Türk Futbolu Nasıl Kurtulur? #1 || Yayıncı Kuruluş

Bugün Noat SamisA'yla konuşurken türk futbolu hakkında ufak çapta bir beyin fırtınası yaptık, benim de aklıma da yazı dizisi halinde "türk futbolunu kurtarmak" geldi.Ülke olarak önemli meseleleri içki sofrasında masaya yatırma adetimiz malum. Madem böyle bir işe girişeceğiz, sofrasız olmaz dedim.

Maddi değer olarak "5 büyükler"den sonra en büyük lig olarak gözüken ancak hak ettiği değeri bir türlü görmeyen Süper Lig'in önündeki en büyük engel bana göre yayıncı kuruluş. Profosyonel yayıncılık anlayışından yoksun olmaları ve fahiş fiyat politikasıyla insanları yolmayı adet edinmelerini geçtim, ligin marka değerine verdikleri zararın haddi, hesabı yok. Bizler Premier Lig'inden tutun La Liga'sına, Bundesliga'sına hatta Eredivise'ına, Scottish Premier Lig'ine kadar her türlü ligi canlı olarak seyredebilirken Lig TV'nin ve federasyonun 4 büyükleri kayırma geleneği yüzünden bir Kayserispor'u, bir Bursaspor'u, bir Hacettepe'yi canlı izlediğimiz maç sayısı 4'ü, taş çatlasa 5'i geçmiyor. Böyle bir ortamda "eşit fırsat"tan söz etmek bir yana adeta sövüşlenen müşteriye bir dayatma konusu. Yüzmilyonlarca dolar dönen bir ihaleyi alıp 3 spiker'e, 5 kameramana daha az maaş ödemek için federasyonla dalavereyle çıkarılmış bir kuralı (!) bahane göstererek ligin %50sinden fazlasını yayınlamamak ne demektir?

Hadi müşteriyi kazıkladınız, 3 tane spikerle koskoca ligi sundunuz bizlere (!), peki özet görüntülere onbinlerce dolar para isteyerek normal vatandaşın 3 dakikalık özet görüntü zevkini elinden almak ne demektir? Bu ülkede 70 milyon kişi yaşıyor, 20 milyon hane sana ayda 50 ytl ödemek mi zorunda bir maç seyretmek için? Kaç yüz küsür milyon dolar para ödemişsin, ordan gelecek 50 bin dolarla mı kurtaracaksınız koskoca platformu?

Yayın politikasına tekrar dönelim. Bu kadar büyük paralar dönen bir sektörde bu kadar vasıfsız yorumcuları, sunucuları nasıl bulabiliyorlar, anlayabilmek mümkün değil. Bu ülkenin en iyi 4 spikeri(Ercan Taner, Murat Kosova, Okay Karacan, Ersin Düzen) sözde en büyük bütçeye sahip Türkiye Ligi yayıncı kuruluşunda maç anlatmıyorsa burda büyük bir problem yok mu? Ayrıca karşımıza yorumcu diye koyduğunuz Sanlı Sarıoğlu, Ümit Kayıhan gibi içi geçmiş, Avrupa futbolundan bihaber insanları haketmek için ne gibi bir günah işledik?

Avrupa yayını çok daha büyük bir rezalet zaten. Canlı yayından falan zaten vazgeçtik ama Avrrupalı bir futbolseverin Türkiye'den bir maç özeti seyretme şansı bile yok. Allahın Romanya, Bulgaristan liglerinin özetleri bile Avrupa spor kanallarında daha çok dönüyor. Neden, Lig TV 10 bin dolar fazla para kazanacak! Futbol kulüplerimiz isterse uzaya çıksın, avrupadaki adam bunu izlemediği sürece ligin değeri bir gram artar mı, hayır!

Kinimi kustum, rahatladım ama bırakıp kaçmak olmaz. Peki bu düzen nasıl değişir?

