Galatasaray 4-2 Eskişehirspor || Arena

Sivasspor maçında statta olamamış birisi olarak TT Arena havasını ilk kez (gerçek anlamda) soludum ve yeni statın Galatasaray'a bir hareket alanı kazandırdığı açık ve net olarak görülüyor. İyi bir zemin ve sahadaki oyunu takip eden ve müdahil olmak isteyen taraftarlar burayı gerçekten bir arena haline getirme yolunda ilerliyorlar. Bu açıdan stadyumun maddiden de öte manevi de bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Ali Sami Yen'in hatırası başımızın üzerine ama burada yeni hatıralar oluşturmak için 'zemin müsait'.

Öte yandan Bursaspor maçına bence fazla defansif ve iyimser bir planla çıkıp Kazım'ı en öne atan Hagi, iç saha özgüveni ve Kewell'ın dönüşüyle çok daha başarılı bir hücum hattı inşa etmiş. Stancu, Kewell ve Kazım. Yüzü dönük top taşıyabilen, uzun boylu ve sinirlerine hakim bir Kazım'ın epey iş göreceği şimdiden belli gibi. Aydın'dan medet umarken, Kazım'ı almanın bir terfi olduğu açıkça görülüyor. Transferin yapılış şeklindeki yanlışlık bir yana, adam futbol oynamaya gelmiş gibi.

Sabri Sarıoğlu'nun hakeme isyanı...
Esas farklılık yaratan isim ise Bogdan Stancu olacak. Mersin İdman Yurdu saçmalıklarını bir kenara koyup adamın oynadığı topa bakıyorum da Stancu hakikaten futbolcu! Adam topa vurmasını biliyor, şut çıkarıyor ve oyun bilgisinin hiç de yabana atılır olmadığını ispatlayacak birçok hareketi maç boyu bize izletiyor. Bonservis hanesinde yazan o sayıyı amorti edeceğini şimdiden gösterdi bence. Uyruğunda Rumen yazması sebebiyle çakalların iştahını kabartmış bir futbolcunun saçma ve yer yer kasıtlı önyargıları parçalamak için harika bir başlangıç. Özgür kızı kovalayan abiye nasihat eden amca gibi, "Devam et, devaam" diyebiliriz ancak.

Eskişehir'in yaptığı en temel hatanın Galatasaray'a yüzünü döndürmesi ve net paslarla kale yakınlarına indirmesi diye düşünüyorum. Bu takımın 10. olma sebebi kolay bozulabilmesi. Yoksa müsade ederseniz pozisyon üretecek ayaklar var ileride. Kazım ve Stancu'nun hakkını verdik ama Culio'nun müthiş futbolu da gözden kaçmamalı. Orta sahadaki verimli ve net oyununun yanı sıra şutları ve etkili duran toplarıyla tribünlerin sevgilisi olmaya aday. En azından öyle olması gerekir! Araştırmalarım da boşuna "Romanya'da bölgesinin en iyisi" demiyorlarmış adama. Hakikaten sağlam adam.

Es-Es diyorduk. Pele'ye fazla yaslandılar gibi hücumda. Bir kişi üzerinden pozisyon üretmek zor iş, üstelik Galatasaray'ın takım savunmasındaki zaaflardan da top kapmadaki yetersizlikleri sebebiyle pek de faydalanamadılar. Ters topla bir gol bulup Ümit Karan da bir sihir yaratınca hanelerine iki gol yazıldı ama Galatasaray'ı tehdit etmekten uzak kaldılar. Tabii geride oynuyor olmalarının bunda payı büyüktü ama aşama kaydetmeleri gerektiği kesin. Şimdilik ilk 7 takımı olmadıklarını gösterdiler.

