Mancini’nin Coverciano Master Tezi: Trequartista

Galatasaray'ın İtalyan teknik direktörü Roberto Mancini, aynı zamanda İtalyan Futbol Akademisi mezunu ve Trequartista (10 numara) rolü üzerine bir tez sahibi...

Roberto Mancini Galatasaray’a geldiğinde aklıma gelen detaylardan biri Coverciano yani İtalyan Futbol Akademisi mezunu olmasıydı. Arkadaşım Güner Çalış’la konuşurken Coverciano’daki master tezini merak ettiğini söyleyince biraz araştırıp 2001 tarihli tezi buldum ama bir sorun vardı, tez doğal olarak İtalyancaydı.
İşi bir aşama daha ileri götürüp İtalyancadan İngilizceye futbol çevirileri yapan Steve Amoia (@worldfootballcm) ile temas kurup 15 sayfalık tezi ona yolladım. Biraz uzun bulsa da sağolsun kırmadı, şimdilik giriş ve sonuç bölümlerini çevirme kararı aldı. Tezin giriş bölümünde Mancini’nin kendi ağzından harika detaylar var. Olmayı isteyip de olamadığı, oynayamadığı ‘Trequartista’ rolünü (kabaca 10 numara denebilir) tez olarak seçmesi dahi çok önemli.
Bana İngilizceden çeviri imkanı sunan Steve’e bir kez daha teşekkür edelim ve Mancini’nin master tezine birlikte göz atalım. Keyifli okumalar…
Il Trequartista, 2001, Coverciano
1. Kişisel Deneyim
Çocuklar için kurulan bir takımda futbol kariyerim başladığında doğal bir dürtüyle kendimi orta saha ile hücumcular arasında konumlandırmıştım. 13 yaşıma geldiğimde Bologna’ya gittiğimde ise A takıma çıkana kadar Trequartista rolünde oynamıştım. Bu muazzam bir roldü çünkü bana mevzunun ortasında olma şansı veriyordu, oyun başlangıçlarını ayarlıyor, başkalarına pozisyon hazırlıyor ya da doğrudan kendim gol atmayı deniyordum.
Benim en büyük arzım oynadığım takımın çok önemli bir parçası olmaktı. Takımın vazgeçilmezi olmak istiyordum. 16 yaşında ilk kez Serie A’da oynadım. Ne yazık ki Bologna o dönem iyi bir takım değlidi ve teknik direktör Tarcisio Burgnich beni ‘takımın iyiliği için’ santrfor rolünde oynattı. Bu takımın ligdeki pozisyonu, taktik dengeleri ve benim gol atabilme becerimle ilgili bir karardı.
9 gol atmayı başarmıştım ama Bologna küme düştü ve o dönem Serie A’da olan Sampdoria beni aldı. Sonunda çok istediğim ve tercih ettiğim Trequartista rolünde oynayabilecektim. Sezon başladı ve benim rüyam yeni hocam tarafından parçalara ayrıldı. Ona fikirlerimi ve arzularımı anlatmak istediğimde masadan kalkıp gitmişti. Bir kez daha hayallerim daha başlamadan yıkılmıştı.
Bugün artık bir futbolcu değilim. Bir hücumcu olarak kariyerimden çok memnunum ama düşününce doğal pozisyonum olan Trequartista rolünde oynayabilseydim daha iyi olabilirdim. Bunu söylüyorum çünkü ne yazık ki bu karakterde bir futbolcu doğru takımı bulabilmek için şanslı olmalı. Bunun da ötesinde oyun stilini nasıl modifiye edebileceğini, değiştirebileceğini bilecek bir menajere sahip olmalı.
2. Bir Takım Formasyonunda Trequartista Kimdir?
“Futbol kültürü” perspektifinden Trequartista:
Trequartista güçlü teknik beceriler ve doğru karakteristik özelliklerle donatılmış yetenekli oyuncudur.
·         Markajcısından kurtulma kapasitesine sahip olmak.
·         Fundamental açıdan güçlü teknik kaliteye sahip olmak.
·         Öngörülemezlik.
·         Hücumcuları golü rahatlıkla farklı yollarla pozisyona sokabilme kapasitesine sahip olmak.
·         Belli oyunlara ve topla gidebilmeye yatkın olmak.
·         Defansif aşamada sınırlı bir şekilde bulunma
“Sahadaki konum” perspektifinden Trequartista:
·         Trequartista kendini merkezde orta saha oyuncularının çizgisiyle hücum oyuncularının çizgisi arasında konumlandıran oyuncudur.
3. Tarihi Notlar
Zico, Michel Patini ve Diego Maradona, İtalyan futbolunun son 20-25 yılda ürettiği Trequartistaların en iyilreiydi.
1990’larda bu rol krize girmişti. Menajerler sıklıkla tarihi “10 numara” rolünü feda edip bunu daha güvenli ve dengeli takımlar kurma fikriyle sebeplendiriyorlardı. Bu tip tercihler (aynı zamanda spekülatif ve kasa dayalı bir futbolu getirdi) anlaşılması zor şekilde yetenekli oyuncu azlığından çok teorik nedenlere dayandırılmıştı. Son yıllarda ise tam tersi istikamette bir ateş yanmaya başladı: Bugün birçok takım bir Trequartista etrafına inşa edilmiş durumda (Örneğin Brescia ve Juventus).
Bu rol evrimsel bir süreç geçirdi: Zidane, Rivado, Rui Costa ve diğerleri (adını koymak gerekirse, bu ‘yeni rolün’ en iyileri) geçmişteki meslektaşlarına göre çok farklılar. Tartışmasız teknik becerilere sahip olmalarının yanı sıra fiziksel anlamda da diğer futbolculardan farklı değiller, bu da onların topun geri kazanılma aşamasına daha aktif bir biçimde katılmasını sağlıyor.
“Yeni Trequartistaların” farklı fiziksel yapıları onlara yokluklarında oluşan boşlukları telafi etme şansı veriyor. En yartıcı oyuncular bile artık “tekniğin” iyi düzeyde fizik ve karakterle desteklenmediğinde belli bir seviyeye yükselmeye yetmediği, daha atletik bir futbol düzenine ayak uydurmak durumundalar.
Tüm bu sebeplerden Trequartistaların “fark yaratması” geçmiş yıllara göre her zaman daha zor olacak. Bu özellikle orta ve alt sıra takımlarının Trequartistalardan fedakarlık etme kararını açıklıyor. Fakat hemen her dizilişte kişisel özellikleriyle en önemli oyuncular olarak kalmayı da sürdürüyorlar. Bugün bir takımın modern “10 numara” kullanması eskiye göre daha kolay.
4. Trequartista Hangi Formasyonlara Uygundur?
Bir Trequartista’nın varlığı belli bir formasyona bağlı olmak zorunda değildir çünkü sıklıkla maç (veya sezon) içinde değişebilen taktikle Trequartista’nın farklı yüzleri de ortaya çıkabilmektedir. Genellikle birçok İtalyan takımı bir “ofansif orta saha” kullanarak 3-4-1-2 düzeniyle sahaya çıkmakta. (Örneğin Bologna, Parma, Inter veya Vicenza)
Juventus veya Fiorentina gibi diğer takımlar atak aşamasında çok iyi dış bekler gerektiren 4-3-1-2 düzeniyle oynarken top kazanma aşamasında dinamik ve pozisyon alma yetisi kuvvetli üç orta saha kullanıyor. Bazı takımlar ise klasik 4-4-2 ile oynuyorlar. Bunlarda ileriye doğru kırılan ve ofansif varyasyonları destekleyen bir oyuncu var (Lazio’daki Juan Veron). Bunların dışında Trequartista tek forvetli formasyonlarda da yer alabilirler (Örneğin Fiorentina, Lazio veya Brescia).
Karakteristik özelliklerinin ve sistem oyununun gerekliliklerinin dışında Trequartista, ne zaman markajcısından kurtulacağını bilen, ikinci olarak topun, takım arkadaşlarının ve rakibin nerede olduğunun ve nerede olacağının farkında olan bir sanatçıdır. Kısacası 360 derece bakış açısı olan ve topla yeni bir şey yaratabilen oyuncudur.
