Galatasaray'ın İspanyol Laneti

Galatasaray, bu akşam UEFA Avrupa Ligi 2.tur ilk maçında İspanya'nın Atletico Madrid takımıyla karşılaşacak. Galatasaray, Avrupa geleneği olan bir kulüp, hasbelkader çocukluğumuzdan beri bu geleneği hissederek, yaşayarak öğrendik. Bazı anekdotlar vardır, pratikte anlamsız gelir belki ama bir şekilde doğruluğuna inanır insan. Benim için de Galatasaray'ın İspanyol takımlarıyla eşleşmesi hiçbir zaman tercih edilesi bir durum olmamıştır, benim şahit olduğum en kudretli Galatasaray döneminin önünü hep bu İspanyollar kesmişlerdir. O dönem İspanyolları iki kez geçti, Mallorca'yı geçince UEFA Kupası, Real Madird'i geçince de Süper Kupa. 99-04 arası ise Galatasaray'da hüsranın lisanı İspanyolcaydı.

İlki, belki de en önemlisi 1998/99 sezonunun Şampiyonlar Ligi grup maçlarına rastlar. Grubunda Juventus ve Rosenborg ile liderlik mücadelesi veren Galatasaray son maça 8 puanla lider girer, en önemli rakibi Juventus ise beş maçta aldığı beş beraberlik ile üçüncü sıradadır. Galatasaray'a tek puan Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final kapısını açacakken bu puanın alınması gereken ekip grupta hiçbir iddiası bulunmayan İspanyol temsilcisi Athletic Bilbao'dur. Beraberliğin Galatasaray'a yettiği maçta daha sonra hain olarak mimlenecek Fatih Akyel'in fahiş hatasıyla Guerrero golü atıp Bilbao'yu öne geçirecek ve takımının ihtiyaç duymadığı o altın değerindeki puanları Bilbao'ya getirecekti.

O maçla ilgili aklımda kalan en önemli sahne ise Juventus futbolcularının Rosenborg galibiyetini kutlamak yerine ellerinde radyoyla Galatasaray maçının sonucunu beklemeleriydi. Defalarca vermişti o görüntüleri televizyon, ben de her seferinde gol haberi gelse de şu adamlar yere yığılsa diye beklemiştim. Olmadı tabii. Bana futbol tarihinde seni en fazla üzen maç hangisidir deseler şüphesiz bu maçı söylerim. İşte o maçta başlar bu lanet ve Galatasaray'ın altın çağının 2. Terim dönemiyle istifa etmesine dek sona erer.

2000 yılında Mallorca'yı rahat geçerek UEFA Kupası'na uzanan Galatasaray, aynı yıl Real Madrid'i de mağlup ederek bu laneti o yıllığına kırmıştı ama İspanyollar peşini yine bırakmayacaktı. Bana göre Galatasaray'ın Avrupada başarı potansiyeli en yüksek ekibiyle mücadele ettiği yıl Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadığı 2001 yılıdır ve bu yıl da Galatasaray'a çelme takanlar İspanyollar olmuşlardır. Statü gereği ikinci kez gruplarda mücadele ederken Deportivo'nun arkasında kalıp çeyrek finale seribaşı olma şansını yitiren Galatasaray, kurada Real Madrid'i geçer. Tarihinin en şaşaalı dönemlerinden birini yani I. Galacticos döneminin zirvesini yaşayan Madrid ekibi Galatasaray'ın Sami Yen'de bir mucize yaratıp 2-0'dan 3-2 galip gelmesine rağmen kendi sahasındaki maçta Galatasaray'a  bir ilki gerçekleştirip yarı final görme şansını vermeyecekti.

Benzer bir kader 2001/02'de yine Galatasaray'ı bekliyordu. Şampiyonlar Ligi ikinci turunda belki de tarihin en zorlu Şampiyonlar Ligi grubu olan Barcelona, Liverpool ve Roma'nın bulunduğu grubunda yer alan Galatasaray, talihsiz iki maç sonucu ilk beş maçta aynı Juventus'un 99'da yaptığı gibi beş beraberlikle son haftaya giriyordu. Sami Yen'de son maçta alınacak bir galibiyet ikinci kez üst üste Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kalmak için yeterli olacaktı, rakip ise bir başka İspanyol Barcelona'ydı. Chelsea'den alınan 5-0'lık mağlubiyet sonrası Sami Yen'de 20 maç yenilgi yüzü görmeyen Galatasaray'ın bu maçtan galibiyet çıkaracağına herkesin inancı tamdı fakat ümitler Kluivert'ın ofsayttan da olsa attığı golle Sami Yen çimlerine gömüldü. Bir İspanyol daha Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi çeyrek finali hayallerini elinden alıyordu.