Maçtan Notlar
*Skorbord: Açılış maçında skorbordda "Ali Sami Yen Spor Kompleksi" yazıyordu. Stadın isim hakkını (forma sponsorluğuyla birlikte) yıllık 10 milyon avroya satmışken, bunun bir şark kurnazlığı olduğu izlenimi vardı bence. Böyle bir hassasiyet varsa en başından böyle bir anlaşmaya gitmemek gerekir. Türk Telekom'un da enayi yerine konmaya niyeti olmadığı tabeladan görülüyor. En azından bence de doğrusu bu. İsmin satılmamasına herkes razı olurdu ama satıldıktan sonra arka kapıdan dolaşmak hoş değil, bence...

*Mustafa Sarp: Oyuna girdiğinde 3-0'dı ama tribünlerden ıslıklar yükseliyordu. Boşa olmasa gerek. İlk senesinde takdir edilesi performansları olmuştu ama özgüveni oyunuyla ters yönde ilerlemeye devam ediyor. Kendisini bu takımın vazgeçilmezi, abisi, büyüğü görmeye devam ederse oyuna daha çok kenardan girer ve ıslığı yer. Hoş, takımda barınamaz diyemiyorum. O adaleti ortaya koyacak bir güç yok Galatasaray'da uzun süredir.

*Ümit Karan: Adam enfes bir frikik golü attı. Yanımdaki arkadaş Ümit Karan attııı! diye sevindiği için onu sakinleştirmeye çalışırken eski günlere de gitmedi değil aklım. Topa vurmasını bilirdi vesselam. Yine de frikik golü aklıma gelmedi yahu, bizde atmışlığı var mı?

*Otobüs: Metro önündeki kuyruk fizana ulaşırken biz maçtan çıktıktan 4-5 dakika sonra otobüsle Mecidiyeköy yönüne hareket ettik. Çabuk kalkıyor ve bedava, kulübün hizmeti. Metro eziyetinden kurtulmak için de birebir. Bir dahaki sefere aklınızda olsun.

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

11 yorum:

Spooky dedi ki...

Ümit topun başına geldiğinde hayatında frikik golü mü attın diye konuştum bir de boş boş. Sonra düşününce Galatasaray'da oynarken sanki bir golü varmış gibi geldi ama sordum başkalarına kimse hatırlamıyor. Yok sanki.

Ben Neill-Cana değişimine olumlu bakıyordum. Antep'te pek tutmadı ama arkasında fikir doğruydu ki dün tuttu bu hamle.

Bununla ilgili olarak savunmadan çıkarken daha çok Neill'e gelmeli top diyebilirim.

Bir de şuna bakmak lazım, neden antep'te işlemedi de Eskişehirspor'a karşı tuttu bu hamle. Rakip ortasahaların da etkisi var. Haftaya aynı şekilde çıkarsak neler olacağını görmek lazım.

Sabri yerine(iyi oynadı hakkını verelim) Culio'nun sağ ayaklısını bulabilsek çok daha etkili oluruz.

İleri üçlü için altı kişilik bir rotasyon var. Ama Stancu'nun geriye gelişi, oyun bilgisi, sol tarafta yaptıkları Arda'nın yapabileceği işler değil. Keza Kewell'ın sırtı dönük hedef adam rolü de Baros'luk değil. Hagi'nin aklında bu iki pozisyonun rollerini değiştirmek yoksa Arda ve Baros'un dönüşleri hücumu bozabilir.

Umut dedi ki...

Yok kaptan. Ümit'in bizde frikik golü yok . Ben de hatırlayamadım.
Süpriz yaptı bize. Canı sağolsun :)

ayarsız dedi ki...

Öncelikle tebrik ederim. Cidden güzel oynayarak ve hak ederek kazandınız. Ümit Karan'ın istisnai golü dışında yüzümde zerre tebessüm oluşturmadı maalesef bu maç. Ancak ben bambaşka bir detay hakkında soru sormak istiyorum size. Belki sen bilirsin Uğur...

Maç öncesinde sizin taraftarlarınızla karşılaşmamamız için ve metronun alternatifi de olmadığı için İstanbul'da yaşayan Eskişehirspor Taraftarları'na Eminönü'nde kalkan, tabir-i caizse zorunlu değil, mecburi otobüsler organize edildi. Başka yöntemlerle stada ulaşmaya çalışan Eseslilere izin verilmeyeceği söylendi.

