Beşiktaş 2-4 Fenerbahçe || İşte STSL Bu!

Üzerime ne kadar vazife bilemem de ben her iki takıma da teşekkür ederim, bizlere harika bir maç izlettiler öncelikle. Fenerbahçe'nin oyuna müthiş girişi, gol sonrası o ana kadar maçın yıldızı olan Dia'nın direkten dönen pozisyonunun ardından gidişatın da değişmesi. Ekrem Dağ'ın golü. Beşiktaş maçı kopardı, koparacak derken Almeida'nın kaçırdığı birebirin ardından gelen kırmızı kart+penaltı. Alex'in bizlere ne kadar iyi bir forvet ve golcü olduğunu tekrar hatırlatıp işi bitirmesi. Baştan aşağıya harika bir hikayeydi, bu kesin.

Öncelikle Schuster ve Beşiktaş... Bobo'nun Portekiz tayfası, Sivok'un uzun stoper ihtiyacı sebebiyle Almeida ile Ferrari tarafından kadro dışına itilmesi çok tartışıldı ki bu iki kararın maç içinde de karşılık bulması biraz da Alman hocanın tercihlerini işaret ediyor bizlere. Özellikle ilk 25 dakikalık Fenerbahçe dominasyonu bir derbi deplasmanında görülmesi pek kolay olmayacak düzeydeydi. Bunda en önemli pay sahibi isim Dia'ydı ki defalarca çok beğendiğim bir adam olduğunu dile getirdim. Ekrem Dağ'ı da hallaç pamuğu gibi attı ki tarihe geçecek güzellikteki enfes şuta rağmen Ekrem bu akşam epey zayıf kaldı. Hoş, Erhan Güven'in olduğu yerde hâlâ Abdurrahman Çelebi olabilir, her maçta karşısında da Dia olacak değil.

Fenerbahçe'nin ilk bölümde çılgın atması ise iyi bir dönem ya da safi Dia resitalinden ziyade bir geleneğe işaret ediyor. Zico döneminden bu yana Fenerbahçe'nin yakaladığı derbi verilerine geçen ay içinde blogda yer vermiştim. Açık alanda oynama özgürlüğü olan bir Fenerbahçe rakiplerini parçalıyor ki Dia-Niang ikilisiyle eşleşen Ekrem-Toraman ikilisinin yetersizliği özellikle ilk bölümde çok sırıttı ve Kocaman'ın öğrencileri buradan iyi ekmek yedi. Lakin bu parlak performansı Guti'nin enfes bir asisti ve biraz da şansın yardımıyla iyi yere giden bir Simao serbest vuruşuna teslim ediyorlardı. İmdatlarına yetişen ise Beşiktaş'ın bir başka yabancısı Matteo Ferrari oldu.

Ferrari ile Lugano arasında yaşanan çekişme maçın başından beri sürüyordu aslında ancak işi bilen ve daha soğukkanlı olan Lugano, darbeyi aldı ve takımına maçı getirdi. Burada ona suç yükleyip futbolun temizliği üstüne de bir nutuk çekebiliriz lakin amatör kümelerden profesyonel futbola her yerde olan çekişmeler bunlar. İtalya'dan gelmiş bir savunmacının bu kadar çapsız bir işe imza atması inanılır gibi değil. Futbolda alınabilecek en ağır cezayı tek harekette almayı başardı. Top Beşiktaş'tayken penaltı ve kırmızı kart nedir yahu?

Necip'in golüne zemin hazırlayan ortanın da sahibi olan Alex ise penaltıyla beraber tekrar sahne alıp maçı götüren adam oldu. Bu adamın son vuruşları, topla münasebeti dünya çapında belki ama Türkiye Ligi'nde bu kadar fark yaratmasının en büyük sebebi topsuz oyunu ve rakip savunmayı okuyabilme becerisi. Attığı kafa golünde savunma arasına sızması dahi yeterlidir bunu söyleyebilmek için. Kral adam. Ligdeki gol sayısını şimdiden 16'ya dayandığını hatırlatayım ki hem bireysel olarak bence en iyi sezonunu geçiriyor, hem de maç fazlasıyla dahi olsa takımının liderliğe yükselmesini sağlayan isim oldu. Galatasaray ile Beşiktaş'a benzer bir kuyudan yukarı tırmandılar ve şampiyonluğa yürüyorlar artık. Bunun aslında İstanbul takımları adına önemli bir adım olduğuna ise farkı bir yazıda değinelim. Şimdilik bize kalan güzel bir maç izlemenin tatmini...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

1 yorum:

anfieldyolu dedi ki...

Türkiye'de bir türlü kabul edilmeyen,daha dogrusu derbi atesinin verdigi heyecanla ya da mactan sonra icte kalmislikla atlanılan konu Fenerbahce'nin derbi psikolojisini Galatasaray ve Besiktas'tan cok cok daha iyi kaldirmasi ve bunu bir silah haline getirmesi.Evet Ferrari atilmasaydi durum farkli olurdu vs. ama dikkat edilirse Fenerbahce derbilerin buyuk bir kismini kazaniyor ve bu maclarda buna benzer kirim noktalari her zaman oluyor.Nasil derbi maclarin sonucu kestirelemezse,bir taraf formda bir taraf formsuz olsa da formsuz takıma bu maci kaybeder diyemiyorsak,derbilerde Fenerbahce'nin rakibinden psikolojik olarak bir adim onde oldugu,takim halinde maci kaldirabildikleri,kaldiramayan rakibin uzerinde bu ustunlugu kullanacak hareketleri maca yansittiklari gercegini kabullenmemiz ve bu durum degisene kadar da bunlarin mazaret degil zaten olagan faktorler icin de oldugunu unutmamamiz lazim.İnsanın ici gidiyor,pisi pisine gitti adamlar ne oynadı ki diyoruz ama bu bir rastlantıdan cok otede,derbilerdeki Alex performansı kadar gercek ve kabullenilmesi gereken bir durum.

Dunun benim acimdan en guzel olayi derbide hat-trick yapilmasaydi.Derbi hat-trick'leri az gorulen bir olaydir ve kendi adima ne kadar gorursem o kadar mutlu olurum.Atkinson'un Galatasaray'a,Campell'ın Galatasaray'a,Illie'nin Besiktas'a(TSYD 6-0'lık maç),Baros'un Besiktas'a ve dunku Alex'in hatrickleri benim sahit olduklarim ve hatirladiklarim(92-93 yillarindan itibaren hatirlayan biri olarak).Hatirlamadiklarim varsa eklerseniz sevinirim,animsamis oluruz.