Servet Çetin & Yerli Kontenjanı

 Transfer sezonunda neredeyse baştan aşağı yenilenen, gidenleriyle gelenleriyle epey hareketli günler geçiren Galatasaray'da bir ismin hâlâ kadroda yer alıyor olması beni epey şaşırtıyor açıkçası. Frank Rijkaard'ın açık açık eleştirdiği ve istediklerini yapamadığını belirttiği Servet Çetin, sezon sonunda yaptığı tüm giderlere rağmen takımda kalan oyunculardan biri. Bir teknik direktörle bir futbolcu takışmışsa bunun sebebi de oyuncunun saha içi performansıysa o oyuncuyu takımda tutmak bence hiç de akıllıca bir tercih değil. Yeni sezon, yeni heyecan diye mi düşünüldü bilmiyorum ama atıl durumda kalacak bir Servet Çetin, Galatasaray için hiç de iyi bir haber değil.

Bundan tam bir sene önce Marsilya'ya 8 milyon avro bonservis bedeliyle transfer olmak üzereyken takımda kalan bir oyuncu için gelinen durum fiyaskodan hallice bana göre. Euro 2008 ve Eric Gerets referansıyla gelen teklif Servet'in kariyeri için zirveydi, kaldığı takdirde Avrupa kapısının ona gün geçtikçe kapanacağını hem takımın hem de onun öngörmesi lazımdı. Muhtemelen beklenen teklifler gelmedi, gelenleri de Galatasaray Servet'i göndermeye değecek bulmadı. Bu zoraki evliliğin devamını sağlayan ana unsur ise 'yerli kontenjanı' olsa gerek.
  • Her şartta oynayacaklar: Arda Turan, Hakan Balta, Sabri Sarıoğlu, Ufuk Ceylan
  • Rotasyonda yer alacaklar: Servet Çetin, Çağlar Birinci, Serdar Özkan, Ayhan Akman, Mustafa Sarp, Ali Turan
  • Gerekirse şans bulacaklar: Aykut Erçetin, Mehmet Batdal, Gökhan Zan, Musa Çağıran, Barış Özbek, Emre Çolak
Yukarıdaki sınıflandırma kişisel tercihimden çok Frank Rijkaard'ın kullanacağını tahmin ettiğim yerli rotasyonu. En fazla altı yabancı oyuncunun sahada yer alabildiği sistem aynı zamanda beş yerlinin de sahadaki varlığını zorunlu kılıyor. Bu sayı bazen altıya, yediye kadar yükselebiliyor. Gönül rahatlığıyla, takımda sırıtmadan oynayabilecek çapta beş oyuncu sayamıyoruz Galatasaray'da. Arda Turan dışındaki her isme belli ölçülerde muhalefet edilebilir durumdayken Servet Çetin'in takımda tutulması 'bir açıdan' makul duruyor.

Yine de Servet Çetin'in durumu için yeterlibir açıklama olmaktan uzak bana göre. İpler bu kadar gerilmişken Servet'e alternatif bulamayıp onu takımda tutmanın bahanesi yok çünkü Servet'in Galatasaray'a gelişi dahi bu duruma tezat. 500 bin avroya getirilen Servet Çetin, 250 bin avroya gelen Emre Güngör bu takımı son şampiyonluğa taşıyan stoper ikilisiydi. Lucas Neill gibi bir adamın yanına koyacak bir başka stoper bulamıyorsak bence burada bir problem var...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

6 yorum:

Anonymous dedi ki...

15 senedir futbolla yakınen ilgilenirim.Ben bildim bileli en yetenekli Türk oyuncular hep galatasaray'da olmuştur ama hiçbir sezon bu kadar kalitesi düşük bir yerli kadro görmemiştim.Arda ve Sabri dışındaki yerlilerin anadolu takımlarında oynayan futbolculardan hiçbir farkı yok çünkü galatasaray yıllardır paraya kıyıp as kadroya flaş bir yerli transfer yapmadı.Alınan yerliler de sözleşmesi biten oyuncular olduğu için kadroyu şişirmekten başka bir işe yaramıyor.

onur dedi ki...

1) Servet normal şartlar altında 8 milyon € etmez; sırf Servet değil aynı yaşta, aynı çapta hiçbir stoper etmez. Dolayısı ile o transfer bir ilüzyondu nitekim gerçekleşmedi. Normal olarak baz alıp çıkarım yapmak hatalı olur...

2) Servet "pas futbolu" içinde ne kadar etkisiz de olsa "diğer futbol" içinde o kadar etkili bir stoperdir.Sivok olsun Ferrari olsun, ya da ne bileyim Lugano ya da Bilica olsun hepsi ile eşdeğerdir bence. FB Lugano'yu göndermeye çalışıyor mu? Hayır; çünkü değerini biliyorlar. Bizler da Rijkaard aşkı ile kör gözlerle yorumluyoruz. Allahtan birileri o kadar kör değil de kurtarıyoruz...

