Avrupa Fair Play Ligi & Türkiye

Belki dikkatinizi çekmiştir, bazı ülkelere fair play kontenjanı veriliyor UEFA Kupası için. Manchester City geçen sene Premier Lig'de ilk 7'ye girememesine rağmen UEFA Kupasında mücadele edebilmesi İngiltere'nin fair play kontenjanı sayesinde oldu. Bunu belirleyebilmek için UEFA bir sistem geliştirdi ve bu 1999 yılından beri uygulanıyor.

Bu sisteme göre ülkeler, temsilci takımlarının o sezonki maçlarında belli kriterlerine göre puanlanıyorlar. Bu kriterler 6 başlık altında inceleniyor.

  • Sarı ve Kırmızı Kartlar: Eğer hiçbir kart gösterilmemişse puan 10 oluyor. Her sarı kart için 1, her kırmızı kart için 3 puan düşülüyor puanlamada. Eğer oyuncu çift sarı karttan atılmışsa sadece 3 puan göz önünde bulunduruluyor ama önceden sarısı varsa ve direkt olarak kırmızı kart görmüşse sarı kart da puanlamaya yansıyor.
  • Pozitif Oyun: Takımlar oyunu bozma ya da oynama çabalarına göre 10la 1 arası bir puan alıyorlar.
  • Rakibe Saygı: Burda sakatlık sonrası topu tekrar rakibe verme gibi futbolun yazılı olmayan kuralları göz önünde tutuluyor. Takımlar 5le 1 arası bir puan alıyorlar.
  • Hakeme Saygı: Tanım açık zaten, burda da 5le 1 arası bir puan alıyor takımlar.
  • Takım Yetkililerinin Davranışları: 5le 1 arası puanlama geçerli.
  • Taraftarların Davranışları: 5le 1 arası puanlama geçerli.

Zaten kurallara şöyle bir baktığımızda bizim bu sıralamadan neden haberimiz olmadığı açıkça görülüyor zira bizim bu tip bir sıralamada bırakın üst sıraları, orta sıraları bile zorlamamız mümkün değil. Tabloda da açıkça gözüküyor zaten. Takımları 25 ve üstü sayıda maç yapmış 46 ülke arasında 42.sıradayız. Fazla söylenecek bir şey yok. Ondan sonra vay hakem bize şöyle sarı verdi, böyle kart verdi diye atıp tutarız Avrupa maçlarndan sonra. Sen adama yardımcı oluyor musun ki o sana müsamaha göstersin? Avrupada üst düzeyde mücadele eden en fair play dışı ülkeyiz açık ara, bunun geri dönüşü elbette iyi olmayacak.

Türkiye Futbol Federasyonu, sponsorlarının reklam filmlerinde fair play kelimesi geçmesinin yeterli olduğunu düşünüyor sanırım ama görünen köy kılavuz istemiyor. Federasyonla alakasız ne kadar iş varsa içinde olacaklarına biraz da kendi işleriyle ilgilensinler artık. Bir federasyonun görevi, yayın ihale düzenleyip 5 sene yatışa geçmek değildir, ülke futbolunun eksiklerini giderecek önlemleri almaktır. Fazla mı iyimser oldu acaba yazdıklarım, kulüpler arasında dengeyi bulmaya çalışan siyasi bir parti görünümündeki federasyondan ülke futboluyla ilgili bir şeyler talep etmek. Romantizmin dibine vurmuşuz vesselam.
Neyse, konuyu böyle depresif bir şekilde bitirmeyelim. Üstteki tablo fair play kontenjanından Avrupa kupalarına katılan takımların listesi. Manchester City de şaka maka iyi ekmeğini yemiş bu sistemin, bu ikinci katılışları. Büyük bir sürpriz olmazsa kupada 4.tura kalacaklar. Maçlarını Selçuk Dereli yönetiyormuş gerçi, ev sahibe takıma gider yapmayı seven bir hakemdir kendisi. Manchester City akıllı olsun!

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

0 yorum: