John Wall'un Draftı

Kahve takviyeli bir gece geçirip 2010 draftını izledik ama ne yalan söyleyeyim, son yıllardaki en yavan, en düz draft gecesi buydu herhalde. Draft gecesini zevkli kılan detaylar bellidir. Lotaryada kimin ne seçeceğini beklerken yaşanan heyecan, takaslar ve yakından takip ettiğimiz (genellikle uluslararası) oyuncuların kaçıncı sırada gideceği. Dün gece bana bu üç noktada da sınıfta kaldı. Hoş,  David Stern oradan çıkıp "Senin keyif için mi draft yapıyoruz lan burada" dese haklı ama bütün gece uyumadan oturup izleyince insan biraz da bireyselleştiriyor olayı. Neyse, uzatmayayım.

Bu seneki draft sınıfı uzun süredir olmadığı kadar yerel kaldı. Herhangi bir Türk'ün draft sınıfında yer almaması bir yana, lotaryada seçilecek düzeyde bir tane dahi uluslararası oyuncu yoktu. Benim draft takibimin çıkış noktası bu olur genelde. Ömer ve Semih'in ikinci turdan seçildiği 2008 draft havuzunu ezberlemiştim neredeyse. Bu sefer NCAA'in damga vurduğu bir draft olunca John Wall dışında çok malumatım yoktu drafta kadar.

Bu draftı diğerlerinden ayıran temel nokta boşa çıkan dört-beş süper yıldız için pozisyon almak adına önemli bir fırsat olmasıydı ki Hidayet Türkoğlu'nun da dahil olduğu bir takas şenliğine dönüşmesi olasıydı draftın. Bu açıdan dişe dokunur tek hamle LeBron James yarışında uzun süredir favorim olan Chicago Bulls'un Kirk Hinrich'i üstüne bir de draft hakkı vererek hibe etmesiydi. Bu şekilde salary cap'ini iki maksimum kontrat alacak seviyeye yaklaştırmış oldu Chicago. Bunun dışında draftta seçilen oyunculardan bağımsız bir hamle gelmedi.
John Wall ve Evan Turner'ın yanı sıra İsmail Şenol'un yayın boyunca övdüğü Derrick Favors, potansiyeli sırasının ötesinde gösterilen DeMarcus Cousins ve Paul George bu sene özellikle takip edeceğim adamlar gibi duruyor ama asıl şenlik serbest kalan oyuncuların kaderinin bir hafta içinde belli olacak olması. Hem takaslar, hem de dedikodular bu bir hafta birbirini kovalayacaktır. NBA'in önümüzdeki beş sezonu bu hafta şekillenecek. Dünya Kupası ve son yılların en ilgi çekici Wimbledon'ıyla güzel bir spor haftası olacak gibi...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

sannti dedi ki...

Sınıfta kaldı değil de sürpriz yoktu demek daha doğru olur bence. 9. sırada Utah'ın seçtiği Hayward'a kadar hiçbir sürpriz olmadı. İşin ilginci geçen senelerden alıştığımız takas yoğunluğu da yoktu bu yıl.

pclion dedi ki...

Sınıfta kaldı anlamında demedim de fazla öngörülürdü. Draft gecesinin farklı bir tadı vardı, onu alamadım bu yıl.

Bari iki takas olsaydı da kendimize gelseydik. :)