Ozz dedi ki...

Ugur yalniz bu sene pas futbolunun yaninda mucadele gucu yuksek sert bir takim yaratiliyor gorunen kadariyla.. Servet'i bu yeni mantalitede agresif defansiyla (ozellikle cift on libero oynayacagimiz dis saha maclarinda) ilk 11 dusunuyor olabilir Rijkaard. Hazirlik maclarinda da kulagi cekilmiscesine sisteme uymaya calisan Servet gorduk zaten. Ben de gecen sezon sonu gitmesini cok istiyordum ama Rocky'nin dedigi gibi herkes degisebilir :)

anfieldyolu dedi ki...

Servet sadece defans hattını değil ön tarafında oynayan oyuncuları da baltalıyor. Geçen sene önünde oynayan Elano'nun neredeyse topla hiç buluşamamasının sebeplerinden biriydi Servet. Kapanan savunmalara karşı topu Elano'ya vermek yerine şişirmektan vazgeçmemesi ve sıkışan maçlarda disiplenden tamamen kopup kendince ileri çıkması(kimi zaman kenardan bile bariz tepkiler almıştır), sabırlı pas oyununu oynamamıza engellerden. Durum itibariyle olacakları ise gayet iyi düzenlemişsin.

Aslantepe dedi ki...

Geçen sezonki Servet krizi bir kriz nasıl yönetilemez dersiydi. Bu süreçte Servet'in de hataları olabilir ancak Türkiye ligi standtartlarında Servet gibi bir oyuncuyu bir kalemde silebiliyorsanız bu işte bir gariplik var demektir.

Garipliğin adı da Galatasaray yönetimidir. Rijkaard şüphesiz Galatasaray'a gelmesi konusunda ikna edilirken kendisine ciddi bir transfer bütçesi verileceği tahahüt edilmişti. Nitekim ciddi rakamlara ciddi oyuncular yine bu dönemde getirildi. Rijkaard'ın kafasındaki sezon sonu sistemine uygun olmayan isimlerle yolların ayrılacağı ve yerine sistemi içinde banko oynayabilecek kaliteli isimlerdi. Bu isimler içerisinde Servet yoktu.

Gelgelim sezon sonunda yönetimin UEFA kritirleri diye birşey olduğunu milyonlarca euro harcandıktan sonra hatırlayıvermesi ve geçen sezonki çarçur politikasının yerini tasarruf politikasını almasıyla işler değişti. Servet yerinin kaliteli bir stoper ile doldurulmayacağını idrakına varan ve Adnangillerin bu sene transfer yok sevgili Rijkaard bir farkettik ki neredeyse mali kriterlerden çakacağız kusura bakma demesine her nasılsa ikna olan Rijkaard da yönetimin telkinlerine uyarak ve Servet yerinin Ali Turan ve Gökhan Zan ile dolmayacağını idrak ederek bu yetersizlik sevdasından vazgeçmiş oldu.

Rijkaard'ın geçtiğimiz sezon sonunda kadro yetersizdi demeçlerini hatırladığımızda ve şu anki kadroya şöyle bir baktığımızda tabloyu ironik bulmamak mümkün değil.

Esasen ben de pek çok kişinin Rijkaard'ın Galatasaray'da bir futbol devrimine imza atacağını düşününlerdendim. Ancak gelinen nokta da Rijkaard'ın kendisine verilen bu yetersiz kadrodan sonra ilkesel bir duruş sergilemesini ve bu kötü şartlarda çalışamayacağını ifade ederek ayrılmasını beklerdim. Ancak Rijkaard'ın geçtiğimiz sezonkinden de yetersiz olan bu kadroya ses çıkarmaması, sezon sonunda ülkesine dönmeden yeni transferlerin mutlaka kampa yetişmesi gerektiğini açıkça ifade etmesine karşın bunların gerçekleşmemesini göz ardı etmesi, Rijkaard seviyesinde bir hocanın Galatasaray'ı ve Türkiye'yi tercih etmesinin yegane nedenin para olduğu düşününcesine itiyor beni.

Bu doğrultuda sevgili Uğur'un ''Avrupa'nın Katarları'' başlıkla yazısının bir de teknik direktörler boyutu ile incelenmesi gerektiği fikri belirdi.

muyek dedi ki...

Aydin Yilmaza gene Anadolunun tasli yollari gozukmus gibi, cok yetenekli bir adam ama nedense olmuyor olmuyor bir turlu.