Otobüslerin gidiş dönüş 3TL ücretliği olduğu duyurulmuştu önceden, fakat otobüslere geldiğimizde 7TL toplandı. İster istemez sıkıntılı durumlara neden oldu.

Şimdi, soruma gelirsek... Size tahsis edilen bu otobüslerin finansörü Galatasaray SK mı yoksa İstanbul Büyükşehir Belediyesi mi? Bunu art niyetle değil, çözüme ulaşmak için soruyorum sakın yanlış anlaşılmasın... Eğer belediyeyse, bir ayrımcılık; değilse bizim yönetimin vurdumduymazlığı olarak yorumlayacağım zira.

kafsinkaf dedi ki...

Bayağı ara vermiştin galiba bloga :) Uzun süre sonra güzel analiz yazısı :)

pclion dedi ki...

Kazandık ya, Karan'ın golü sorun değil. Can yakmadığı sürece hoş bir anı olur zaten bu tip şeyler. :)

Ayarsız, finansörü kulüptü hocam. Belediyenin yaptığı net olarak ayıp. Yalnız rakip takım taraftarlarının otobüsle getirilmesi sanırım hiç Galatasaraylılarla karşılaşmamasını sağlamak. Toplum olarak o medeniyete sahip olmadığımız için metro pek uygun değil deplasman taraftarları açısından...

ayarsız dedi ki...

Evet bize de önceden duyurulan gerekçe buydu, ancak komik bir şekilde otobüslerden indirildiğimiz nokta Galatasaraylıların serbest dolaşım bölgelerinden biriydi. Neyse ki, her iki taraf da duyarlı davrandı ve sıkıntısız atlatıldı bu durum.

Teşekkürler hızlı cevap için, eyvallah :)

Dolohov dedi ki...

Gençlerbirliğinde oynarken bi frikik gölü hatırlıyo gibiyim ama pek net değil :) Yağmurlu bir havaydı sanırım :)

anfieldyolu dedi ki...

Bu macta beni en mutlu eden ikinci yarının ilk 20 dakikasında takımın oynadıgı futbol oldu.Evet aman aman bir futbol oynanmadı,net pozisyonlar da bulunmadı bu donemde ama bu sene ilk kez takım top oynarken kendi oynadıgı futboldan zevk aldıgını hissetti ve bizlere oyle hissettirdi.
Dedigin gibi bir Arena olma yolunda adımlar var,orta sahadaki basit bir faulden sonra bile tribun ciddi bir tepki ortaya koyuyor,rakip 3-4 pası gectigi anda ıslıklarla baskı kurulmaya calisiyor,gormek istedigimiz hareketler bunlar.
Deplasman tribunun konumu beni dusunduren bir konu.Sivas macinda rakip taraftarın alt kısmında kalan seyircilerin zorluk cekebilecegini gormustuk ve sanırım bu sebeple Eskisehir macinda bu kısma seyirci alınmadı.Kale arkası,stadların en onemli kısmıdır bence ve kale arkası caprazın bos kalması acıkcası pek tercih edilmemeli.Cozum nasıl olur bilmiyorum,belki rakip takıma ayrılan ust kısmın eninden biraz azaltılıp,bu kısım alt kısma kaydırılabilir,boylece alt ve ust ince bir serit halinde deplasman olur.Acikcasi bu konu kafamı kurcaliyor,senin ve arkadaslarin bu konu hakkindaki yorumlarınızı merak ediyorum.
Stad mactan 1 dakika once bosken tamamen dolabilecek kapasitede olsa da(Arena boyle demiyorum oyle bir stad olsa da) 2 saat once stada girmeyince rahat edemeyen biri olarak,Turk Telekomun yaklasik 1 saat boyunca(17.00-18.00) aynı sarkiyi ard arda,1 dakikalık bile bosluk bırakmadan calması insanın sinirlerini bozuyor.Insan en sevdigi sarkıyı bile 1 saat aralıksız dinlese bıkıyor.
Son olarak,altyapıdaki forvet oyuncuları maca hocalarıyla getirilip,onlara bir forvet oyuncusu nasıl oynamalı konusunda Kewell'ın izlettirilmesi gerekiyor bence.Gidip Drogba'yı,Anelka'yı,Torres'i izlemekten daha faydalı olur bence.Bunun sebebi de dunyanın onde gelen forvetlerinin kendilerine ait ustun yetenekleri bulunmakta,hız,gucluluk,vs.Ancak fizigi ve hızı ortalama olan,kendi mevkisi santrafor olmayan bir adamın bu isi nasıl yapabildigini gormeleri gerekiyor.Topsuz alanda nasıl hareket edecegini,ne zaman defansı ustune cekip ne zaman bos alana kacacagini,futbolda oyun zekasının ve pozisyon bilgisinin de en az yetenek ve fizik kadar onemli oldugunu canlı canlı idrak etmeleri muhim bence.

