Gaziantepspor 0-1 Galatasaray

Bu tip maçlara alışmamız lazım sanıyorum Galatasaraylılar olarak, bundan sonra maç kazansak dahi son bölümü bizim için tam anlamıyla bir işkence olacak görünüşle. Savunma yapmayı kesinlikle bilmiyoruz ya da takım savunma yapmayı orta sahayı kalenin 20 metre önüne çekmek zannediyor, ikisinden biri. Gaziantepspor ilk 10 dakika haricinde fazlaca bulamadığı fırsatları Galatasaray'ın top kapma yetisinden yoksun bekleri ve ortaya gömülmüş defans oyuncuları sayesinde buldu ikinci yarının son bölümünde. Ahmet Arı'nın harika şutu sonrası topu önünde bulan Beto bu pozisyonu değerlendiremeyerek maçın skorunu belirlemiş oldu.

Defans hattı tam anlamıyla rezalet. Volkan Yaman hala Rizespor'a attığı frikik golünün kredisini kullanıyor, ne bitmez krediymiş allah aşkına! Böyle bir performansı Arda Turan sergilese Sami Yen'de 20 bin kişi ıslıklar ama Volkan mı efsunlu, yoksa ben mi yanlış maçları izliyorum acaba? Takımın sol kanadı tamamen bitikti maç boyunca. Sabri her zamanki Sabri, bugün ofansif anlamda gerçekten diriydi ama yerini kaybetmekten, boş alan bırakmaktan da geri kalmadı. Ne güzel ön alanda oynuyordu, Serkan Kurtuluş da aslında açık kökenli bir oyuncu olmasına rağmen o bölgeden pozisyon oluşumunu engelliyordu. En kolayıydı tabii bu adamı kesmek, bütün maçların sorumlusu 1990 doğumlu bu çocuktu. Yoksa Ümit Karan, Hasan Şaş, Volkan Yaman falan futbol resitali sunuyorlardı haftalar boyunca ama ah o Serkan yok mu o Serkan! Bir de Semih Kaya diye bir çocuk var, allah korusun bir gün bir dakika süre falan alır, neme lazım! Volkan Yaman oynasın yeter ki, Hakan Balta'nın yeri değişse de olur! Ümit Karan'a söyleyecek tek sözüm yok, işletmeci olarak umarım başarılıdır zira aklından zoru olmayan herhangi bir futbol yönetimi sahada hiçbir işe yaramayan, topa vurmaktan aciz, 26 haftayı 0 golle kapatmış bir oyuncuyu sahada tutmaz.
Bunların işin futbol yönü, kökünden çözüm bulunması gereken sorunlar. Bülent Korkmaz'ın bunu yapacak yetisi olmadığını, daha doğrusu bu sorunların önüne futbolcuların Galatasaraylılık etiketlerini koyduğu için şu dakikadan sonra bir beklenti içinde olmak yersiz. İte kaka da olsa Antep deplasmanından alınmış bir 3 puan var, Milan Baros var, Harry Kewell var. Bunlar oyun olarak ismine yakışmasa da Galatasaray'ın ihtiyacı olan puanlar ve bireysel performanslar. Rakiplerin de kazandığı bu haftada yine puan kaybetmek artık UEFA Kupasını bile tehlikeye sokacaktı, şimdi en azından Fenerbahçe'yle ayakta kalma maçına çıkma şansına sahip Galatasaray.

İki takımdan biri rakibini uçurumdan aşağı itecek ya da beraberce yuvarlanacaklar, kazanan ise belki de maç sonrası kalacak 7 haftalık periyod için yeterli motivasyona sahip olarak ayrılacak. Saha içinde ufak tefek parıltılar haricinde pek bir ümit yok ama Hagi'nin dediği gibi "Galatasaray'ın olduğu her yerde umut vardır." deyip içimizdeki futbol ateşini harlayacak bir başka derbiyi daha beklemeye koyulalım. Tam zamanında geldi bu derbi, tam zamanında...