İyi, Kötü, Çirkin #2 || Mehmet Yıldız - Recep Biler - Pacheco

Bu hafta TSL'den beğendiğim iki oyuncu var, ikisi de Mehmet. Mehmet Yıldız ve Mehmet Çakır. Resim tercihini Mehmet Yıldız'dan yana kullandım çünkü bu adam istikrarlı bir şekilde gol atmaya, asist yapmaya ben burdayım demeye devam ediyor. "Bir senelik oyuncu" tabirinin doğruluğuna inanırım, bir oyuncuyu doğru bir şekilde değerlendirebilmek için sezon içinde tutturduğu formdan daha fazlası gerekir, özellikle santraforsa. Okan Yılmaz, Zafer Biryol, Rafael ilk olarak aklıma gelenler. Ancak Mehmet Yıldız bu oyunculardan farkını yavaş yavaş ortaya koymaya başlıyor. Bir kere sadece son vuruşlardaki beceresiyle değil, top sürebilmesiyle, gücüyle, takımı ilerde tutabilmesiyle tek forvet oynayan takımlar için ideal bir santrafor. Buna ek olarak asist sayısı da hiç yabana atılır cinsten değil. Her sene 15 gol, 10 asist yapar hissiyatını veriyor bana. Semih Şentürk'le beraber gelişimi hiç durmayan adamlardan birisi ayrıca. Özellikle Hakan Şükür'ün gidişi ve Ümit Karan'ın formsuzluğuyla pek iyi sinyaller vermeyen Galatasaray'ın yerli forvet rotasyonu için ideal adam olabilir. Bu sene sonunda sözleşmesi bitiyor. Devre arasında bu transfer gerçekleşirse şaşırmamak gerek.

Mehmet Çakır ise Gençlerbirliği'nden beri beğendiğim bir adam. Geçen sene sağ kanat rotasyonunda problem yaşayan Galatasaray için ideal bir oyuncu olduğunu söylemiştim ancak kariyeri beklediğimin aksine üç büyük istikateminde gelişmedi. Sanıyorum İlhan Cavcav'la bazı problemleri vardı çünkü daha 6 ay önce Beşiktaş ve Trabzonspor Mehmet'i isterken 4 milyon euro'dan kapı açan Cavcav'ın Mehmet'i bu kadar ucuza bırakması akıl karı değil. Bu hafta da iki golü var, maçın kilidini çözen adam olmuş. Hala takip edilmesi gereken adamlardan biri, gelişimini sürdürebilirse hala TSL için kalburüstü bir sağ açık. Gerçi Gökçek'in eline yeni düşmüş bir adam için ancak allah kurtarsın denir. 5 milyon euro'dan aşağı fiyat çekeceğini sanmıyorum.

Haftanın kötüsü de Ankaraspor-Hacettepe maçından. Geçen hafta İBB'nin kalecisini seçmiştik, bu hafta Recep Biler "haftanın kötüsü" için bir numaralı aday. Kadıköy'de Sergen'den yediği frikik golünden sonra kalecilik melekelerinden şüphe ettiğim bir adamdı Recep, geçen seneler içinde kendini geliştirerek tekrar Türkiye milli takımına seçilebilecek 4-5 kaleciden biri konumuna geldi geçen sene. Ancak önündeki defans bloğunun dağılmasıyla beraber (Giray ve İlhan) onun da formunda feci bir düşüş var. Bu hafta saçma sapan goller yemiş, devre arasında oyundan alınacak kadar hatta. Umarım kısa sürede toparlar, bir Türk kaleci kolay yetişmiyi diyerek Recep konusunu kapatalım.

Geçen haftaya göre oldukça sakin geçti bu hafta aslında ancak haftanın çirkinine bir adayım var benim, Gaziantepspor'lu Pacheco. Bir adam sarı kartı varken nasıl kendini bu şekilde yere atar, takımının ümitlerini yerle bir eder, anlamak mümkün değil. Üstelik ilk sarı kartını da hakeme aldatmaya yönelik hareketten almışken. Penaltıyla uzaktan yakından alakası yoktu pozisyonun, hakemi tebrik etmek gerek. Pacheco'ya hem kendi takımının ümitlerini, hem de maçı taraf olarak izlemeyenlerin maç zevkini çaldığı için kendisine bir kırmızı da ben çıkarmak isterdim ama bu ceza yeterli sanırım.

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

1 yorum:

apaç dedi ki...

mehmet yıldız türkcell süper liginde forma giyen en değerli oyuncudur.

ben son yıllarda bu kadar sıra dışı, bu kadar fonksiyonel, bu kadar bütün bir adam görmedim.

yanında ikinci forvet olarak faruk sarman oynasın, gol kralı olur. oynadığı takımın teknik adamlığını hüseyin kalpar yapsın yılın hocası seçilir. yılmaz vural yapsın fenerbahçeye transfer yapar. böylesine büyük, böylesine ulvi bir futbolcudur mehmet yıldız.


mehmet yıldız'ı alan, şampiyon olur sözü çok klasikleşti. o yüzden zikretmiyorum artık bunu. ben başka bir şey söyliyecem:

mehmet yıldız'ı alan, 3. bir avrupa kupasını türkiye'ye getirir.