Midtjylland - Omonia - Lech Poznan

UEFA Kupası ön elemelerinde bu gece oynanan maçlarda sürpriz sayılabilecek maçların en başında şüphesiz Manchester City-Midtjylland (tek seferde yazmak mümkün değil) mücadelesi geliyor. Danimarkalılar Manchester'dan galibiyet çıkarmayı başardılar 15. dakikada Olsen'in attığı golle. Bu takımı şimdi Bundesliga'da oynayan Mohammed Zidan'ın eski takımı olarak tanıyorum, başka bir bilgim yok. NTV Spor maçı canlı vermiş, izlememekle çok mu şey kaçırdım bilmiyorum ama tekrarında gördüğüm kadarıyla Danimarka ekibi övgüyü kesinlikle hakediyor. Turu atladılar demek için çok erken, bence şanslar hala %50-50 ama ikinci maçta gönlüm bu ekiple beraber olacak futbolun büyüsü adına.

Yunanlılar'a 3 gün önce "bu sene Kıbrıs'tan iki takım çıkacak, birisi Olympiyakos'u diğeri AEK'yı eleyecek" deseler muhtemelen söyleyene akıl hastası muamelesi yaparlardı ama artık değil. Yunanlılar Olympiyakos'un Kıbrıs Rum şampiyonu Anorthosis'e 3-0 gibi farklı bir skorla yenilmesinin şokunu atlatamadan bu sefer belki de ondan daha büyük bir şokla karşılaştı. AEK Atina'da Omonia'ya 1-0 yenildi. AEK'nın durumu çok daha kritik çünkü turu kaybetmesi Avrupaya veda etmek demek. Böyle abuk subuk isimli takımlara dikkat ettiğim için Omonia'yı ilk defa duymuş sayılmam ama bir tane oyuncusunu söyle deseniz aval aval bakarım. Bende futbol takımından çok deterjan markası çağrışımı yapan bu takım "büyük ağabey"ine fena çalım atmak üzere.

Son sürpriz ise adını gerçekten ilk kez duyduğum bir ekipten geldi, Lech Poznan. 90'ların hızlı İsviçre ekibi Grasshoppers'a 6 tane atmışlar. Neydin ne oldun Grasshoppers demek geliyor içimden. Bir ara Şampiyonlar Liginde Galatasaray'ın fix ön eleme mezesi olan İsviçre şampiyonlarının başını çekiyorlardı. Hatırladığım en net pozisyon ise Sami Yen'de 2-0 öndeyken penaltıyla durumu 2-1'e getirdikleri andı. Babama çocuk aklımla "Taffarel kurtarır belki baba" dediğimi hatırlıyorum, sonrasında "sus!" komutu aldığımı hatırlıyorum. Babamın bana karşı sesini yükselttiği nadir anlardan biridir bu, aklımda kalması da o yüzden olsa gerek.

İç ses: Küççük çocuğa bağırırsın ha, 10 küsür sene sonra seni rezil ederim işte böyle internetlerde!

Ehem, neyse efenim, çocukluğuma daha fazla inmeden bitsin bu post da burda...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

0 yorum: