Oldukça zorlu bir dönemin ardından Fatih
Terim yönetiminde iki sezon üst üste şampiyon olan Galatasaray, yüzünü tekrar
Avrupa'ya çevirse de bu amacı uğruna vazgeçemeyeceği bir unvan var:
Şampiyonluk...
Geçmiş ve geride kalanlar çabuk unutuluyor olabilir ancak kat edilen
mesafeyi görmek adına arkaya dönüp bir bakmakta her daim fayda var. Son
haftalara sıkışmış birkaç prestij galibiyetiyle kendini anca sekizinciliğe
atabilmiş, kimlik bunalımı yaşayan bir enkazdan çifte şampiyonluk ve
Şampiyonlar Ligi çeyrek finalistliğine… Özellikle ilk sene bir Galatasaray
politikacısı edasıyla hem saha içini hem de kısır yönetim çekişmelerini
hakkıyla yöneten Fatih Terim, artık saha içindeki gücünü herkese ispatlamış durumda
ve Euro 2008 döneminde sıkça kullandığı tabiriyle “kendilerini hatırlatmayı” bu
kez uluslararası alana, Şampiyonlar Ligi’ne taşıma amacında. 6 sene aranın
ardından ilk kez çıkılan Şampiyonlar Ligi sahnesinde göz alıcı bir başlangıç
yapıldı ancak esas amaç kalıcı olmak ve bunun yolu da doğrudan lig
şampiyonluğuna ambargo koymaktan geçiyor. Camianın arzusu da artık yeni bir
hegemonyanın tahtalarına son çivileri çakmak ve yeniden Avrupa’ya yelken açmak…
Bu uğurda 3.Fatih Terim döneminin 3.şampiyonluğu olmazsa olmaz.
Teknik adam: Fatih Terim
Teknik direktör Fatih Terim, belki geçen yıl bazı maçlarda geçmişindeki
sinirli kimliğinden izler taşıyan bazı çıkışlar yapsa da yeni dönemde artık
onun çok daha olgun ve bilge bir tavırla işe koyulduğunu söylemek mümkün.
Taktiksel olarak da çok daha esnek bir görüntü çizen Terim, yönetimin kendi
tercihlerinden ziyade daha popüler ve göz alıcı oyuncu transferlerine
yönelmesine karşın parmak ısırtacak bir saha içi yönetimi göstererek geçen
sezonun ortasında yepyeni bir taktiksel yapı kurarak şampiyonluğun gelmesini
sağlamıştı. Fatih hoca için bu sezonki hedef 4-3-1-2 olarak özetleyebileceğimiz
diziliş ve kullanılan oyunculardan kaynaklı eksiklikleri en aza indirmek ve
birden fazla kulvarda zorlu hedeflerde sapmaya uğramadan yürümek. Bunu
yapabilecek birikim, tecrübe ve beceriye sahip olduğunu söylemeye gerek bile
yok.
Transferler
Galatasaray’da transferin kısa bir özetini geçecek olsak 6+0+4=0 formülüyle
bunu yapabiliriz gibi… Özellikle kanat bölgesinde kullanılabilecek üst düzey
bir yıldız arzulayan yönetim yeni kuralın kulüplerin yoğun isteğe karşın
değişmemesi üzerine bu stratejiden geri adım attığını gördük. Ocak ayındaki
gelişi Drogba transferi ihtimalinin ortaya çıkışıyla birlikte bu yaza ertelenen
Chedjou’nun Semih Kaya’nın yeni partneri olması bekleniyor fakat hazırlık
döneminde oynadığı maçlar ücretiyle birlikte üstüne yapıştırılan ‘kesin çözüm’
etiketini epey sorgulattı.
Eğer iki senedir kiralık olarak takımda forma giyen Felipe Melo’nun
bonservisiyle kadroya katılışını saymazsak ilk 11’e yönelik başka bir takviye
yapılmazken, kulübeye kiradan dönen Ceyhun Gülselam, Sivasspor’un tecrübeli
ismi Erman Kılıç gibi ekler yapıldı. Hakan Balta, Gökhan Zan, Engin Baytar gibi
isimlerle de sözleşme yenileyen Galatasaray’da transferin şişman kadını henüz
sahneye çıkmamış gibi. Fatih Terim’in Arda Turan deklarasyonu ve Sporting’in
genç yıldız adayı Bruma ilgisini doğrulaması önümüzdeki günleri gelişmelere
açık bırakıyor. Bu ihtimallerin biri bile Galatasaray’ın geleceğini ve bu seneki
transfer notunu fazlasıyla değiştirebilir.
Kilit Transfer: Aurelien Chedjou
Lille’den gelen Aurelien Chedjou, Tomas Ujfalusi’nin yaklaşık bir yıl önce
geçirdiği sakatlığın ardından oluşan boşluğu doldurması planlanan oyuncu. Son
dönem performansına bakılırsa hakkaniyetli sayılabilecek, 6.3 milyon
avroluk bir bonservis bedeli karşılığında Galatasaraylı olan Kamerun milli
stoper sezon önü performansıyla beklentileri karşılamakta güçlük çektiyse de
bunu telafi edecek zamana ve fırsata sahip. Öte yandan transferin önümüzdeki
günlerde alacağı yön, Chedjou’yu bu transfer döneminin başrolünden figüranına
da dönüştürebilme potansiyeli taşıyor.
Çıkış Yapabilecek Oyuncu: Wesley Sneijder
Çıkış yapabilecek oyuncu kategorisinde bu düzeyde bi r süperstarı anmak
garip olabilir fakat Galatasaray’ın büyük ölçüde oturmuş kadro yapısı
içerisinde geçen sezon performansının üzerine en fazla çıkabilecek oyuncuların
başında Wesley Sneijder geliyor. İyi bir kamp dönemi geçirdiği hazırlık
maçlarında ortaya koyduğu performanslardan da büyük ölçüde anlaşılıyor.
Inter’deki son iki sezonunda sekteye uğradığı maç istikrarına tekrar kavuşan ve
kendisini oyununa tam anlamıyla veren bir Sneijder’ın yakalayacağı çıkış sadece
Türkiye’de değil, başta Hollanda olmak üzere tüm Avrupa’da ses getirebilir.
Takımın Artıları
Takımın ‘kazanan’ kimyası artık oturmuş durumda ve rakip kim olura olsun
zorlu maçlarda ortaya konan başarılı performanslar Galatasaray’ın belki de en
büyük artısı. Takımda gereken anda öne çıkmayı ve zafer yoluna girmeyi bilen
bir oyuncu topluluğu var ve bu üçüncü sezonla birlikte artık bir alışkanlık
haline dönüşmeye de çok yakın. Bireysel kalite ve takım oyunu açısından kat
edilecek mesafe bir yana, uluslararası alandaki performansları da kapsayan bu
kimlik Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray’ın en büyük kazanımı.
Galatasaray takımında Selçuk İnan’ın yeri belki herkesten farklı olabilir
ancak sezon içindeki inişli çıkışlı performansları takımı doğrudan etkileyen en
kilit isim Felipe Melo. Kadrodaki konumuyla da vazgeçilmezliği pekişen, biraz
savsakladığında Galatasaray orta sahasının etkinliğini düşüren Brezilyalı,
bonservisinin Galatasaray’da olduğu ilk sezonunda bu kez ‘kalıp kalmama stresi’
olmadan motivasyonu diri tutmayı başarabilecek mi, sarı-kırmızılıları bekleyen
en önemli soru işareti bu. Geçen sezona göre daha iyi bir hazırlık dönemi
geçiren 30 yaşındaki Melo, merak edilen performansıyla Galatasaray futbol
takımının anahtarını da boynunda taşıyor.
Takımın Eksileri
Takımın en büyük eksiği şimdilik 6+0+4 kuralına anlamsız bir şekilde
hazırlıksız yakalanılması ve bu sebeple rotasyon elemanı olarak değerlendirilen
Nordin Amrabat, Dany Neunkeu gibi oyuncuları kulübede tutma olanağını
yitirmesi. Kulübede yaşanan bu zayıflama, sol bek, orta saha gibi performansı
kırılganlık yaşayabilecek mevkiler için de sorun teşkil edebilir. Şampiyonlar
Ligi’nde kağıt üstünde böyle bir sorun yok gözüküyor ancak bu rotasyon
oyuncularının nasıl formda kalacağı, nasıl kupa 1’e hazır olacağı başta Fatih
Terim olmak üzere Galatasaraylıların endişe taşıdığı bir konu. Geçen sezonun
üstüne koyarak devam etme yolunda bu yapılanma hatası sarı-kırmızılıları
sekteye uğratabilir gibi görünüyor. Elbette yerli kontenjanını kökten
rahatlatacak radikal bir çözüm bulunmazsa!
0 yorum:
Yorum Gönder