Galatasaray'ın Godot'su

Bugün Ağustos'un 12'si doluyor ve Galatasaray'ın dört senedir ihtiyacı olan orta saha transferi hâlâ gerçekleşmiş değil. Düşünülenin aksine bence geçmiş senelere göre daha dengeli, iş görecek bir kadro varken doğru yapıya bir kaba, birkaç da ince ayarla ulaşabileceğine inanmama rağmen Galatasaray'ın problemi bence transferden takviyeden öte. Başka bir şey...

Ne kadar atıp tutarsak tutalım, ne kadar izlersek izleyelim, benim Galatasaray'ım 90'larda başlar. Derwall, Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali deyip saygı duruşunda bulunsak da benim kafamdaki Galatasaray'ı tanımlamam Manchester United maçlarına rast gelir. Galatasaray, kendinden güçlüyü yenendir benim için, karşıdaki takımın gücüne rağmen saha içinde farklı olmayı, kendi kimliğini ortaya koymayı bilen ve rakibine bunu kabul ettirendir. Yendiklerimiz çoksa yenildiklerimiz de çoktu. Çok da önemli değil orası. Önemli olan değişen oyunculara rağmen değişmeyen Galatasaray kimliğiydi.

Filmi ileriye sarıyorum, bugüne. Sahaya baktığımda yine Galatasaray olsa da o kimliğin törpülenmiş olduğunu görüyorum. Sükseli transferlerinden medet uman, onu da geçtim, takım olmayı başaramayan bir oyuncular topluluğu görüyorum. Galatasaray yönetimleri hiçbir zaman taraftarın beklentilerin yanından geçememişlerdir, buna alışkınız lakin en azından paramız yok diyor, transfer beceriksizliklerini ve fiyaskolarını buna bağlıyorduk. Televizyonda mikrofon uzatılan 5 yaşındaki çocuğun "Paramıza göre transfer yapmamız lazım, kemerleri sıkmamız lazım" dediğini görmüşlüğüm var benim. Bu yönetimin suçu mudur, başarısı mıdır bilemem ama transfer bütçeleri 15-20 milyon avro civarına dayanmışken Avrupa ya da lig şampiyonu oluşturamamaları değil ama sahada Galatasaray kimliğini kaybetmeye yüz tutmuş böyle bir oyuncu topluluğu oluşturdukları için kızıyorum.

Geçen sezonun başında bu takımın başına Frank Rijkaard gibi bir adam geldi, getirildi. Büyük bir hamledir, zihinlerdeki büyük Galatasaray'a doğru ilerlemek için bence doğru da bir yoldur ama sadece onu getirip eline de üç-beş pahalı oyuncu tutuşturmakla bu işin olamayacağını da öngörmek lazım. Galatasaray üstüne yazılan çoğu yazıyı okurum, bugüne kadar okuduğum en güzel benzetme Galatasaray'ın bir aile şirketi olduğudur. Büyümek isteyen, bu sebeple en çağdaş, en yerinde hamleleri yapan ama iş sıkışınca yine kendi kararına kimseyi bulaştırmadan vermek isteyen bir ailenin şirketi. Bu ikilemi aşmak zor, biliyorum ama ne yönetime ne de Rijkaard'a bunu denedikleri için kızıyorum ben. Bence şu Galatasaray yapısında en az kızılacak adamlardan birisi Frank Rijkaard, Johan Neeskens ve ekibidir ama onların da adaptasyon kabiliyeti bu sezon sınanacak artık...

Orta saha transferinden girdik, oraya dönerek bitirelim. Yönetimin hataları, teknik heyetin hataları, oyuncuların hataları, burada bahsetmediğimiz taraftarın hataları... Galatasaray'da yanlış giden, yanlışa giden çok şey var ama konuştuğumuz şey futbolsa, ne kadar derin bir olgu olsun, yeşil sahaya yapılacak bir transfer dahi bütün bu olumsuzları değiştirebilir, daha doğrusu o atmosferi oluşturabilir. Galatasaray'ın Godot'su bir yabancı orta saha da olabilir. Bir başka Galatasaray orta sahası, Gheorghe Hagi, bir başka rivayete göre Jupp Derwall demişti: "Galatasaray'ın olduğu yerde her zaman umut vardır." Bekleyeceğiz...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

22 yorum:

Spooky dedi ki...