Not:Ugur gecen isim sormustun,Mehmet benim isim.Umarım tanısma firsatimiz olur,memnun olurum.

aks111 dedi ki...

stancu futbolu biliyor diyosun yani :).bencede enteresan bi oyuncu stancu :)).

.:mfÇetin:. dedi ki...

Stadın zemini konusuna pek değinen kimse yok sanırım. Bence yeni açılmış bir stad için bu zemin çok kötü. İkinci bir Kadir Has vak'ası olmaz umarım. Ayrıca iki maçtır (Sivas ve Eskişehir) kaç tane futbolcunun kayıp da düştüğünü ben sayamadım. Bu da ilginç bir konu

Mehmet ULUCAKLI dedi ki...

Bu maçın bir uzantısı olarak yine bir yönetimsel sorun yaşıyoruz küçük taraftarımız Batuhan'ın kafası deplasman tribününden gelen şişe ile yaralanıyor ve çocuk ölümden dönüyor.Böyle bir şeyin olabileceğini ön göremeyen bir yönetim.Ben burasında da değilim çünkü bu bizim milletimize özgü bir durum böyle şeyler kan çıkmadan görülmüyor önlem alınmıyor bazen kan bile işe yaramıyor bu sadece bizim yönetime ilişkin bir durum değil asıl durum bu çocuk o stadyumda o futbolcuları izlemek için onlarla aynı havayı solumak için geliyor.Tribün duyarsızlığı HAYVANLIĞI ve yönetimsel öngörüsüzlük yüzünden canından oluyordu sonuç Allahtan Batuhan kurtuldu...Böyle bir trajediden hem küçük bir can hemde yeterince polimik konusu olan stad şimdilik kurtulmuş oldu.
Ama en az bu olanlar kadar benim canımı sıkan bir başka konu bu takımın kaptanları denilen şahıslardan hiçbiri henüz gidip bu çocuğa geçmiş olsun demedi bana kalsa bütün takım orda olamalı ama bu fanztezi olur ama kaptan denen şahıslar hala bir taraflarını kaldırıp bu çocuga bir geçmiş olsun demiyorsa (ki biri 3 hafta cezalı biri sakat düz koşudan başka birşey yapmıyor) kimse bu sahsiyetlerin kaptanlığın üstesinden geldiklerini anlatmasın.
Yarın bu çocuk taburcu oluyor eğer yarın bu çocuğu görmezlerse bir kez daha kaptanlığı liderliği başaramadıklarını gözümüzün içine sokacaklar.Bunun dışında kamera görüntülerine ulaşılması sevindirici ama Galatasaray yönetimin en az kamera kadar kaptanlarını bu olaya kanalize edip
o hastaneye çıkarma yapması gerekirdi.
Umarım bir daha böyle trajik durumlar yaşanmaz hiçbir stadyumda ve umarım hak eden insanlar takar o pazubantları.....Çok Fantezi oldu...:(