5. Trequartista Sahada Ne Yapar?
Daha önce de söylediğim gibi ele alınacak bir Trequartista grubunda farklı karakteristik özelliklere sahip birçok oyuncu bulunur. Genel çıkarımlar yaparken bunları da dikkate almak gerekir.
a) Ofansif Aşama
Genel olarak bir Trequartista’nın en üst düzey teknik beceriye ve fundamental özelliklere sahip olması gerektiğine inanıyorum, bu da sıkı bir şekilde taktiksel zekayla bağlantılıdır. Onlar güvenilir oyunculardır, birçok ‘numara’ yapabilirler ancak bunların da ötesinde Trequartistaların ortak özelliği rakibin defansif şemalarını beklenmedik hamlelerle bozabilmesidir.
Daha önce de gördüğümüz üzere Trequartistaları kendini orta saha ile hücumcular arasında ve merkezde konumlandıran, kısa ve orta mesafeli paslar atabilmek için boşluklar ve açıklıklar arayan oyunculardır. Özellikle orta sahadaki takım arkadaşlarıyla top alışverişi yaparken dar alanda markajcısından kurtulma hedefinde olmalıdır.
Aslında takım arkadaşlarının Trequartistaya topu iletmesinin zor olduğu anlar aynı zamanda Trequartistanın topu alması halinde rakip takım için de zor anlardır. Trequartista topu rakip kaleye sırtı dönük bir şekilde aldığında dahi durumu ve oyunu okumuş ve kafasında oynamıştır. Nerede duracağını ve ne hareketle ne yapabileceğini anlar .Bu da o anki durumun kokusunu alıp hızlıca hareketleri okuyarak hücumculara en uygun haldeki pozisyonu üretmeyi sağlar.
Trequartistalar takım arkadaşlarına rahatça gol şansı yaratma göreviyle asist kaleminde başrolde olmak durumundadır. Bu da takımın toplam asistleri ve oyuncunun yaptığı asist sayısını, oranlanarak bir Trequartistanın performansı ölçme açısından iki yararlı veri haline getiriyor.
Bir Trequartistanın asistlere katkısı takımın toplam asistinin yüzde 25’ine denk gelmelidir. Brescia’da asistlerin %33.7’sini yapan Roberto Baggio ve yine Brescia’da –oynadığı süreye oranlandığında- %32,2’sini sağlayan Andrea Pirlo’yu takım arkadaşlarının çok üstünde bir teknik kapasiteye sahip oldukları için dışarıda bırakırsak bu alanda en verimli ve etkili isimler Rui Costa ve Zinedine Zidane.
b) Defansif Aşama
Trequartistaların en iyi pozisyonu üretmek için sürekli arayan ancak işlerinin büyük bölümü ofansif aşamada olmasına karşın defansif aşamaya da aynı şekilde katılan oyuncular olduğunu biliyoruz.
Trequartistalar maç başına ortalama 10-11 arası top kazanmalı veya toplam top kazanımına oranlanırsa kazanılan toplam topun %6’sını sağlamalıdır. Top kazanmada en etkili oyuncu %7.9 ile Lazio’dan Juan Veron ve %7.6 ile Bologna’dan Thomas Locatelli olurken, bu alanda en az efektif olan isimler %4.9 ile Zinedine Zidane ve %4 ile Roberto Baggio olmuştur.
6. Sonuç
Şunu anladım ki bir takım organize ve dengeli bir oyun stiline sahip olmalıdır ancak şu özellikleri taşıyan, özel futbolculara her zaman ihtiyaç olacaktır:
·         Birçok maçta fark yaratabilmek.
·         Sahada işler iyi gitmiyorken sorumluluk alabilmek.
·         Teknik olarak daha az becerili takım arkadaşlarına yardımcı olabilmek.
·         Teknik direktöre takım iyi oynamıyorken (sezon içinde bunlar olabilir) yardımcı olabilmek.
·         Halkı ve insanları eğlendirecek, bazen sıradışı teknik harketler yaparak aynı zamanda teknik direktörü kızdırabilmek.
***

Not: Steve Amoia'nın İngilizce metnine de göz atmak isterseniz şuradan ve şuradan...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

0 yorum: