'Mesudiyeli Mesut' Özil

Önce İngiltere'yi, sonra Arjantin'i dörtleyen Almanya'nın simge ismi haline geldi Mesut. 2002'de finale yürüse de ondan sonra iş görmeyeceği bilinen takımın yenilenmesinde her daim blogda Türkiye'ye model alınması gerektiğini söylediğim Almanya'ya has altyapı yapılanmasının en has ürünlerinden faydalandılar. Göçmenlerin ağırlıkta olduğu iyi de bir jenerasyon yetişti. Bu yapının en güzel meyvelerinden biri de Türk asıllı Mesut Özil...

Mesut'un dünya sahnesine çıkması elbette yeni değil, senelerdir Bundesliga'da oynayan Schalke 04, Werder Bremen gibi başaltı takımlarla Avrupa'da boy gösteren bir adamdır Mesut. Almanya Ligi'nin en saf yeteneklerinden. Bu kadar net ve derin pas verebilecek çok az adam var dünyada. Almanya'ya Avustralya maçı sonrası kulüp takımı demiştim. Liginin karakterini milli takımına en iyi yansıtan futbol ülkesidir açık ara. Kulüp düzeyinde harikalar yaratıp milli takımda aynı düzeye çıkamayan Ronaldo, Messi, Rooney gibi adamların aksine Mesut, Almanya'nın oyun lideri olarak performansını daha da parlattı. Takımıyla yükseldi kısacası.

Mesut'un bu yükselişinin Türkiye'deki yansımaları biraz farklı. Üç kamp var benim görebildiğim. Mesut'un başarısından hoşnut olanlar ve takdir edenler, Mesut'lu Almanya'ya imrenip bu adamı milli takıma kazandırılmayışına tepki koyanlar ve Mesut'un "Kökenlerimle gurur duyuyorum ama kendimi Alman hissediyorum" açıklaması sebebiyle milliyetçi refleksler gösterenler...

Üçüncü görüşün Türkiye'de hakim olmasını anlarım ama sağlıklı bir bakış açısı olduğunu söylemek mümkün değil. Almanya'da doğmuş, büyümüş, ömrü boyunca Almanca konuşmuş bir adama futbol kariyerinde zirveye çıkacakken "Gel bizde oyna" dedik biz Mesut'a. Durum böyleyken önüne de bir kariyer planı koyulmadan "Milli formayla pazarlık olmaz!!!!" ana fikriyle davet yapılırsa Mesut'un cevabı elbette "Almanya'da oynayacağım" olur. Bu aynı Şener Şen'in meşhur filmi Mesudiyeli Mesut gibi. Adama piyango çıktıktan sonra uzaktan akrabaları "yavrum, evladım" diye yanaşmış, daha önceleri sümüğünü atmayacak adamlar Mesut'un önünde el pençe divan olmuştu. Biz onu bile yapmadık. Tren istasyonunda yaşamış adam kendi treniyle kaçar gider, ya ne olacaktı!...

Almanya 4-0 Arjantin

(1) Türk Asıllılar / Şubat 2009
(2) Türk Asıllılar Milli Takımı / Mayıs 2010

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

9 yorum:

Spooky dedi ki...

"Kökenlerimle gurur duyuyorum ama kendimi Alman hissediyorum" açıklaması sebebiyle milliyetçi refleksler gösterenler... demişsin ama bence esas milliyetçi refleks top Mesut'un ayağındayken iki kat fazla bağıran, en basit pası üç dakika anlatan TRT spikerleri gösteriyor.

Açıkçası sempati, özel ilgi veya benzeri temelinde Mesut'un benim için sahadaki hiçbir futbolcudan farkı yok. Sadece daha yetenekli olmasıyla özel.

Bunun sebebi de milliyetçi bir alınganlıktan ziyade milliyetçi olmamamla alakalı. Mesut sonuçta Alman.

Bu dördüncü görüş müdür yoksa farklı sebeplerle olsa da sonuçta diğer görüşlerle aynı kategoride midir bilmem ama böyle de birisi var burada :)

pclion dedi ki...

Arda, haklısın tabii ama başlıca görüşler bunlar. İlk görüşü biraz fazla dar tanımladım, Mesut'tan bir beklentisi olmayıp takdir edenler demek daha doğru olacak gibi...

Adam dedi ki...

Adam Alman vatandaşı sonuçta, bize ne oluyor anlamış değilim. Çok komik bir toplumuz biz. 70 milyondan doğru dürüst bir takım kuramayıp Avrupa'da yetişmiş insanlardan medet umuyoruz. Kabul edelim ki onlar bu topluma ait değiller. Bunu milliyetçi bakış açısıyla söylemiyorum, zira milliyetden ziyade toplumsal değerlere inanıyorum.

sembolist dedi ki...

Türk milli takımını seçmiş olsaydı Fatih terim ona kafayı takar,Fatih tekke'ye-gökdeniz'e-yıldıray'a yaptıklarını yapar forma yüzü gösteremezdi.Bu sıçramayı da asla yapamazdı Mesut..
Uğur,Fatih Terim döneminde,almanyada yaşayıp da almanyayı seçen Türk futbolcular tam senin araştırma konun olablir..

pclion dedi ki...

Mesut, tam aynı olmasa da yazının sonunda verdiğim iki eski yazım benzer konulara temas ediyor. Okumanı tavsiye ederim. Öneri güzel, not aldım kenara...

aLican dedi ki...

Fatih Terim'in ona kafayı takmasından çok bu durum en basit şekilde şöyle özetlenebilir ; Mesut Türk milli takımını seçmiş olsaydı bu dünya kupasında olmayacaktı.Alman milli takımında şans bulması Ballack sakatlanmasa ne derecede olurdu bilinmez ama Mesut bir risk büyük oynadı kazandı ve şuanda 2010 Dünya Kupasına damga vuran 1 yada 2. oyuncu olmaya çok yakın....Küçük oynamış olsaydı Türk Milli takımını seçip şuanda televizyondan izliyor olacaktı...Bu yüzdende bizi değil onları seçti

kilink dedi ki...

ben mesuttaki teknik,alt yapı konularından çok maçlarda devamlılık sorunu yaşadıgını düşünüyorum..kopup gidebiliyor..werder bremen de bu sorunu 2.yarıda çok yaşadı..belkide psikolojik bir olaydır..ama gelişimi konusunda önemli bir sorun oldugunu düşünüyorum

berker

il Capitano dedi ki...

ben 1.kategoriye giriyorum.Mesut Alman Milli Takımı'nda oynuyor olsa da Türk ve orada bizim reklamımızı yapıyor bir anlamda.Aynı şekilde Eren Derdiyok,Gökhan İnler ve Serdar Taşçı.Bizim millet kendi takımının oyuncusu diye Slovakya'nın attığı gole sevinir,ona "bizim çocuk" der öz be öz Türk babadan doğma adama burun kıvırır.Ben bu turnuvada Mesut için Almanya'yı tutuyorum.Umarım turnuvayı kazanırlar,Mesut da Barça gibi,Chelsea gibi takımlara transfer olur ve adını Messilerin yanına yazdırır.

Kaan dedi ki...

Ben Podolski yi Polonyalı diye izlemediğim için mesut özilide öyle izlemiyorum.Bir başka ülke vatandaşınında mesut u alman olarak izlediğine inaniyorum.Benim için mesut un bu kdr övülmesi hele trt spikerleri tarafından bu kadar övülmesi bana ardanın ne kadar doğru konuştuğunu anlammı sağladı başka pasaportum olsa...