Ben bu yönetimi eleştiririm. Transfer değil sadece.

Öncelikle Frank Rijkaard hamlesinin göz boyamak için olduğuna inanıyorum.

Rijkaard'ın başarısız olduğunu da düşünüyorum. Gitmesine üzülürüm bu da kesin.

Şimdi bu yönetimin yapabileceği en mantıklı şey Rijkaard ile sözleşme uzatmak. Cumhur'u, Musa'yı, Emre'yi kullanmasını sağlamak. İşte o zaman Rijkaard gitse bile elimizde bir değer olur.

Rijkaard gidecek olsa da istenmiyor olsa da sözleşme yenilenmeli. Takım içinde otorite ve motivasyon anlamında bu önemli. Yoksa huzursuzluk, futbolcuya dayalı düzen, "Rijkaard'ı kim sallar" ruh hali yerleşir. Maalesef böyle oyuncularımız var.

Biraz uzun ama bu yönetimi neden eleşitrdiğime dair bir iki satır. Sözlük'te birine yolladım, okunursa sevinirim. Taraftarın da eleştirilecek çok yanı var, Jo olayında zaten eleştirdik inşallah bir daha öyle bir şey yaşamadan tribünler kendini toparlar ama hiç sanmıyorum. Bkz: OFK maçı Ali Sami Yen.

Menajer listelerinden transfer yapıyoruz. Temmuz sonu, ağustos başı kampta listeden oyuncu seçen sportif direktörümüz var ya da her neyse. İzleme araştırma yok. Polat ve Helvacı'nın açıklamalarına göre Galatasaray'ın şu an 13-15 miyon euro civarı transfer harcamasının karşılığı olması lazım. Gelir-gider dengesiyse gelir tarafı ağır basıyor şu an. Hala oyuncu bulamıyorlar, bulduklarında pazarlığı sıkı yapıyorlar. Tamam da şu an ligler başlarken kim pazarlık yapar. Resti çeker hangi kulübe gitsek. Ancak istenmeyen, sorunlu veya bir şekilde gözden çıkmış adamlara gideceğiz. Yani ya düzgün transfer için para vereceğiz ki aylardır yaptıkları pazarlığa ters düşecekler ya da yine yine risk alacaklar. Bütün takım piyango; Pino-Kewell-Serdar-Mustafa Sarp bile piyango. Geçen seneki son 4 aylık form düşüşünü tekrar yaşarsa Cana'nın bile yedeği yok.

Seyrantepe spor kompleksi/ali sami yen spor kompleksi dedikleri bi şey var. Bi tane futbol stadı. Spor ne bilmiyorlar? Anca bizi kazıklıyorlar, proje ilk halinden eksile, eksile kuş kadar kaldı. Aman yetiştirelim diye taviz vere vere 100 kere değişti.
Simdi spor salonu da yok. Belki yaparız yolun bu tarafındaki araziyi alırsak diyorlar. Sonra Galatasaray'ın geleceği bilmem ne... Yahu Galatasaray futbol takımı değil ki; bir stat nasıl gelecek olur? Zaten futbolun geliri olarak gösterdikleri takdirde başka branşlar finanse edilemez stat geliriyle. Bağlı oldukları Uefa Kriterleri söylüyor bunu.

Spooky dedi ki...

Seyrantepe spor kompleksi/ali sami yen spor kompleksi dedikleri bi şey var. Bi tane futbol stadı. Spor ne bilmiyorlar? Anca bizi kazıklıyorlar, proje ilk halinden eksile, eksile kuş kadar kaldı. Aman yetiştirelim diye taviz vere vere 100 kere değişti.
Simdi spor salonu da yok. Belki yaparız yolun bu tarafındaki araziyi alırsak diyorlar. Sonra Galatasaray'ın geleceği bilmem ne... Yahu Galatasaray futbol takımı değil ki; bir stat nasıl gelecek olur? Zaten futbolun geliri olarak gösterdikleri takdirde başka branşlar finanse edilemez stat geliriyle. Bağlı oldukları Uefa Kriterleri söylüyor bunu.

Branş açacağına, olanı geliştireceğine ancak laf üretiyorlar. Fenerbahçe'ye iki sponsor buldular diye övünmesinler diye laf sallayan ikinci başkanımız var. 13 bin kişilik salonu dikiyor; sinemasıyla, oteliyle Fenerbahçe. Bize 1500 kişilik voleybol salonunu 10 aydır pazarlıyor Adnan Polat. Kimse kusura bakmasın gerçekler böyle...
Stadın yanına salonu yap. Maç günleri "Galatasaray Günü" olsun. Futbol macına bileti olana bedava olsun, basketbol, voleybol maçları. 5-6 senede basketbol, voleybol, su topu seyircini oluştur. Salonu işlet... IMG ile ISG/Comperio ve AEG Worldwide ile ben çalışmıyorum. Bu yönetim çalışıyor.

Bugün Milan, Juventus, Liverpool transferde binbir takla atıyor. İstediklerini alamıyorlar listelerin 4. 5. adamlarına düşüyorlar. Öte yandan Genoa, Fiorentia, Udinese artık yükseliyor. Alman Ligi yükseliyor. Doğru planlama her şeyden önemli.

Spooky dedi ki...

Elano'nun DK sonrası satılacağı geldiği ay belliydi. Oluşturdular bu algıyı, basın yoluyla başka yollarla...
Bayern Münich, yıllarca liginin tek büyüğü olsa da ligi cazip olmasa da Avrupa'da iş yaptı. İşte Lyon... Kimi alacaklarını, kimi satacaklarını biliyorlar. Galatasartay'ın Elano alternatifi var mı? Geçen seneden belli mi kim o isimler? Keita'nın satılacağı Nisan'da belliydi madem, Pino'nun temmuz sonu gelmesi mantıklı mı? Bank Asya'da yabancı kuralı belli, Süper Lig'e gelen yabancılar belli.. Yatırım yap al 20 yaşında 3 adam, kirala. Kiralamayı gelir kapısı, deneme, oyuncu geliştrme olarak gör.
Dünya kupası sonrası cıktı şöyle iyi oyuncular, böyle iyi oyuncular var dedi Adnan Polat. Gençlere yatırım yapacağız dedi. Off the record o röportajda isim verdiğini de yazdılar sonra Hürriyet'tekiler. Annan mesela, Annan'ı United takip ediyor, istiyor; İngilizlere göre. Baş altı İngiliz takımları istiyor. Polat sanıyor ki bir tek kendisi Dünya Kupası'nı izledi. Dos Santos'a bile yatırım yapmaya çekindiler belki pahalıydı ama onu bile açıklayamadılar. Transfer sıkışınca Kewell'a geri sarıldılar... Şimdi kafada burayı bitiren Elano'ya sarılırlarsa ne yapacağız?

Spooky dedi ki...

Galatasaray'ın nesil yakalaması lazım. Galatasaray nesilleriyle şampiyon olur, başarılı olur. Yine sezonu kurtarmak için, Rosicky Ledesma adları gündemdeydi. sırf 1 milyon 2 milyon euro fazla vermeyelim diye. Tamam Rosicky Ledesma tecrübedir, sezon kaybı olmaz. Peki bu rotasyona artık emre'yi cumhur'u musa'yı sokmak lazım değil mi? Çık söyle, gönder Servet'i, Barış'ı.. Bu adamları eleştirmedi mi Gençlerbirliği maçından sonra? Arda'nın kaptanlığıyla sorunu olaan gider dedi. Servet hala takımda... Keita'yı eleştirdi Galatasaray'a yakışmadı diye. Barış'ın attığı tekme mi yakışıyor Galatasaray'a? Barış'ın kaçıncı çift dalışı, kaçıncı tekmesi, kasıtlı hareketi?

