımız niteliklere ve fazlasına sahip olduğu için sizi fahri üyelerden biri olarak seçtik.

Emre Akın
arenafutbol@hotmail.com

Yarışmaya katılmak için OLUMLU veya OLUMSUZ cevabınızı mail veya msn yoluyla atmanızı rica ediyoruz.

not2:Size ulaşmanın en kolay ve en garanti yolun yorum yazmak olduğunu bildiğimiz için bu yola başvurduk.

Yarışma tanıtma bölümü: http://forum.arenafutbol.org/blog-dunyas-f149/en-yi-blog-yarmas-t12988.htm

İlker Sayhan dedi ki...

Merhaba Uğur,

oyuncu kiralamalarına opsiyon faktörü girdikten sonra görünen genel tablo biraz İMKB’yi andırıyor. Kiralma sürecinin sonunda geçerli olan bir bonservis bedeli tespit ediliyor ve buna göre opsiyon tercihleri kullanılıyor, "istersem satarım", "istemezsem satmam", "istemesen de almak zorundasın" vs. Kulüpler birbirleriyle yapmış oldukları anlaşma metinlerini açıklamadıkları için, dışarıdan bakan birisinin ince ayrıntıları öğrenmesi zor görünüyor. Bunun içine bir de yönetimlerin bilgilendirme politikaları ya da stratejileri girdiğinde ayrıntıları öğrenmek imkâsız oluyor. Mesela Semih Kaya’nın kiralanması Galatasaray resmi sitesinde satış opsiyonu ile duyuruluyor ama Gaziantep resmi sitesi alış opsiyonundan bahsediyor. Hangisi doğru? İkisi birbirinden farklı şeyler.

Semih Kaya’nın kiralandığı takım tercihi kesinlikle doğru. İlk onbirin sürekli futbolcusu olması çok zor görünmüyor (sakatlık illeti Semih’in yakasını bırakırsa). Hem kendisini fiziksel açıdan biraz daha geliştirir, hem de maç tecrübesi kazanır. Bonservis bedeli olarak 500 bin’lik bir mablağ telafuz ediliyor. Doğruysa, bu 500 bin hangi para biriminden olursa olsun, Semih Kaya’nın Gaziantepspor’a hediye edildiğini gösterir. Opsiyonun şekli belirsiz. Transferin iki tarafından gelen bilgiler birbiriyle çelişiyor. Bonservis bedeli doğru ise Galatasaray ya 2010/2011 sezonunda Semih’in Gaziantepteki performansına bakip kafasını duvarlara vuracak ya da bu işin arkasında başka bir çıkar hesabı.

Serdar Eylik’in kiralandığı takım tercihinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Kırılgan bir yapısı olan Serdar ya kendini çok kısa bir sürede (4 ay) fiziksel olarak geliştirip kendini Bank Asya’da kanıtlayacak ya da oradaki sert oyun tarzı onu sindirecek. Ben şahsen Serdar’ın bu kısa sürede üstün bir fiziksel gelişme göstereceğine inanmıyorum. Oradaki sert oyun tarzı onu sindirir mi sindirmez mi orasını hep beraber göreceğiz. Ümit ettiğim yegâne şey sakatlanmadan sezon sonu Galatasaray’a geri gelmesi. Hoç burada da bir bilgi kirliliği var. Galatasaray resmi sitesi Serdar’ın sezon sonuna dek Orduspor’a kiralandığını duyururken Orduspor resmi sitesi Serdar Eylik ile 1,5 yıllık sözleşme imzaladığını duyurmuştu.

Galatasaray yönetimi taraftar tepkisini minimize etmek için bonservisiyle verdiği futbolcuları şimdilik yalnızca kiraladık mı diyor? Bilmiyorum. Ama bu işin içinde bir bit yeniği olduğu aşikâr.

Aydın Yılmaz da, eğer isterse, kendini biraz daha geliştirebileceği bir takıma kiralandı. Abdullah Avcı Aydın’ı sezon başında da, ara transferde de ısrarla kiralık istiyordu. İBB’ye neden kiralık verilmediğini bugüne kadar anlamış değilim. Kendisini, eğer isterse, en fazla orada geliştirebilirdi. Eğer isterse dememin sebebi, ben Aydın Yılmaz’da o isteği fazla görmüyorum. Kiralık periyodunun sonunda Galatasaraya geri gelebileceğine inanmıyorum. Umarım yanılıyorumdur. Geçen gün vermiş olduğu bir reportajda yalnızca Christiano Ronaldo’yu kendisine örnek aldığını söylemiş. Christiano’nun şu an bulunduğu yere gelebilmek için ne kadar çok çalıştığını acaba biliyormu. Ayrıca kendine ilk aşamada örnek alabileceği insanların hemen yanıbaşında olduğunu birisi ona anlatsa (Arda, Uğur gibi) ve Aydın da bunu anlasa, belki ileriye doğru ilk adımını atmış olur.

Selamlar,

İlker

pclion dedi ki...

İlker abi,

Tespitlerin çok doğru, çok güzel özetlemişsin durumu. Ekleyecek bir şey bulamadım. :)