Stanislav Sestak: Ankaragücü'nün Slovakları

 Ankaragücü, geçen sonbahar Melih Gökçek himayesine geçtiğinde herkes başkent ekibinin 2010 yaz transfer döneminin hareketli, tabiri caizse para saçan kulüplerinden birisi olacağını biliyordu, en azından tahmin ediyordu lakin iyi paralar harcasalar da Gökçekler Ankaragücü'ne hiç de fena olmayan, akıllı transferler yaptılar. Hatta bunun da ötesine geçip daha önce parası olan kulüplerin uygulamadıkları bir fikre yöneldiler. Aynı milli takımda düzenli oynayan yabancılardan birbirine bağlı bir oyuncu topluluğu yaratmak...

Benim 2008'de küme düşen Nürnberg'in boşa çıkan her kalburüstü oyuncu gibi adını koyamadığım bir sempati beslediğim Robert Vittek'i Lille'den önce kiralayıp bu Dünya Kupası öncesinde kadrosuna katan Ankaragücü, ses getiren forvetin yanına Beşiktaş'la adı yıllardır anılan adamlardan biri olan Rosenborglu Marek Sapara'yı eklemişti. Bu ikilinin performansından memnun olan Ankaragücü yönetimi bu yaz transfer döneminde de forvet arayılarını bir başka Slovakya Milli Takımı oyuncusuyla sonuçlandırdı: Stanislav Sestak...

Dünya Kupası'nda Bağış Erten'in önderliğinde çıkarmaya niyetlendiğimiz ancak pek de istediğimiz gibi gerçekleşmeyen Falso projesinde Slovakya'yı ben üstlenmiştim. (Bkz. Avrupa'nın Çaylağı: Slovakya) Taraf'ta da İtalya ve Hollanda'yla oynadıkları maçlarının yazısını yazdım. Bu yüzden Slovak arkadaşlara hem bir sempatim, hem de onları yakından takip etmişliğim var. Bu yüzden bu üçlü hakkında ufak bir özet geçmek istiyorum öncelikle...
Robert Vittek: "Beyin bedava!"

Dünya Kupası kadrosuna çağrılmasına karşın sakatlığı sebebiyle turnuvaya gidemeyen 33 yaındaki emektar Miroslav Karhan'ı bir kenara koyarsak henüz 29 yaşında olmasına rağmen takımın en tecrübeli ismi kupada 4 de gol atan Robert Vittek... Kupaya direkt katılmalarını sağlayan elemelere dördüncü torbada girmelerine rağmen grubun favorileri Çek Cumhuriyeti ve Polonya'dan 10 puan çıkaran takımın forvet hattındaki sabit oyuncu da Vittek'ti, onun partnerliğini üstlenen isim ise elemelerde yıldızı parlayan Stanislav Sestak'tı. Eski Bochumlu elemelerdeki 10 maça tam 6 gol sığdırdı. Dünya Kupası'nda performansı iyi olmamasına karşın Vladimir Weiss'ın Vittek'le beraber ileri uçta ısrarla onu kullanmasının sebebi buydu. Sapara ise takımın en önemli oyuncusu Marek Hamsik'in arkasında bekliyor çoğu zaman, bu açıdan biraz şanssız ama takımın en iyi oyuncularından biri olarak kabul ediliyor yine de...

Türkiye'de planlı bir fikrin ardından gidildiği pek görülmez, yabancı bir milli takımın hücum hattını takıma monte etmek de büyük ihtimalle Vittek'in gazıyla doğaçlama gelişse de bu açıdan değerli bir örnek. Gençlerbirliği'nin Avustralyalı birçok oyuncuyu lige kazandırmışlığı var, o da kaydadeğer bir girişimdi ama Avustralya pazarının darlığı ve Gençlerbirliği'nde Thomas Doll'ün gelişiyle değişen transfer refleksleri bu hattın kalıcı bir kaynağa dönüşmesini engellemişti. Ankaragücü, bir başka Ankara ekibi olarak bu kez Orta Avrupa'da bence çok verimli bir köprü oluşturmak üzere ve kalitesinden sual olunmayacak bu üçlünün arkasını ileride ülkenin genç jenerasyonundan birkaç isimle kuvvetlendirirlerse bir ülkenin kimliği Türkiye'den bir takımla özdeşleşmiş olacak. Türkiye'de eksikliğini çektiğimiz temel fundemental eksiklerine daha az sahip olan ve profesyonelliğe dış ülkelerde adım atmaya alışkın olan Slovakların Türkiye macerası daha uzun soluklu olabilir...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

Anonymous dedi ki...

vittek dünya kupasında 4 gol atmıştı, imaknınız varsa düzeltin isterseniz... kolay gelsin.

pclion dedi ki...

Sağolun, düzelttim. Aklımda 3 diye kalmış ama 4'tü, evet...