Söylediğinin arkasında dursun istiyorum, salon yapsın, branş açsın, rekabet etsin.

Basketbol voleybol branşlarında sponsor bulduğu için Fener'e övünme derken fenerin o şubelere koyduğu paranın yarısı kadarını da şubesine koysun. Fener'i eleştiriyorsan at cafe crown'ı medical park'ı görelim. Aynısını yapıyorsun sonra da yönetimce gidip eleştiriyorsun. Sponsor bularak yapıyorlar nedir yani diye?

Serhat dedi ki...

Ben Ali Sami Yen'de ilk 30 dakika rakip alanda baskı yapan, rakibi boğan Galatasaray'ı özledim..

Aslantepe dedi ki...

Bir koca sezon boşa gitti geçtiğimiz sene. Bir koca sezon da boşa gitmek üzere. Geleninden gideninden geçtim artık. Bir karakteri yok bu takımın. Bir planı bir projesi. Hepsi sözde slogan halinde. Rijkaard devrimi,geleceğin projeleri,sponsorlar,riva,aslantepe,.. Söylemde çok şey var ama eylemde hiç. Bir başkan düşününki haftada bir çıkıp daha en az 2 transfer yapacağız desin. İstisnasız her hafta. Bırak artık konuşma başkan. Alabilirsek ne ala alamazsak da ne yapacağımızı bilelim. En son hatırlıyorum o 2 transfer hazırlık kampına yetişecek diyordu mikrofonlara başkan. Zaman bu geçti gitti. Rijkaard bunları duymuyor mu bilmiyor mu.. Biliyor elbet. Çalışma şevki kalır mı peki bu ciddiyetsizliğin içinde. Sanmam. Ben de olsam kontratım son senesini tamamlamaya ve 3 milyonuma bakarım bu ciddiyetsizliğin içinde
Galatasaray sistemsiz Galatasaray programsız Galatasaray vize sınavına sınava saatler kala çalışan öğrenci gibi.. İlk 11 seviyesinde alınacak Rosickylerden Ledesmalardan Diegolardan geçtim +2'lik kontenjan için iki tane genç potansiyelli oyuncu eklenemez miydi bu takıma bunca zaman o kadar da mı parasız bu takım.. Her neyse..
Şimdi çıkıp Başkan yarın 2 transfer daha yapacağız diyeceğine bütçemiz elvermedi bu sene elimizdeki kadroyla devam edeceğiz altyapıdan da 6 oyuncuyu Rijkaard'ın talimatıyla A takıma çıkardık kadroya gençlerle kuracağız dese tüm muhalefetime rağmen geçmişteki Adnan Polat yönetimini desteklerim. Yeter ki bir planımız olsun boş laflarımız değil..

Anonymous dedi ki...

Maçların ilk 20 dakikasi rakibi boğan Galatasaray karakterinin yok edilmesine yanarım.
Son 2 yıl don 3 ay yokları oynayan takımdan sıkıldım..
Kaleci ihityacını 5 yaşındaki çocuk bile görüyor,keşke büyükşehrden Türk statüsündeki Hasagiç alınsa,hiç olmasa aklmız orda kalmaz..
Uğur sen ne düşünüyorsun bu Hasagiç hakkında?

sembolist dedi ki...

Uğur,bu yıl,Galatasaraya dair okudğum en güzel yazı,ve senden okudğum en güzel yazı..
Yazıyı okurken fonda 'Olay tam da bu işte' içlenmeleri eşlik etti bana..
Bu minvalde birkaç yazı daha yazsa fena olmaz..
sağlıcakla..

Anıl dedi ki...

"Büyük bir hamledir, zihinlerdeki büyük Galatasaray'a doğru ilerlemek için bence doğru da bir yoldur ama sadece onu getirip eline de üç-beş pahalı oyuncu tutuşturmakla bu işin olamayacağını da öngörmek lazım."