Benim çözüm önerilerim
1- Lig TV önümüzdeki yayın ihalesini kazanmamalı.
2- Doğan yayın hiç mi hiç kazanmamalı, beterin beteri var !
3- Federasyon "4 maçtan fazla yayınlanamaz" mealindeki saçma sapan kuralı yeni yayın ihalesinde kaldırılmalı ve bütün maçlar canlı olarak yayınlanmalık.
4- Daha uygun bir fiyat politikası benimsenemeli, emin olun ki şu an kazandıklarından kesinlikle daha az kazanmazlar.
5- Özet görüntüler isteyen kuruluşlara bedava verilmeli, mümkün olduğunca ligin reklamı yapılmalı.
6- Almanya, Avusturya gibi türklerin çok yoğun yaşadığı ülkeler istisna olmak üzere Avrupa'da bazı maçlarımızın canlı ve açık yayınlanması için bağlantılar kurulmaya çalışılmalı. (NTV Spor gibi bir kanal ihaleyi alırsa bu çözülür diye tahmin ediyorum.) Özet görüntüler bütün Avrupa spor kanallarına ücretsiz verilmeli.
7- İki eli kanda da olsa Ercan Taner, Okay Karacan, Murat Kosova bu ligin maçlarını anlatmalı. Futbol sadece sahada oynanmıyor, biraz kalite, biraz izlenilebilirlik te lazım.

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

Anonymous dedi ki...

hay ağzına sağlık be pclion.
ben bıktım usandım şu ligtv den şu dsmarttan.
beni çıldırtan spikerler değil kamera açılarının berbatlığı görüntü kalitesi hiç değil.bunlarda dertti benim için bir zamanlar ama giderek bağışıklık kazandım.kazandırıldım!
ama birşeyi bünyem kaldıramıyor hala.
Çok afedersiniz eşşek kadar sanal reklamlar.
Yok HES KAblo yok DEW yok bilmemne.
ALtyazı şeklinde geçen(!) ama sahanın yarısını kaplayan pozisyonları öldüren o reklamlar yokmu birde?
Allahdan sabır diliyorum o anlarda küfür etmemek için resmen savaşıyorum kendimle.
Sakin olmalıyım diyorum derin derin nefes alıyorum.
Tam çıldırma noktasına geliyorum ki küt maç bitiyor ve sakinleşiyorum.Şu futbol 110 dakika olsa yemin ederim ne izlediğim kafede lcd ne de evde kırılmadık eşya bırakırdım.

Allah hepimize sabır versin.
NTVspor da ne yapsın ne etsin birdahaki ihaleyi alsın.
O kadroyla maç izlemek apayrı bir zevk oluyordu.

Son söz : ligtv HDye geçti biliyorsunuz euro2008 ile beraber.Sağolsunlar
HD olarak bize reklam izlettiriyorlar.Müşteri memnuniyeti adına attıkları en büyük adım.Ama reklam aldıkları müşteriler için...
gsserhat

Anonymous dedi ki...

Ve en önemli sorun! Lig TV, D Smart ve şimdi de Spormax kanalları. Dijital platformlardan aylık ücret karşılığında yayın yapan bu kanallar 90 dakika içinde ne zaman sanal reklam uygulamasını kaldıracaklar? Ya bu reklamlar kalkacak ya da takımlar uzak kanattan atacak yapacak! Numaralı önünden kesilen her ortanın tepesine binen Smart ADSL ile bu sezon bitmez yoksa! Bu uygulama Avrupa'da nasıl yürüyor? İngiliz Sky, İtalya Sky, Almanya ve İspanya'dan maç seyredenler sanal reklam olup olmadığını yorumlara not düşerse arka direkte topu doksana takmış olurlar...

demiş bülent abimizde hepimiz aynı dertten musdaripiz gözüken o.

http://acetobalsamico.blogspot.com/2008/08/naklen-yaynlar-ve-spormax.html
gsserhat