Nassim Ben Khalifa & Diğerleri

 Dün farkında olmadan bir haberin başlığında görünce bilinçaltıma mı işledi, bilmiyorum ama "Bir Ben Kalifa vardı, ne oldu ona" diye düşündüm kendi kendime. Akşam bir baktım, Tunus asıllı genç İsviçreli Wolfburg'a transfer olmuş. Ben Khalifa geçen sene Nijerya'da tarihinde ilk kez 17 Yaş Altı Dünya Kupası'nı kazanan İsviçre'nin en değerli oyuncularından biriydi. O dönem Taraf'a yazdığım 'Nijerya'dan Akılda Kalanlar' başlıklı yazıda Ben Khalifa'nın taliplileri olarak Arsenal, Barcelona ve Milan'ı not düşüp transferin Ocak ayında gerçekleşebileceğini belirtmiştim.

Ben Khalifa'nın transferi bitiren takım dün Wolfsburg oldu ve Grasshoppers'a ödediği bonservis bedeli sadece 1.6 milyon avro. Harika bir transfer. Galatasaray da +2 kontenjanından kelli iki genç oyuncu ararken Ben Khalifa ağa takılsaydı da biz de moonwalk yapsaydık diye düşünmedim değil. Geçen sene İsviçre Süper Ligi'nde düzenli oynamış, 18 yaşında, her yerinden yetenek fışkıran bu adamı bu kadar ucuza kapatmak çok başarılı bir iş.

Turnuvadan aklıma yazdığım üç-dört ismin de son durumlarına bir bakalım aklıma gelmişken;

Iker Muniain: 92 jenerasyonunun en gözde oyuncusu açık ara. Daha turnuvaya geldiğinde bütün gözler üstündeydi, zaten Bilbao ile La Liga'da forma giymeye başlamıştı bile. İspanyol Messi diyorlar adama ki alt jenerasyonlardan mevcut milli takıma dahil olacak en önemli adam gibi gözüküyor şimdiden. Bu sezon acayip de bir gol atmıştı, takımı hatırlayamadım ama bulup izleyin. Adam olacak çocuk değil adamlarla oynayan çocuk. Müthiş hakikaten...

2009'da Nijerya'da düzenlenen U17 Dünya
Kupası'nın gol kralı (5) Sani Emmauel
Neymar: Aynı jenerasyonun bir başka yıldızı Neymar. Onun adı da duyulur duyulmaz transfer dedikodusuna karışanlardan. Chelsea istiyor onu ve daha ilk teklifte 25 milyon avroyu gözden çıkardılar. Atletico Madrid'in Kun Agüero transferinde yaptığı gibi erken riske girip piyasası şişmeden kadroya katmak istiyorlar. Ben düzenli izlemedim ama Alper Öcal aka Lambuja bu arkadaşla ilgili bilgi verecektir bizlere.

Sani Emmanuel: Nijerya'nın Semih Şentürk'üydü bu adam. Kenardan gelerek attığı beş golle kulübeden gol kralı oldu. Gol vuruşları gerçekten etkileyiciydi. İşin ilginç tarafı Emmanuel bu turnuva öncesinde milli formayı hiç giymemişti. Şimdi kontrol ettim, hâlâ İsveç'in My People FC kulübünde forma giyiyor. Nijerya U19 takımına terfi etmiş ve 4 maçta 2 golü var. +2 kontenjanına oyuncu bakan Süper Lig takımları için biçilmiş kaftan.

Bienvenue Basala-Mazana: Turnuvaya damga vuran Almanya sağ kanadında bek oynayan, fiziği ve dinamizmiyle oyunda fark yaratan bir oyuncuydu Basala. Geçen seneyi Köln'ün U19 ve Amatör takımlarında geçirdi, bu sene ise Taner Yalçın ile birlikte Bundesliga sahnesine adım atacak gibi. Fenerbahçe ile oynanan hazırlık maçında harika oynamıştı. Köln'den koparmak zor ama takip etmekte fayda var...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

3 yorum:

pclion dedi ki...

Onur, onun için ayrıca yazı yazmıştım ben, kaçırdın galiba. :)

http://pclionfc.blogspot.com/2010/07/floryadaki-hesap-serdar-semih-erhan.html

İlker Sayhan dedi ki...

Bence genel anlamda Galatasaray'ın yetenek avı konusunda eksiklikleri var. Scout ağı olmayan bir takım (bu Türkiye'deki bütün takımlar için geçerli) herhangi bir yeteneği, scouları olan bir takımdan daha önce keşfetmesi nasil mümkün olsun? Bunun yanısıra, başka takımların, özellikle avrupa takımlarının, altyapılarında yetişmis, onların genç milli takımlarına kadar yükselmiş oyuncuları iyi taramıyorlar. Galatasaray'daki transfer politikasının değiştigini, genç, potansyeli olan ve maliyeti uygun oyunculara yöneldiklerini düşünmüşken bugün bir Jan Polak transferi duydum, biraz moralim bozuldu (Hayırlısı olsun). Özellikle son günlerde Hatem Ben Arfa'nın ismi otada dolaşmışken. Adnan Polat, bir tane hazır oyuncu ve iki tane daha gelecek vaad eden genç oyuncu transfer edeceklerini söylemisti. Yapılacak transferleri merak ediyorum. Imzalar atılmadan asıp kesmek doğru olmaz. Ama gelecek vaad eden kategorisine transfer edilebilecek, benim gözüme batan, ofansif orta sahada oynayan, bir Yunus Malli var. Yani Hatem ile ayni pozisyonda oynuyor ama 5 yaş daha genç. 2009'da Almanya U17 Milli takımı için oyamış şu an 18 yaşında ve Galatasarayın eksigi oldugu bir bölgede oynuyor. Bu oyuncu yalnızca bir örnek. Eminim ki Galatasaray'ın hicbir arama filitresine takılmamıştır. Ne genç, ne gelecek vaad eden, ne oynadığı pozisyona göre. Varsa yoksa hazır oyuncu transfer ediyoruz.

Bu bağlamda resmi sitede okumuş olduğum bir haber var ve bana Galatasaray'ın genç oyuncu transferinde gerçekten de bir politika değişimine mi gidiyor sorusunu sordurdu. „Galatasaray A2 Futbol Takımı, Hollanda’daki ilk hazırlık maçında ETS Eindhoven takımını 3-0 yendi. Gollerin ikisi yeni transfer İbrahim Selen'den gelirken, diğer golü Cem Sultan kaydetti.“ Bu yalnızca bir tesadüf transferi mi yoksa bir plan eseri mi bunu zaman gösterecek.

pclion dedi ki...

İlker abi,

Blogda geçen sene 93/94 jenerasyonundaki zayıflık sebebiyle bunun transferler üzerinden giderilmesi gerektiğini yazmıştım zira o jenerasyonlarda milli oyuncu sayımız bile çok kısıtlı. İbrahim Selen bu yönde bir hamle sanırım.

Çok farklı bir vizyon geldi diye yorumlamaktan ziyade zorunluluktan dolayı mevcut havuzdan transfer edilebilir oyuncuların alındığını düşünüyorum. Ne bileyim, geçen sene Gökhan Töre'yi Chelsea yerine biz alsaydık farklı bakıyoruz diyebilirdim belki.