Geçtiğimiz sezon bu vakitler hayat güllük gülistanlıktı oysa...

talha dedi ki...

buram buram optimizm kokan bir yazı... nereden tutarsan elinde kalacak bir yapı inşa edildi 2000 den beri. Belkide avrupada kazanılan kupaların bir lanetidir bu. Bir türlü rayına girmedi, girdirilmekte istenmiyor. İstense 11 senede bu gerçekleştirilebilirdi.

Yönetim içinden gelen pis kokuları yok sayarak, apaçi piknikçiler gibi pislik içinde -uygunsuz yerde- pikniğe devam edip birer polyana karakterine bürünmenin de manası yok.

Yönetim zafiyetini "galatasaray'ın olduğu yerde ümit vardır" ile görmezden gelmek akıl karı mı?

mre dedi ki...

Kardeşimin benzetmesini yazayım transferlerle alakalı. Geçen yıl "sihirbaz" yaptı transferleri bu sene "hokkabaz"
Kimse hakaret ediyor falan demesin diye not düşelim;tdk'ya göre
hokkabaz:El çabukluğu ile birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayı meslek edinen kimse.

Erdal Güngör dedi ki...

İşin sırı Galatasaray kadar oyunuda sevmekte yatıyor. Benim Galatasarayla tanışmam çok gerilerde ve aynı zamanda seyrettiğim ilk canlı futbol maçı olmuştu. İşte o günden sonra ne yapıp edip futbolu öğrenmeye çalıştım,büyülemişti beni. Almanya'ya göçümüz benim için şanstı burada istediğim ortamı buldum ve uzun yıllar futbol oynadım.

Malum,insan futbolun yanında diğer sporlarada hevesleniyor,zaten doğrusuda bu.Peki soruyorum Türkiye'de böyle bir ortamda kaç çocuk ilk seyrettiği canlı futbol müsabakasından sonra bu güzel oyuna heves sarıyor? Elbette vardır da PS,PC vb. sanal ortam dışında canlı oynama imkanları varmı?

Önemli olan orta sahaya ya da başka mevkiye transferler değil,önemli olan sahaya çıkan 11 kişinin ortaya koyduğu performans,üzerlerinde olan formanın ağırlığını hissetmeleri.Futbolu anlamak ancak oynamaktan geçer,saatlerce çene çalmak,gazetelerden tv'lerden takip etmek boşa zaman harcamaktan başka bir şey değildir..

pclion dedi ki...

Arda, katılıyorum ben de görüşlerine. Özellikle transferde organizasyon noktasında, zaten Udinese ve Palermo özelinde değinmiştim ben de birkaç kez.

Serhat, artık rakipler de eskisi kadar zayıf değil ligde ama bir şeyleri ıskaladığımız muhakkak...

Aslantepe, şu son yazdığına imzamı atarım. "Orta sahamızda Cana'nın yanında Musa Çağıran ve Cumhur Yılmaztürk'ü kullanmayı planlıyoruz, Arda'nın arkasında ise Emre Çolak'a daha fazla süre vermeyi planlıyoruz. Bu sebeple yabancı transferi yapmamaya karar verdik" dense inan çok daha umutlu ve mutlu olurdum bu sezon için.

Adsız, Hasagiç benim çok tuttuğum bir kaleci değil. Çağlar'la beraber Cenk'i alabilsek iyiydi. Allah bu Aykut fetişinden kurtarsın bizimkileri. Referansı nedir bu adamın da yıllardır Galatasaray kalesinde ilk ikide, aklım almıyor.

Mesut, teşekkür ederim. Senle bir şey konuşmam lazım, yardımına ihtiyacım olabilir. Güzel bir iş için. :)

Anıl, ben geçen sene gerçekten çok ümitliydim ama insanın öngörüleri her zaman doğru olmuyor. Sezon başlangıcı da epey yanıltıcıydı bu noktada. Orta saha problemini işaret etsek de Linderoth'un yine olmayacağını, Ayhan ve Barış'ın üç-dört gömlek aşağı düşeceğini, yani bu kadarını beklemiyordum. Çok ayıp bir şey olmasa gerek. Bu sene önümüzü daha iyi görebiliyoruz en azından.