Barcelona, Galatasaray'ın yakasını 2002/03 sezonunda da bırakmayacaktı. Fatih Terim'in takıma dönüş senesi olan bu sezonda Galatasaray, ilk maçında Lokomotiv Moskova'yı deplasmanda mağlup ederek flaş bir başlangıç yapsa da içlerinde Sami Yen'deki Barcelona mağlubiyetinin de dahil olduğu kötü bir seriyle son maça sadece 4 puanla girmişti. Tek çıkar yol Barcelona'nın deplasmanda mağlup edilmesiydi, hatta bu sonuç Galatasaray'ı sonunculuktan grup ikinciliğine de taşıyabilirdi. Maç konusundaki tek ümit Barcelona'nın maçı pek önemsememesiydi. Olmadı. Barcelona, 3-1'lik skorla Galatasaray'ı yine grupların son maçında mağlup ederek kupa dışına iten ekip oldu.

Bu lanetin zirve yapması ise 2003/04 sezonuna rastlar. O dönem futbol tarihinde bir ilki gerçekleştirerek Şampiyonlar Ligi'nde ikinci torbadan kuraya giren Galatasaray, bu sene Beşiktaş'ın Wolfsburg'u çekmesine benzer bir şanssızlıkla tarihinin en iyi sezonunu geçirmiş Real Sociedad'ı dördüncü torbadan seçmişti. Birinci ve üçüncü torba takımları Juventus ve Olympiakos'tan 6 puan alarak aslında gruptan çıkma yolunda büyük mesafe kaydeden Galatasaray, evinde Nihat'ın performansıyla Sociedad'a yenildiği için son maça dezavantajlı çıkmıştı. İkinci tur için San Sebastian'dan galibiyet çıkarmak gerekiyordu. Yine olmadı. Hakan Şükür'ün golüyle öne geçen Galatasaray, şimdilerde Ponfferradina'da top koşturan De Paula'nın golüne engel olamamış ve Şampiyonlar Ligi biletini Sociedad'a kaptırdı.

Dedik ya, en lanetli sezondu bu. İspanyollar Galatasaray'ın yakasını yine bırakmadı. UEFA Kupası 3.turuna katılan Galatasaray'ın rakibi bu kez Villarreal'di. Galatasaray, içerdeki maçta bir anda 2-0 öne geçen İspanyol ekibinden 2-2'lik beraberliği kurtardı fakat turu kurtarmak için İspanya'dan iyi bir skorla dönebilmek gerekiyordu. Villarreal, Real Madrid'in 2001 yılında yaptığı tarifeyle 3-0 kazanıp turu geçen ve Galatasaray'ı dipsiz kuyuya iten takım oldu. Bu mağlubiyet sonrası iyiden iyiye kredisi azalan Fatih Terim, Galatasaray'ın amaçsız bir takım olamayacağını ilan edip istifa etti. Ertesi sezon Avrupa kupalarına katılamayan Galatasaray'ın Avrupa'daki altın çağı sona ermişti. Geriye elden giden iki Şampiyonlar Ligi çeyrek finali, bir de yarı finali kaldı. Avrupa'da çok daha fazla ses getirebilecek, belki de inmemek üzere o devlerin arasına ismini yazdıracak olan Galatasaray, İspanyolların lanetini geçememişti.

Atletico Madrid, son Villarreal maçından beri Galatasaray'ın Avrupa kupalarında karşılaştığı ilk İspanyol ekibi. Geç kalınmış bir intikamın zamanıdır Galatasaray adına, benim bir Galatasaraylı olarak Atletico Madrid maçıyla ilgili söyleyeceğim ilk söz budur. Teknik, taktik değerlendirme ise sonraya kalsın...

*Bahsi geçen maçlardan daha kaliteli fotoğraflar bulabilenler varsa yorum bölümüne bırakabilirler. Bu uzunlukta ve bu yoğunlukta bir yazıya daha detaylı fotoğraflar gerekirdi sanki...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

15 yorum:

sin dedi ki...

""Şampiyonlar Ligi ikinci turunda belki de tarihin en zorlu Şampiyonlar Ligi grubu olan Barcelona, Liverpool ve Roma'nın bulunduğu grubunda yer alan Galatasaray, talihsiz iki maç sonucu ilk beş maçta aynı Juventus'un 99'da yaptığı gibi beş beraberlikle son haftaya giriyordu."" abı saka gıbı gruba bak ve bız 5 beraberlık alıyoruz kımse yenemıyor, sımdı bu gruba dussek puan tahmını alıyım??, ne gunlerdı, ıc gecırdım resmen, bilbao macını da burda okuyunca yıne gozlerım doldu resmen, o gol geldıgınde hungur hungur aglagımı hatırlıyorum, bu kadar uzuldugum baska bı mac hatırlamıyorum.. buyuk takım(mıs)ız be dımı?

kupabizim.blogspot dedi ki...