Talha, senin mesajını ben cidden anlayabilmiş değilim. Buram buramı geçtim, şu yazının nesi optimist allah aşkına? Yönetim zaafiyetini geçtim, daha genel perspektifte de uzun süredir Galatasaray'ın doğru yönetilmediğine inandığımı söyledim. Bence üçüncü paragrafı bir daha oku. Hagi'nin sözü de aklama cümlesi değil, ümitsizliğe rağmen takımına tutunan bir taraftar refleksidir. Beklemeyelim mi yani, bırakalım mı Galatasaray'ı? Çok olmayan yaşıma rağmen rahatlıkla daha kötü yönetimler gördüğümü söyleyebilirim en azından, o dönem de takip etmeyi bırakmadım Galatasaray'ı. Sanmıyorum bırakacağımı da...

eeyore dedi ki...

hagi ya da derwall'in söylediği" galatasaray ve umut" bağlamlı cümleye sonuna dek katılıyorum ve işlerin düşünüldüğü kadar da vahim olmadığına inanıyorum.

yine de sorunlar yok değil: orta sahadan ziyade bütün taraftar gruplarının-bloglar da dahil- işin ehli bir sağ bek için kampanya başlatması gerekiyor. yıllardır devşirme sağ beklerle oynuyoruz ve bekler stoperlerden daha önemlidir futbolda. kademeye girmeyi bilmiyorlarsa-sabri gibi- sorun yaşatırlar her dem. sabriyi suçlamıyorum çünkü yeri orası değil.

orta sahadan daha vahim bir mesele de tribünlerdir. bunun için kendi adıma söyleyeyim her fırsatta yazıyorum. tribün olumuşumu özellikle iç saha maçları için çok önemlidir. galatasaray avrupa'da büyük zaferler kazanırken, sami yen ayrım olmadan her takım için bir cehennemken cennete dönmüştür. orta sahada lampart olsa ne yazar. tribünlerin kısa sürede organize olması şarttır.

aile şirketi kavramına katılıyorum ancak bu türkiye'nin tamamı için geçerli bir yargı. türk şirketleri ve kurumsallaşma. pehhhhhh:) mümkün gözükmüyor en az bir 20 yıl. takımların yönetimleri reklam peşindeki iş adamlarına devrediliyor onlar da bildikleri yollarla yönetiyorlar camiaları. profesyonel bir tane adam yok yönetimlerde.

son olarak yine de en umut vaad eden takım galatasaraydır. deneyimi ve görgüsü ile bunu başarabilme potansiyeline sahipler. ilk aşama geçildi ve büyük bir teknik adama sabır gösterildi. geç kalınmış bir hamleydi. sabır başarının en önemli unsuru.

her şey güzel olacak...

Anonymous dedi ki...

Çok büyük bir uyku hali var taraftarda, bu uyku hali şok bir yenilgide isyana dönüşüyor her saniye bastırılıyor,sonrada patlaya hazır bomba haline geliyor. her patladığında gücü azcağına geçmişten aldığı güçle patlıyor sanırım bekleiyoruz ama bu seferki bomba patlarsa geride hiç bir şey bırakmaz buda bir FB maçına bakıcak gibi.

GS taraftarlar seni katmıyorum uğur çünkü hatırlayamıyorum ne dediğini tam olarak, 3 transfer lazımdan 1 transferde olsa olura geldi.Transferler veya başka şeyler fark etmez sayın polat ve ekibi gelip daha doğrusu gelmelerine yakın gelen şampiyonluk bize tamda istediğimiz GS vermişti türkler gençler herkez bir arada biz bu ümitle onları sırtımızda bu sene ortasına kadar taşırız gibime geliyor.

Bana göre yapılan en büyük hatayı en çok sevindiğim mutlu olduğum durum olması ve bunu yeni fark etmek beni üzüyor.FRANK sonuna kadar destek vericeğim ardanın şu 3 senedir gelişmeyen şutunun 1 senede gelişip 18 yaşındaki serdarı ve emre yi oynatığı için hatta berk bile oynadı bir ara.Bizlere ne kadar zeka akıl fakiri yorumcularımız olduğunu sadece bir söz söyleyip bize anlattığı için.Ama onun hep bu takım için uygun olmadığını düşünücem çünkü zaten oyun karateri olan türkiyede oturmuş tek oyun karakteri olan bir takıma başka bir karakter oturtmaya çalıştığı için ve onu bu amaçla getirenlerin ondan hala bu yapmasını istediği için.Bunları görüncede düşünüyorum sanırım bazı arkadaşların söylediği gibi belkide sadece bir göz boyama idi.

Ardığımızda eleştiricek çok şeyler var tebrik edilicek de çok şeyler var.Sonuçta futbol sakız gibidir ister düzgün çinersin adam zanederler izder cakgudu cukgudu diye çinersin başka bişi zanederler bekliyoruz sayın adan polat söylemişdi ışığı görüyoruz sonrada güneşin ışını görüyoruz tünelin ucunda demişti ama gittiği tünel sağlam değil gibi çünkü benim gördüğüm tünelde artık göçük var kurtulmayı bekliyoruz ve ülkemizde gelnelikle göçükte kalanlar sağçıkmaz ya geri dönücez başka bir tünel için yada ölücez .Umarım aynı tünele bakmıyoruzdur.

excellence dedi ki...

Eskiden mac baslar baslamaz taraftar 1 takimimiz 2. hemen rakibi isirirlardi ve 20-30 dk öyle bir bogucu pres yapardi ki rakip sagli sollu darbe alip serseme dönen boksör'e dönerdi.

Bu özelligimiz kaybettigimiz cok asikar, hem tribunde hem sahade.

Taraftar bir tutturmus "Harry, Harry Kewell" sloganini ve ayni slogani isim degistrerek her futolcuya kullaniyorlar örnegin "Milan, Milan Baroooos" Yada "Arda, Arda Turan" Bukadar fanteziden uzak kolaya kacan slogan daha önce hic duymamistim ve artik iyice gicigima gidiyor.

minecamur dedi ki...

Dün de söyledim çok doğru gözlemlere dayalı harıka tespitler yapmışsın.Teşekkür ederiz yazı için süper olmuş :)

anfieldyolu dedi ki...

Galatasaray spor kulübü olmaktan uzaklaşıyor adım adım...
Galatasaray futbol takımı da takım olmaktan uzaklaşıyor...
U17 takımımız Barcelona'yı yeniyor,ama kaçımız diyebiliyor bu çoçuklar bizim geleceğimiz?
Alt parçaların oluşturduğu sistemlerin topyekün hareket etmesi, bir nevi "olumlu basitleşme" ile oluşur.Dışarıdan bakıldığında çok basittir ancak kompleksliğin dibine vurmustur sistem. Bir sistemin en iyiye ulaşması, her parçanın kendi en iyisine ulaşması değildir, parçaların sistemin gerektirdiği en iyiye ulaşmasıdır.Önceleri "basit bir takımımız" vardı, ancak yıllar geçtikçe her parçanın ayrı telden çaldığı, sokaktaki anlamda basit, yoz parçalar kümesi kalıyor elimizde.

Kaan dedi ki...

@excellence yani hocam marjinal olmak içinde şu önde pres yapamama durumunu harry'e bağlamak bilemiyorum sanki harry sakatken süper baskılı oynuyodukya gördük.Bir ilk önce önde basmak kılişesinin 3 kişi ile topu alan adama gitmek olmadığını illa çok büyük efor sarf ettmeden de basıla biliceğini anlamamızlazım önde basmak defans veya kaleci topu aldığında pas atabiliceği oyuncuların top olabilicekleri böyge çaplarını kapamaktır böylece uzun ve hatalı oynanır böylece o baskıdan kurtulunursa 5 adam ileriden gerice köpek kovalarcasına kaçmak zorunda kalmaz bir tuturduk bazı yorumcular sayesinde önde basmak ama kimse ne olduğunu bilmiyor.Oyunu bilmeyen aydın ile önde basılmaz sıf koşuyor diye oyunu bilen pozisyon alabilen kewel ile basılır.