Selam Uğur,
''I. Galacticos döneminin zirvesini yaşayan Madrid ekibi Galatasaray'ın Sami Yen'de bir mucize yaratıp 2-0'dan 3-2 galip gelmesine rağmen kendi sahasındaki maçta Galatasaray'a bir ilki gerçekleştirip yarı final görme şansını vermeyecekti.'' demişsin ama eski adıyla Şampiyon Kulüpler Kupasında Monaco'yu eleyip yarı final oynamıştık. Sanırım sen iki kupayı ayrı ayrı değerlendiriyorsun.

Ayrıca Ali Sami Yen'deki maçta golü atan Luis Enrique olmalı yanlış hatırlıyor olabilirim tabi.

Sevgilerle

Başaran Şahin

Chloroform dedi ki...

böyle bir lanetten söz etmek doğru olmaz bence. 98 deki maç tamamen şanssızlıktı, ama o gruptan çıkabilmek için rosenborg'a 3-0 kaybetmemeniz gerekiyor. 2001 de real öncesi deportivo lu grupta da son maç gidip psg ye yenilmemiz yüzünden 2. olmuştuk. çok iyi hatırlıyorum, yönetim bayern gelse de gücümüzü göstersek diyip duruyordu. real gelince pek mutlu olmamışlardı. 2001-2002 deki takım zaten anadolu takımından farksızdı, yine de gösterilen performans galatasaray'ın en üst düzey performanslarından biridir(o kadroya kıyasla). 2002-2003 te avrupa fatihi sıfatı tamamen kalkmış gibiydi, spartak moskova hatta brugge a bile yenilmiştik, 4 puanı zor almıştık. 2003-2004 te ligde de avrupa da da felakettik o sezonu gözönüne getirmek bile sinir bozucu. hem bir lanetten söz edeceksek 2 sezondur elendiğimiz hatta hiç yenemediğimiz almanlar bir lanetin başlangıcı olabilir.

bulutduman dedi ki...

/Users/cuneyt/Desktop/2001/2001-gs-real43401.jpg/Users/cuneyt/Desktop/2001/2001-gs-rmadrid33401.jpg/Users/cuneyt/Desktop/2001/2001-gs-rmadrid43401.jpg/Users/cuneyt/Desktop/2001/2001-gs-rmadrid83401.jpg/Users/cuneyt/Desktop/2001/gs-depor2001.jpg/Users/cuneyt/Desktop/2001/gs-depor822201.jp.jpg/Users/cuneyt/Desktop/2001/gs-real13401.jpg

bulutduman dedi ki...

/Users/cuneyt/Desktop/2002/barca-gs12.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2002/barca-gs9.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2002/barca-gs11.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2002/gs-barca05.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2002/gs-barca01.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2002/barca-gs13.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2002/gs-barca13.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2002/gs-barca10.jpg

bulutduman dedi ki...

/Users/cuneyt/Desktop/2003/gs-barca06.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2003/barca-gs02.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2003/gs-barca11.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2003/barca-gs06.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2003/gs-barca07.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2003/gs-barca04.jpg
/Users/cuneyt/Desktop/2003/barca-gs14.jpg

bulutduman dedi ki...

kardeşim bunlar bendekiler işine yararmı bilmiyorum. resim sıkıntın olursa elimden geleni yaparım. blog'u takip ediyorum. başarılar

pclion dedi ki...

Bulut abi merhaba,

Çok sıkı bir arşivin var anladığım kadarıyla ama bunlara benim erişmem mümkün değil bu şekilde, birkaç tanesini imageshack gibi bir siteye yükleyebilirsen çok makbule geçer. :)

Teşekkürler...

ive dedi ki...

şaka gibi ya :D desktop adreslerini yazmış :D

yazı güzel olmuş bu gece bu lanet biter. necati geçen sene sociedad'tan aldı öcümüzün birazını zaten :D

kupabizim.blogspot dedi ki...

Golü Kluivert değil, Luis Enrique atmış. Şimdi baktım arşive. Görüşürüz.

atigol dedi ki...

Barcelona, Liverpool ve Roma'nın grubundan G.Saray ikinci çıkardı. Liverpool dan en 4 puan, roma'dan 4 puan ve barcelona'dan 1 puan. 9 puan bu grupta ikinciliğe yeterli olur. = )

resimlerin adresleri ayrı bir blog yazısı = )

Anonymous dedi ki...

arkadaş iyi niyetli ama pc işlerinden pek anlamıyor herhalde...fena olmuş yahu :D:D

pclion dedi ki...

Evet arkadaşlar, dozunda bıraksak. :) Bulut abi, resimleri yükleyebilirsen beklerim. Hatta linklerden anladığım kadarıyla çok geniş bir arşivin var. Bana maille ulaşabilir misin?

nurettin dedi ki...

Evet dozunda bırakmak en iyisi

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

2002 deki barca maçında golü kluvert değil luis enrique attı..Senin karıştırdığın 2003 deki kluvertin samiyendeki golüyle 2-0 kaybettiğimiz maç.