Neyse konu ile ilgi olarak benim kafamda ki Galatasaray da Derwallin sözünü çok kullanmamak yatar çünkü o söz hep karamsarlıkta söylenir ve Galatasaray diyer klüpler gibi kendi kendine problem yaratıp sorun yaratıp karamsarlığa giren bi klüp değil sanki birazda sorun burda çözümde burda.

@anfieldyolu tamamen katılıyorum sana ama belkide hepimizin adnan polatı ve frankı zar zor eleştirmemizin sebebi bu biz onlardan senin bahsetiğin olayları yapmalarını bekledik bekliyoruz bakalım ne olucak bu işin sonu.

anarion_fek dedi ki...

Kabul etmek gerekir ki sadece Galatasaray özelinde değil bütün dünyada futbolda bir kriz ile karşı karşıyayız. NBA'da lokavt sesleri yükseliyor. Bu nedenle yönetimi transfer üzerinden suçlamak ya da eleştirmek çok doğru değil.

Galatasaray sportif değil ama mental olarak 2000'den sonraki en parlak dönemini yaşıyor. Şampiyon yapmadığı halde kovmadığımız teknik direktörlerde geriye gidelim? Fatih Terim, Lucescu, Mustafa Denizli, Jupp Derwall... Yönetim bu listeye Frank Rijkaard'ı eklediği için bile başarılıdır bence. Beşiktaş ve Fenerbahçe'de bu listede kimler var - tam sezon geçirmiş -

Yönetim çok doğru bir hamle ile arkadaşlar +/- dengesi yapacağız dedi. Kewell ve Baros ile makul fiyatlara anlaşıldı. Pino ve Cana'nın maliyetleri kariyerlerine nazaran ucuz. ( Bu süreçte yapılan üslup hataları var ) Şunu alacağız bunu alacağız da demiyor yönetim. Durumu açıklıyor...

Eskiden 20 dakika boğardı 30 dakika boğardı eleştirilerine de katılmıyorum. Eğer Rijkaard futbol modelini istiyor ve bekliyorsak sabredeceğiz... Ben 2020'de ilk şampiyonluğu görmeğe hazırım...

Kaan dedi ki...

@anarion_fek bende hazırım 2020 ye kadar beklemeyede bizim dedimiz şu bu kriz bir anda gelmedi geçen senede vardı burda bir plansızlık var bir sene de her 2 seneninde parası harcanmış gibi duruyor.Birde transferden kâr olarak elde edilen para 6.5 milyon € gibi bir rakam bu rakkam ile çok rahat sorun olan kısma biri alınabiliceken hala çingene pazarlığı hala
alıcaz sabrediyoruz olmuyor bir sorun sana şampiyonluğu kaybetirebilicekse hatta yönetim koltuğunu ve frank rijkard gibi bir değeri de kaybetiricekse çok fazla kriz ayaklarına girmemek lazım istense şuan fazlasıyla sponsor bulunurdu başka bişiler var gibi.

talha dedi ki...

konuyu bırakmak durumuna getirmek değil amacım. Sadece yaraları deşip deşip sonrada ümitle bakalım başka ne yapalım ki zaten elden ne gelir matığı beni rahatsız eden. 11 senedir iyi yönetim yok. çokça eleştirilen cansun veya süren in bile belli bir cizgisi ve amacı vardı... Allah aşkına bunların neyi var ? Tepki verilmeli taraftarımız bir beşiktaş taraftarı kadar baskı kuramadı yıllardır. taraftarlar tribünleri bile sattılar... heryer kokuşmuş...

Sevgimiz var takımımıza da inancımız yok yöneticilere ve taraftarlarına... işin özü bu benim için...